Tasarruf sözcüğü bugüne kadar; bireylerin gelir/giderlerini kontrollü şekilde yönetmelerine olanak sağlayan ve daha çok ekonomiyle ilişkilendirilen bir kavram olarak hayatımızda yer etti. Şimdiyse tasarruf bilincine bambaşka bir noktadan, çevreci bir yaklaşımla bakıyoruz: gezegenimizin geleceğini kurtarmak ve korumak için tasarruf.
İnsanlığın yaşamak ve üretmek için sürdürdüğü bazı faaliyetlerin, ekosistem üzerinde geri dönülemez bir etkiye sebep olduğu görülüyor. Son yıllarda karşı karşıya kaldığımız gıda, su, enerji, ekonomi alanlarındaki küresel krizler, insanlığa hayatta kalabilmek için yeni koşullara ayak uydurmanın yani direnç geliştirmenin ne denli önemli olduğunu hatırlatıyor. Direnç geliştirebilmenin yolu ise karşımıza çıkacak küresel krizlere ve doğuracağı ihtiyaçlara karşı hazırlıklı olmaktan bir diğer anlamıyla tasarruftan geçiyor.
Gelecek kuşaklara daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir dünya bırakmak için eldeki kaynakları idareli kullanmamız gerekiyor. Bu sebeple tasarruf kelimesini günlük hayatımızda daha sık duyar olduk. Toplumsal düzeydeki eylemlerin yanı sıra günlük yaşamlarımızda atacağımız küçük adımlar da dünyanın geleceği için büyük önem taşıyor. Gelin, kaynakları boşa harcamadan kullanmanın önemi giderek artarken birey olarak günlük yaşantımızda ve evde tasarruf etme yollarına birlikte bakalım.
Satın Almadan Önce 1 Gün Düşünün
Satın aldığımız her ürünün; onu üretmek için kullanılan malzemelerden üretim sırasında yaydığı kirliliğe hatta ambalaja kadar bir çevresel ayak izi vardır. Ambalajlar doğru şekilde dönüştürülmediğinde büyük ölçüde çevre kirliliğine neden oluyor. OECD’nin 2025 tarihli raporuna göre, plastik üretimi 2020’ye kıyasla %70 artarak 736 milyon tona ulaştı. Ancak bu artışa rağmen geri dönüştürülebilen plastik oranı yalnızca %6 seviyesinde kalıyor. Ambalajlar, tüm plastik kullanımının yaklaşık üçte birini oluştururken, bunların büyük kısmı kontrolsüz biçimde doğaya karışıyor. 2040 yılına gelindiğinde yılda yaklaşık 119 milyon ton plastiğin yanlış şekilde yönetilmesi ve bunun yarısının çevreye sızması bekleniyor. Bu tablo, özellikle deniz ekosistemlerini tehdit eden plastik kirliliğinin hızla derinleşeceğine işaret ediyor.
Bir ürünü ömrünün sonunda geri dönüştürsek bile, satın alma işlemiyle şimdiye kadar gezegene verdiği hasara ortak olmuş sayılıyoruz. Bu yüzden kendinize, satın almadan önce gerçekten ihtiyacınız olup olmadığını sorabilirsiniz. Yeni bir ürün yerine ikinci el satın almayı düşünebilir ya da çevreye daha az zararı olan malzeme ve ambalaj kullanılmış, daha az nakliye yüküne sahip ürünleri tercih edebilirsiniz. Nitekim satın alma alışkanlıklarının da bu yöne evrildiği görülüyor. Çevresel sürdürülebilirlik, Y ve Z jenerasyonlarının öncelikleri arasında yer alıyor. Deloitte’un 2025 raporuna göre Z kuşağının %65’i ve Y kuşağının %63’ü sürdürülebilir ürünlere daha fazla ödeme yapmaya hazır. Aynı kuşakların sırasıyla %23 ve %22’si, çevre performansı düşük firmalarla olan iş tekliflerini reddediyor. Bu veriler, çevre bilincinin yalnızca tüketimde değil, kariyer tercihlerinde de önemli bir belirleyici olduğunu net biçimde gösteriyor.
