Kopenhag’daki Living Places Copenhagen projesi, ahşap yapılar, doğal ışık ve havalandırma üzerinden iç mekân konforunu ölçerek geleceğin sağlıklı yaşam standartlarını araştırıyor.

Martha Stewart’ın 90’larda başlattığı “color capping” yaklaşımı, tonların akışkan geçişiyle mekânlara sade ama derin bir ifade kazandırıyor.

Frank Lloyd Wright: The Chairs sergisi, Şikago’daki Wrightwood 659’da mimari vizyonu mobilya tasarımına taşıyan zamansız bir estetik sunuyor.

Geleneksel dondurma dükkânı, tasarım ve gastronominin birleştiği çağdaş mekânlara dönüşerek şehir deneyimini yeniden şekillendiriyor.

“Soft travel” anlayışı, hızdan çok hissi ön plana çıkararak seyahati bir deneyimden öte, bilinçli bir ritüele dönüştürüyor.

Şehrin enerjisini sakin bir ritimle harmanlayan, tasarım ve gastronomiyi buluşturan yeni bir buluşma noktası.

2025 kışının öne çıkan örgü hırkası, rahat şıklığı yeniden tanımlayan çok yönlü yorumlarıyla hem podyumda hem sokakta güçlü bir geri dönüş yapıyor.

Uzun yıllar görmezden gelinen kahverengi, sıcak tonları ve yalın gücüyle 2025 Sonbahar-Kış sezonunda modanın en güçlü anlatılarından birine dönüşüyor.

Geleneksel kodları modern dokunuşlarla harmanlayan bir koleksiyon, moda evlerinin yaratıcılığında yeni bir sayfa açıyor.