İnsanlığın dünyaya verdiği zararı telafi edebilmek için kelimenin tam anlamıyla var gücümüzle çalışmamız gerekiyor. Artık sadece gezegene daha saygılı tüketim biçimlerini benimsemek yeterli değil. Dünyanın dört bir yanından ülkeler, 2050 yılına kadar net sıfıra ulaşmak için iddialı hedefler belirlediler. Bu; yaşam biçimlerimizle birlikte iş yapış biçimlerimizi hatta kariyer hedeflerimizi de bir dönüşüme tabi tutuyor. Çevreye verilen zararları telafi edebilmek ve dünyaya daha pozitif bir etki bırakabilmek için geleceğin sesine kulak vermekte fayda var; “yeşil meslekler” yükselişte.
Yeşil İş Nedir?
Yeşil mesleklerin yükselişi ve öneminden önce, kavramı anlamakta fayda var. Bir işi “yeşil” yapan unsur nedir? BM (Birleşmiş Milletler) Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) tanımına göre yeşil işlerin sera gazı emisyonunun düşürülmesine ve genel olarak ekosistemi ve biyoçeşitliliği korumaya aracı olması; enerji ve kaynak tüketimini azaltması, atık üretimini ve kirliliği önlemesi şeklinde dört özelliği bulunuyor. Bununla birlikte sürdürülebilirlik konusundaki hedeflerinin yanı sıra çalışanlar için yeterli ücret sunması, çalışan haklarının koruması ve iş güvenliğinin gözetildiği bir çalışma ortamı sunmasıyla da öne çıkıyor.
Yeşil İş İlanları Yükselişte
ILO, Dünyada İstihdam ve Sosyal Görünüm: Eğilimler 2018 raporunda yeşil ekonomiye geçişle birlikte 2030 yılına kadar 24 milyon yeşil iş yaratılmasını öngörüyor. Sürdürülebilir bir gelecek için küresel bir iş gücü oluşturma yarışı devam ediyor. Yeşil işlere yönelik iş ilanları, bu işleri dolduracak becerilere sahip çalışanların sayısından neredeyse iki kat daha hızlı artıyor. LinkedIn’in 48 ülkenin verilerini referans alarak hazırladığı Küresel Yeşil Beceriler Raporu 2023 raporuna göre, yeşil iş ilanlarındaki talep %15,2 oranında artarken, bu işleri doldurabilecek nitelikli iş gücü yalnızca %6,2 oranında büyüdü. Rapora göre sekiz kişiden yalnızca biri iklim krizini hafifletmeye yönelik becerilere sahip. Ayrıca, kadınlar bu alanda hâlâ önemli ölçüde temsil ve beceri gelişimi açısından dezavantajlı konumda.
Dünya Ekonomik Forumu’nun hazırladığı Future of Jobs raporu ise yeşil rollere yönelik işe alımların, üst üste dört yıl boyunca dünya çapında genel işe alım oranını geride bıraktığını gösteriyor. Sürdürülebilirlik analistleri, sürdürülebilirlik uzmanları ve sürdürülebilirlik yöneticileri gibi roller LinkedIn’in en hızlı büyüyen roller listesinde yer almakta. Ancak uzmanlara göre yeşil meslekler konusunun sürdürülebilirlik yöneticilerini işe almaktan çok daha kapsamlı bir yaklaşımla ele alınması gerekiyor. İster rüzgâr santralleri kurup işleten mühendisler olsun ister bir işletmenin günlük işleyişini daha sürdürülebilir hale getirmeye yardımcı olabilecek yöneticiler olsun, gerçek bir değişim istiyorsak yeşil beceriler gerektiren rollerde hızlı bir ölçeklendirme yaşanması gerekiyor.
GELECEĞİN YEŞİL MESLEKLERİ
Kentsel Tarımcılık
Yüksek binaların çatısına kurulan yeşil vahalar… Büyüyen yeşil işler hareketinin en çok etki ettiği iki alan belki de kentsel tarım ve yeşil bina konsepti. Sürdürülebilir yaşama giden yol ilk olarak yediklerimiz ve içtiklerimizden geçiyor. Yeşil çatı bahçeleri; böcek ilacı kullanımı olmadan sağlıklı gıdaya erişimi kolaylaştırarak, gıda tedarik zincirini kısaltmasıyla yakıt tasarrufu sağlayarak, yoğun yağmur suyunu yöneterek ve hava kalitesini iyileştirerek kentsel çevrenin iyileşmesine katkı sunuyor.
Su Kalitesi Teknisyenliği
Kuraklık ve çevre kirliliğiyle doğru orantılı bir şekilde su kalitesi sorunları da artış gösteriyor. Temiz suya erişimin zorlaştığı, petrol sızıntılarının arttığı ve dolaylı olarak doğal yaşam dengesinin de etkilendiği bir tabloda suyun kalite standartlarına dönmesini sağlama ihtiyacı, yeni bir iş kolunun doğmasına vesile oluyor: Su kalitesi teknisyenliği. Bu yükselen rol, sudaki kirletici maddeleri veya diğer sorunları kontrol etmek için su numunelerinin test edilmesini ve arıtma kimyasallarının eklenerek suyun kalite standartlarına ulaştırılmasını kapsıyor.