Plastik Kullanımınızı Azaltın
5 Gyres Enstitüsü tarafından yapılan bir araştırmaya göre okyanuslarda 170 trilyondan fazla plastik parçacığı yüzüyor. Her yıl binlerce deniz kuşu, deniz kaplumbağası, fok ve diğer deniz memelileri plastik yuttukları veya plastiklere dolandıkları için can veriyor. Bilim insanları, plastiklerin bu denli hızlı şekilde çevreye salınmalarının devam etmesi halinde temizliğin nafile olacağı konusunda insanlığı uyarıyor. Hâl böyleyken plastik atıklarınızı azaltmaya başlamak için adım atmanın tam zamanı.
İşte plastik kullanımını azaltmak için birkaç basit adım: Alışveriş yaparken yeniden kullanılabilir poşetler ya da bez çantalar kullanın. Tek kullanımlık su şişelerini, pipetleri bir kenara bırakın ve plastikten yapılmış veya plastikle paketlenmiş ürünlerden mümkün olduğunca kaçının. Yeniden doldurulabilen ambalaja sahip ürünler tercih etmeye çalışın.
Unutmayın, kaçınılan her plastik parçası gezegen için bir kazanç.
Suyu Bilinçli Tüketin
Dünya nüfusundaki artış, su kaynaklarına olan talebi artırdığı ve benzeri görülmemiş kuraklıklarla karşı karşıya kaldığımız için suyun korunması kritik önem taşıyor. Birleşmiş Milletler’in Uluslararası Kuraklığa Dayanıklılık İttifakı (IDRA) tarafından yayımlanan “Drought Hotspots Around the World 2025” raporuna göre, küresel ölçekte 1,84 milyar insan kuraklıkla karşı karşıya bulunuyor. Bu nüfusun yaklaşık %5’i, yani 94 milyon kişi, şiddetli ve aşırı kuraklık koşullarında yaşıyor. Raporda, Afrika Boynuzu, Güney Amerika’nın kuzeyi, Orta Asya ve Akdeniz Havzası gibi bölgelerin, kuraklık nedeniyle tarımsal üretim, su güvenliği ve gıda erişimi açısından kritik risk taşıdığı vurgulanıyor.
Dolayısıyla suyu bilinçli tüketmek bir toplumsal sorumluluk aslında. Duş sürelerini daha kısa tutarak, sızdıran tuvaletleri onararak ve daha az su tüketen cihaz seçeneklerini tercih ederek su tasarrufu sağlayabilirsiniz. Yine ellerinizi yıkarken ya da dişlerinizi fırçalarken suyu kapatarak, çamaşır makinesinde ön yıkama işlemini iptal ederek, bulaşıkları sudan geçirmeden bulaşık makinesine koyarak su kullanım alışkanlıklarınızı basit adımlarla değiştirmeye başlayabilirsiniz.
Evinizde Enerji Kullanımını Verimli Hale Getirin
Evinizin yeterli bir yalıtım sistemine ve enerji tasarruflu pencerelere sahip olup olmadığını kontrol ederek enerji kullanımınızı gözden geçirmeye başlayabilirsiniz. Daha verimli ısıtma/soğutma için programlanabilir bir termostattan faydalanabilirsiniz. Rüzgâr ya da güneş gibi diğer temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelerek sıcak su, ısınma hatta elektrik ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz. Bununla birlikte kullanmadığımız elektronik ürünlerin fişlerini prizden çekmeyi unutmamak da elektrik tasarrufunda küçük ama etkili bir adım olabilir. Türkiye genelinde hanelerde elektrikli cihazların bekleme (standby) modunda tükettiği enerji, yılda 90–300 kWh arasında değişiyor. Bu oran, toplam elektrik tüketiminin yaklaşık %3–7’sine denk geliyor.
Görüldüğü üzere bireysel sürdürülebilirliğe, bu basit adımları uygulayarak başlayabilirsiniz. Üstelik bu sayede yalnızca tasarruf yapmakla kalmayıp gezegenin kaynaklarını da doğru kullanarak sürdürülebilir bir geleceğin parçası olabilirsiniz.