Avrupa Birliği Omnibus Paketi Nedir? Türkiye’yi Nasıl Etkilemesi Bekleniyor?

Avrupa Birliği Omnibus Paketi Nedir? Türkiye’yi Nasıl Etkilemesi Bekleniyor?

Sürdürülebilirlik raporlamaları için şirketler ekstra maddi kaynak ve iş gücü ayırmak durumunda kalıyor, dolayısıyla zaman yönetimi ve bütçe perspektiflerinden özellikle KOBİ’lere ekstra yükler doğuyor.

​​Sürdürülebilirlik raporlamaları için şirketler ekstra maddi kaynak ve iş gücü ayırmak durumunda kalıyor, dolayısıyla zaman yönetimi ve bütçe perspektiflerinden özellikle KOBİ’lere ekstra yükler doğuyor. Şirketler karmaşık raporlama süreçleri için ek insan kaynağı ayırmak, sürdürülebilirlik verilerini dijitalleştirmek için ise ek bütçe ayırmak zorunda kalıyorlar. Tüm bu düzenlemeleri daha kolay bir zemine taşımak adına Avrupa Komisyonu yeni bir düzenleme sunarak Omnibus Paketi’ni tanıttı. Peki Omnibus Paketi nedir, Omnibus Paketi’nin ne gibi faydaları olması bekleniyor?

Omnibus Paketi Nedir? ​

Bu paket, Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti Direktifi (CS3D), Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD) ve AB Taksonomi Tüzüğü gibi temel sürdürülebilirlik düzenlemelerinin gerekliliklerini basitleştirmeyi amaçlıyor. Aynı zamanda, KOBİ ithalatçıları için Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nda (CBAM) hedeflenen değişiklikler de yer alıyor.

Omnibus Paketinin Temel Amaçları

Omnibus Paketi, AB'nin sürdürülebilirlik mevzuatlarını sadeleştirerek, şirketlerin uyum sürecine harcadıkları zaman ve maliyetleri azaltmayı hedefliyor.

Paketle birlikte CS3D ve CSRD kapsamındaki raporlama gereklilikleri hafifletilecek, böylece sürdürülebilirlik raporlamaları daha yönetilebilir hâle gelecek. Bu kapsamda, şirketlerin yalnızca en önemli çevresel ve sosyal riskleri raporlaması yeterli olacak ve raporlama formatları daha sade hale getirilecek. Ayrıca, küçük ve orta ölçekli işletmeler için raporlama süreleri esnetilecek ve kademeli geçiş imkânı tanınacak.

AB Taksonomi Tüzüğü'nde düzenlenen düzenlemelerle, şirketlerin sürdürülebilirlik faaliyetlerini sınıflandırması kolaylaştırılacak.

KOBİ'lerin AB pazarına erişimi kolaylaştırılacak ve ithalatın süreçleri basitleştirilecek.

Omnibus Paket’in getirdiği değişikliklerle şirketler için daha az bürokrasi sağlanacak, bu sayede sürdürülebilirlik raporlaması ve uyumluluk süreçleri daha kolay yönetilecek.

Karbon ayak izi ölçümü ve raporlaması daha esnek hâle gelecek ve sürdürülebilir finansmana erişim hızlanacak.

Ayrıca AB dışından ithal edilen mallara karbon salımına göre ek vergi uygulayarak Avrupa’daki üreticilerin rekabet gücünü korumayı amaçlayan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) kapsamı da Omnibus çerçevesinde daraltılıyor. Öyle ki ithalatçıların pek çoğu bu kapsamdan çıkartılarak artık ek vergiye maruz bırakılmayacak.

Olası Riskler

Pek tabii paketin faydalarıyla birlikte beraberinde getirdiği bazı soru işaretleri de mevcut. Öyle ki, düzenlemelerin zayıflatılması sürdürülebilirlik kriterlerinin gevşetilmesine yol açma potansiyeli taşıyor. KOBİ’ler büyük şirketlere göre daha yavaş adapte olacağından ötürü büyük şirketlerin lehine dengesizlikler oluşması da söz konusu. Ayrıca paketin gerekliliklerinin dış ticarette de yeni uyum süreçlerine yol açması dolayısıyla ek maliyetler doğurması da bekleniyor. Bu noktada Türkiye için de ek maliyetlerin doğması söz konusu olabilir.

Omnibus Paketi Türkiye’yi Nasıl Etkileyecek?

Omnibus Paketi, AB ile ticaret yapan Türk şirketleri için önemli değişiklikler getirebilir. Şirketlerin bu yeni mevzuata uyum sağlaması ve rekabet gücünü koruyabilmesi için dikkat edilmesi gereken bazı konular şu şekilde karşımıza çıkıyor:

Raporlamaların basitleştirilmesi zaman ve kaynak tasarrufu ve daha hızlı iletişim gibi faydalar sağlayacağı için Türk şirketlerin AB pazarındaki işbirliklerini daha etkin bir şekilde yönetmesine yardımcı olabilir.

Karbon emisyonlarının maliyeti ve raporlanması, özellikle KOBİ’ler için önemli bir zorluk yaratıyor. Bu işletmeler, karbon ayak izlerini izlemek ve raporlamak için genellikle sınırlı kaynaklara sahip oldukları için, hem finansal açıdan ek bir sorumluluk almaları gerekiyor hem de operasyonel süreçlerinde ek bir iş yükü doğuyor. Ancak, KOBİ’lere karbon emisyonları konusunda daha fazla esneklik sağlanması, onları hem finansal açıdan rahatlatmayı hem de raporlama süreçlerini daha yönetilebilir hale getirmeyi amaçlıyor. Esneklik, KOBİ’lerin karbon emisyonlarını daha uygun maliyetlerle izlemelerini sağlıyor, böylece işletmelerin bütçelerine önemli bir katkı sağlıyor. Aynı zamanda, raporlama sürecindeki bürokratik engelleri azaltarak, çalışanlar üzerindeki baskıyı da hafifletiyor. KOBİ’lere hem verimliliğin artırılması hem de sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşma konusunda daha sağlam adımlar atılabilmesi konusunda daha fazla alan tanınıyor.

Omnibus Paketi’yle gelen değişiklikler firmaların sürdürülebilirlik alanındaki stratejilerini gözden geçirmelerini ve uyum süreçlerini optimize etmelerini zorunlu kılıyor. Bu süreç, yalnızca düzenlemelere uyum sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda sürdürülebilirlik politikalarının temelini oluşturan iş modellerinin de yeniden şekillendirilmesi gerektiğini gösteriyor. Şirketlerin bu düzenlemelere uyum sağlarken, dijitalleşme, karbon ayak izi yönetimi ve sürdürülebilirlik raporlaması gibi konularda daha inovatif çözümler geliştirmelerinin, hem iç operasyonel verimliliklerini artırması hem de küresel ölçekte daha güçlü bir rekabet avantajı sağlaması bekleniyor. Dolayısıyla, bu yeni dönemde başarılı olabilmek için, Türk şirketlerinin sürdürülebilirlik yaklaşımını sadece bir yasal zorunluluk olarak değil, aynı zamanda uzun vadeli stratejik bir fırsat olarak görmeleri büyük önem taşıyor.