İş koşturmacası, şehrin kalabalığı ve trafik karmaşası derken kimi zaman İstanbul’da yaşamak yorucu hale gelebilir. Böyle zamanlarda en güzel çözüm ise tabii ki İstanbul’dan biraz uzaklaşıp yenilenmektir. “Peki, nereye gideceğim?” diyorsanız İstanbul’un etrafında keşfedilecek, doğasıyla ve huzur veren atmosferiyle hafta sonu kaçamağı için ideal rotalar bulunuyor. Üstelik çoğu sadece 1-2 saatlik yolculukla ulaşabileceğiniz kadar yakın.
Siz de İstanbul’da yaşıyor ve bir hafta sonu kaçamağı yapmak istiyorsanız İstanbul’a yakın tatil yerleri tam size göre. O zaman gelin, İstanbul’a yakın birbirinden güzel rotalarla hafta sonu tatillerine renk katalım.
Abant, Bolu
Listenin ilk sırasında özellikle doğaseverlerin favorisi olan Abant var. Bolu’ya bağlı bu bölge; yemyeşil ormanları, muhteşem gölü ve tertemiz havasıyla dört mevsim ayrı güzellik sunuyor.
Abant, Türkiye’nin en çok ziyaret edilen doğal kaçamak noktalarından biri olarak öne çıkıyor. Her mevsim farklı bir renge bürünen Abant, özellikle doğa tutkunları ve fotoğraf meraklıları için adeta bir açık hava stüdyosu gibi.
Bölgenin kalbinde yer alan Abant Gölü aslında eski bir krater gölü. Eşsiz manzaralarıyla her göreni kendine hayran bırakan bu göl, 1998 yılından bu yana tabiat parkı statüsünde koruma altında. Özellikle İstanbul’a yakınlığı sayesinde hafta sonu biraz nefes almak isteyenler için ideal bir adres.
Abant’a gitmişken yakınlardaki Yedigöller Milli Parkı’nı da rotanıza ekleyebilirsiniz. Hem kamp yapmak hem de göller arasında yürüyüşe çıkmak için Yedigöller ile Abant gezinizi tamamlayabilirsiniz.
Sapanca, Sakarya
İstanbul’a yakın rotalar arasında huzurlu atmosferiyle öne çıkan Sapanca, Sakarya’ya bağlı keyifli bir kaçış noktası. Yemyeşil doğası ve sakin gölüyle şehirden uzaklaşıp doğada yenilenmek isteyenlerin favorileri arasında yer alıyor.
Sapanca’ya geldiğinizde konaklayabileceğiniz pek çok seçenek mevcut. Kırkpınar Mahallesi’nde göl manzaralı villalar ya da Yanık Köy’de bahçe içinde evler ile Sapanca tatilinize keyif katabilirsiniz.
Göl manzarasına karşı konaklamasanız bile Sapanca Gölü’nün etrafını çevreleyen Uzunkum’da yürüyüş ve bisiklet yolu sayesinde göl manzarasının tadını doyasıya çıkarabilirsiniz. İsterseniz bisiklet kiralayarak göl kıyısında pedal çevirebilir ya da doğayla iç içe yürüyüş yaparak gününüzü renklendirebilirsiniz. Sapanca’nın doğasını daha yakından keşfetmek isterseniz de farklı parkurlarda ATV turlarına katılabilirsiniz.
Erikli, Edirne
Edirne’nin Keşan ilçesine bağlı Erikli, Saros Körfezi kıyısında saklı kalmış doğal güzelliklerden biri. İbrice Limanı’na yakın konumu, pırıl pırıl denizi ve uzun kumsalıyla dikkat çeken Erikli, Trakya’nın Bodrum’u olarak anılacak kadar özel bir yer diyebiliriz.
Şehrin kalabalığından ve gürültüsünden uzaklaşıp doğayla iç içe birkaç gün geçirmek isteyenler için Erikli, huzurlu bir kaçamak sunuyor. Sakin atmosferi, geniş plajı ve tertemiz deniziyle hem deniz keyfi hem de sahilde uzun yürüyüşler yapmak mümkün.
Erikli sadece deniziyle değil, çevresindeki köyler ve doğal alanlarıyla da keşiflerle dolu bir yer. Bölgede yapacağınız kısa gezilerle yakın köyleri görebilir, doğal limanları ve kıyı şeridindeki saklı koyları keşfedebilirsiniz. İstanbul’dan uzaklaşıp sessiz, sakin ve masmavi bir deniz tatili hayal ediyorsanız Erikli tam size göre bir rota olabilir.
Kerpe, Kocaeli
Kerpe adını ilk kez duyuyor olabilirsiniz; ancak Kocaeli’nin Kandıra ilçesine bağlı bu sakin liman kasabası, son yıllarda doğaseverlerin gözdesi haline gelmiş durumda. Özellikle ilkbahar ve yaz aylarında günübirlik ya da kısa süreli kaçamaklar için tercih edilen Kerpe, tertemiz denizi ve bakir doğasıyla öne çıkıyor.
