Sürdürülebilir bir dünya için küresel vatandaşlık adımları

Sürdürülebilir bir dünya için küresel vatandaşlık adımları

Sürdürülebilir bir dünya için küresel vatandaşlık adımları

Daha yaşanabilir bir dünya için devletlerin, şirketlerin, kurumların mücadele etmesi yetmez, hepimize düşen sorumluluklar var.

​​Daha yaşanabilir bir dünya için devletlerin, şirketlerin, kurumların mücadele etmesi yetmez, hepimize düşen sorumluluklar var. Çünkü attığımız her adım, yaptığımız tercihler dünyamızın geleceği üzerinde iz bırakıyor. İşte bu noktada küresel vatandaşlık kavramı karşımıza çıkıyor. Küresel vatandaşlık çevreye, topluma, doğaya ve dünyada yaşananlara karşı duyarlı olmak anlamına geliyor. Ancak bu duyarlılık sadece haber takip etmek ya da yardım kampanyalarına destek vermekle sınırlı kalmıyor, günlük yaşam tercihlerimizde de sürdürebilir, sorumlu seçimler yapmayı gerektiriyor. Küresel sorunlara yerel çözümler üretebilmenin yolu, bireysel farkındalık ve küçük adımlarla başlıyor. Gelin, küresel vatandaşlık kavramına ve atabileceğimiz adımlara birlikte göz atalım.

Küresel vatandaşlık nedir?

Birleşmiş Milletler’e göre küresel vatandaşlık, sosyal, politik, çevresel ve ekonomik anlamda tüm dünyayı düşünen birey ve toplulukların davranışlarına karşılık gelir. Yani özünde bu, gezegenin karşı karşıya olduğu zorlukları kavramak ve her günkü tercihlerimizle bu zorluklara karşı gerçek adımlar atmak demektir.

Bireysel seçimlerle küresel fark yaratmak mümkün mü?

​ Küresel vatandaşlık, hayatın her alanında kendine yer buluyor. Bu kavram tercihlerimiz, alışkanlıklarımızla dünyanın geleceğine katkı sağlamak anlamına geliyor. Yapacağımız küçük ve basit seçimler geleceği nasıl şekillendirebilir, gelin birlikte göz atalım.

​ 1. Etik ve bilinçli tüketim: Küresel vatandaşlık sadece neyi tükettiğinizle değil; tükettiğiniz ürünün nerede ve nasıl üretildiği, çevresel etkileri, üretenin emeği ile de ilgilenir. Bu nedenle adil ticaret logolu ürünleri tercih etmek hem üreticilerin hakkını hem de çevreyi korumaya destek olur. Bunun yanı sıra yerel üreticilerden alışveriş yapmak, karbon ayak izinizi azaltır ve yerel ekonomiye katkı sağlar.

​ 2. Dünyaya nefes aldıran sofralar: Soframızdaki yiyecekler sadece bedenimizi değil gezegenimizi de etkiler. Gıdalar üretilirken elbette doğal kaynaklar kullanılır. Ancak hayvansal ürünlerin, özellikle kırmızı etin üretiminde, bitkisel ürünlere göre daha fazla su tüketilir, daha fazla karbon salımı ortaya çıkar. Bu nedenle haftada birkaç gün bile olsa et tüketimini azaltmak, dünyamızın geleceğine katkı sağlar.

​ 3. Çöpün değerini fark etmek: Geri dönüşüm ya da yeniden kullanım kültürü, küresel vatandaşlığın vazgeçilmez bir parçasıdır. Bu nedenle “Çöp” deyip geçmemek, atıkların potansiyelini görmek gerekir. Dünya genelinde evsel atıkların yaklaşık %52’si organik içeriklerden oluşuyor. Bu organik atıkları bir kompost kutusunda toplayarak hem çöp miktarını azaltabilir hem de toprağı besleyen doğal bir gübre elde edebilirsiniz. Bunun yanı sıra plastik, cam, metal ve kağıt atıkları ayrı biriktirerek belediyelerin geri dönüşüm noktalarına ulaştırabilirsiniz. Piller, elektronik aletler ve ampuller gibi ağır metaller içeren atıkları bu ürünler için ayrılmış kutulara atarak su kaynaklarını, doğal yaşamı koruyabilirsiniz.