Hafta sonu şehirden uzaklaşıp yeni bir yer keşfetmek isteyenler için Kerpe oldukça uygun bir seçenek sunuyor. Uzun sahili, berrak denizi ve çevresindeki doğal alanlarıyla kafa dinlemek isteyenlere dingin bir ortam vadediyor.
Kerpe’nin simgesi haline gelmiş Kerpe Kayalıkları ise mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Kartal Kayalıkları adıyla da bilinen bu oluşumlar, dalgaların yıllar içinde şekillendirdiği kendine özgü katmanlı görüntüsüyle büyüleyici bir manzara sunuyor.
Ayvalık, Balıkesir
Diğer seçeneklerden biraz daha uzun bir yol olsa da keşfedilmeye değer bir rota ile devam edelim. Ancak yol gözünüzü korkutmasın, çünkü vardığınızda size her dakikasına değecek bir yerden bahsediyoruz. “Burası neresi?” diyorsanız tabii ki Ayvalık. Balıkesir’e bağlı bu sevimli ilçe; denizi, tarihi dokusu, sanat dolu sokakları ve eşsiz lezzetleriyle her yıl on binlerce gezgini kendine çekiyor.
Ayvalık sokaklarında dolaşırken Rum mimarisinin izlerini taşıyan tarihi taş evler ve Arnavut kaldırımlı sokaklar size bambaşka bir atmosfer yaşatıyor. Çarşıda gezinirken Taksiyarhis Anıt Müzesi’ni ve Saatli Cami’yi mutlaka görmenizi öneririz. Yorulduğunuzda mola verip meşhur Ayvalık tostundan yiyebilir, üstüne de yöreye özgü lor kurabiyesiyle tatlı bir kapanış yapabilirsiniz.
Ayvalık gezinizi daha da renklendirmek için Küçükköy’e uğrayarak sanat galerilerini ve atölyeleri keşfedebilirsiniz. Burası taş evleri sanatla buluşturan atmosferiyle “sanat köyü” olarak anılıyor ve tam anlamıyla keşfetmeye değer bir durak.
Ayvalık’a kadar gelmişken Rum mutfağını yerinde tatmak isterseniz rotanıza Cunda Adası’nı da ekleyin. Cunda, zengin deniz ürünleri menüleri, rengarenk sokakları ve tarihi yapılarıyla her adımda size sürprizler sunuyor. Ayvalık’tan kara yoluyla kolayca geçiş yaparak Cunda’nın dar sokaklarında kaybolabilir, sahil restoranlarında uzun akşam yemeklerinin tadını çıkarabilirsiniz.
Biraz deniz, kum ve güneş keyfi içinse Sarımsaklı Plajı doğru adres. Geniş kumsalı ve berrak deniziyle Sarımsaklı, Ayvalık seyahatinizi tamamlayacak mükemmel bir nokta.
İğneada, Kırklareli
Kırklareli’nin Demirköy ilçesine bağlı İğneada, Karadeniz’in huzur veren sahil kasabalarından biri olmasının yanı sıra dünyada sayılı örneği bulunan longoz ormanlarıyla da dikkat çekiyor. Deniz ve ormanın iç içe geçtiği bu benzersiz rota, doğaseverlere keşfedilecek pek çok güzellik sunuyor.
İğneada’ya yolunuz düşerse ilk durağınız mutlaka İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı olmalı. Bu nadir ekosistemde kısa bir yürüyüşte bile bölgenin zengin bitki örtüsünü ve canlı çeşitliliğini yakından görebilirsiniz.
İğneada’nın keşif listesi sadece ormanlarla sınırlı değil. 3-4 milyon yıl önce oluştuğu tahmin edilen Dupnisa Mağarası da bölgede mutlaka görülmesi gereken doğal zenginlikler arasında yer alıyor. Mağara gezisinin ardından Sarpdere Köyü’nde nehir kıyısında kısa bir mola vererek doğanın tadını kahve eşliğinde çıkarabilirsiniz.
Doğayla buluşmaya deniz manzarası da eşlik etsin isterseniz rotayı Limanköy’e çevirebilirsiniz. Bu sakin balıkçı köyünde taze deniz ürünleri tadabilir, masmavi Karadeniz manzarasına karşı keyifli bir yemek yiyebilirsiniz. İğneada gezinizi unutulmaz kılmak için Limanköy’deki tarihi İğneada Feneri’ni de listenize eklemeyi unutmayın.
Birbirinden güzel tüm bu yerler ile İstanbul’dan uzaklaşıp hafta sonu tatilinizi daha keyifli hale getirebilirsiniz. “Peki, İstanbul’un içinde nereleri gezebilirim?” diyorsanız da İstanbul’un saklı tarihini keşfedeceğiniz bir tur planlamak için İstanbul sarnıçları sizi bekliyor.