​ 4. İleri dönüşüm ve tamir kültürü: Dünyamıza ve geleceğe katkı sağlamanın bir diğer önemli yolu da eşyaları atmak yerine tamir etmek, tekrar kullanmak ya da dönüştürmekten geçiyor. İleri dönüşüm, atık oluşumunu azaltmanın yanı sıra yeni üretim ihtiyacını düşürerek doğal kaynakların korunmasına katkı sağlıyor. Yeniden kullanılan her yüksek/orta kaliteli giysi için 3 kilogramlık karbon emisyonunun önüne geçiliyor.

​ 5. Gereksiz alışverişten kaçınmak: Bir şey satın almadan önce kendinize “Bu ürüne gerçekten ihtiyacım var mı?”, “Bu ürün nerede, nasıl üretildi?”, “Daha uzun ömürlü ya da ikinci el bir alternatifi var mı?” gibi sorular sormak daha bilinçli bir tüketici olmanıza yardımcı olur. Üstelik israfı azaltır, doğal kaynakların korunmasına katkı sağlar, bütçenizi korur. Ayrıca ikinci el alışverişi tercih etmek, eşya takas gruplarına katılmak veya bir ürünü paylaşarak kullanmak da sürdürülebilir tüketimin etkili yollarındandır.

​ 6. Ulaşımda sürdürülebilir tercihler: Ulaşım seçimlerimiz karbon ayak izimizi ciddi bir şekilde etkiliyor. Bir yolcu, kilometre başına arabayla 271 gr, otobüsle 101 gr, bisikletle ise 21 gram karbon emisyonu üretiyor. Haftada sadece bir gün bisiklet ya da toplu taşıma kullanmak bile yıllık karbon ayak izinizi önemli ölçüde azaltabilir. Ayrıca bisiklete binmek hem fiziksel aktivitenizi artırmak hem de stresini azaltmaya yardımcı olur.

​ 7. Enerji ve su tüketimine dikkat etmek: Küresel vatandaş sadece ne kullandığına değil ne kadar kullandığına da dikkat eder. Su ve enerji gibi kaynakları verimli kullanır. Kullanmadığınız cihazları fişten çekmek, güneş ışığı varken ışığı açmamak, musluğu açık bırakmamak, sebze meyve yıkadığınız suları lavaboya dökmek yerine bu suyla çiçek sulamak gibi küçük adımlar düşündüğünüzden daha fazla tasarruf sağlar.

​ 8. Aile içinde farkındalık yaratmak: Çocuklarınıza küresel vatandaşlık bilinci aşılamak, sürdürülebilir alışkanlıklar edindirmek için evde küçük adımlar atabilirsiniz. Örneğin; oluşturacağınız geri dönüşüm kutularıyla çocuğunuza çöpü ayrıştırmayı öğretebilirsiniz. Gereksiz ışıkları söndürerek, dişinizi fırçalarken suyu kapatarak ona örnek olabilirsiniz. Hafta sonları ailece doğa yürüyüşüne çıkabilir; mahallenizde, oturduğunuz yerde çevre temizliği yapabilir ya da böyle etkinliklere katılabilirsiniz. Çevre ve dünyamız hakkında farkındalık yaratan belgeseller izleyebilir, bu konularda sohbet edebilirsiniz.

​ 9. Birlikte daha güçlüyüz: Küçük adımlar atmak, çabalamak tabii ki çok kıymetli. Çabaları daha büyük bir etkiye dönüştürmenin yolu ise birlikte hareket etmekten geçiyor. Bu nedenle mahallenizdeki etkinliklere katılın, gönüllü olun. Sivil toplum kuruluşlarına destek verin. Örneğin; çevre temizlik etkinliklerine, fidan dikme kampanyalarına katılın. Dünya Günü, Sıfır Atık Haftası, Sürdürülebilirlik Günü gibi özel günlerde küçük etkinlikler düzenleyin, çevrenizi bilgilendirin.

​ Özetle; sürdürülebilir bir dünya sadece devletlerin ve kurumların değil, hepimizin sorumluluğunda. Attığımız her küçük adım, gezegenimiz için büyük bir fark yaratabilir. Unutmayalım; daha adil, daha yeşil ve daha yaşanabilir bir dünya, bireysel çabalarla başlar, birlikte hareket ederek güçlenir. ​