Temiz Otomobil Mühendisliği
Küresel otomotiv endüstrisi, daha az fosil yakıt tüketen ve çevre kirliliğine duyarlı ulaşım modelleriyle bir dönüşümden geçiyor. Ülkeler bu dönüşümü hızlandırmak için yeni teknolojiler geliştirmeye devam ettikçe temiz otomobil mühendisliği de geleceğin yeşil meslekleri listesindeki yerini korumaya devam ediyor.
Bakıldığında Amerika’da petrolün üçte ikisi ulaşımda kullanılıyor. Buna karşı elektrikli otomobiller gelecek adına heyecan verici bir alternatif olsalar da nihai kaynağı kadar çevre dostu sayılıyorlar. Bu sebeple yenilenebilir enerji sektöründen kömür gibi kirli yakıtların yerini rüzgâr ve güneş gibi daha temiz alternatiflerle değiştirmesine hız kazandırması bekleniyor.
Geri Dönüşüm Uzmanlığı
Geri dönüşüm, artık hayatımızın her evresinde. Dolayısıyla bir iş koluna dönüşmüş durumda. Environmental Protection Agency (EPA) verilerine göre bir ton kâğıdı geri dönüştürmek, 26.500 litre sudan tasarruf etmek bir diğer deyişle de ABD’de bir eve altı ay yetecek kadar enerji tasarrufu sağlamak anlamına geliyor. Ayrıca su kirliliği %35, hava kirliliği %74 oranında azalıyor ve yaklaşık 17 ağaç kesilmemiş oluyor. Kâğıttan plastiğe ve cama kadar uzanan kaynak zenginliğiyle geri dönüşüm, geleceğimizi korumada önemli bir kalemi oluşturuyor. ILO, her türlü atığın yeniden kullanılması, geri dönüştürülmesi ve tadilat edilmesini de kapsayan döngüsel ekonomiye geçişin dünya çapında 6 milyon iş imkânı yaratabileceğini tahmin ediyor.
Yeşil Tasarım Profesyoneli
Ekolojik bir tasarımla daha yeşil bir dünya yaratmak mümkün. Bunun yolu ise yaşayacağımız alanları inşa ederken yeşil tasarıma öncelik vermekten geçiyor. Yeşil kentlere, yeşil binalara olan ihtiyacımız arttıkça bunları tasarlayacak mimarlara, peyzaj mimarlarına, şehir planlamacılarına kısacası yeşil tasarım profesyonellerine ihtiyaç da giderek artıyor.
Dalga Enerjisi Üreticiliği
Okyanusların sürekli hareket halinde olması onları enerji üretimi açısından oldukça verimli bir kaynağa dönüştürüyor. 2021 yılında Portekiz’in Aguçadoura bölgesinde kurulan ve başarılı bir şekilde devreye alınan “WaveRoller” dalga enerjisi jeneratörü buna iyi bir örnek oluşturuyor. Bu sistem, deniz tabanına monte edilerek dalgaların kinetik enerjisini elektrik enerjisine dönüştürüyor. 2021 yılında ticari faaliyete geçen WaveRoller, yaklaşık 500 kW’lık bir kapasiteye sahip olup, yüzlerce evin enerji ihtiyacını karşılayabiliyor. Bu proje, dalga enerjisi teknolojisinin pratikte nasıl uygulanabileceğine dair güncel ve başarılı bir örnek olarak kabul ediliyor. Bu başarı, yenilenebilir enerji sektöründe dalga enerjisi kullanımının payının daha da artabileceğinin bir kanıtı olarak gösteriliyor.
Rüzgâr Enerji Uzmanlığı
Londra merkezli enerji düşünce kuruluşu Ember’in Küresel Elektrik İncelemesi 2024 raporuna göre temiz enerji kaynakları küresel elektrik üretiminin %40,9’unu oluşturuyor. Rüzgâr enerjisi, 2023’te toplamda 2.304 TWh üretimle elektrik arzının %7,8’ine ulaşırken, IEA projeksiyonları 2050'de rüzgârın payının %31’e çıkacağını öngörüyor. Bu çerçevede, rüzgâr türbin teknisyenliği, enerji sektöründe en hızla büyüyen ve talebi artan mesleklerden biri olarak öne çıkıyor.
Doğa bilimleri uzmanlığı
Birleşmiş Milletler raporlarına göre 1 milyondan fazla hayvan ve bitki türü yok olmanın eşiğinde ve durum daha da kötüye gidiyor. Türlerle birlikte genler, davranışlar, dönüşümler de yok oluyor. Yok olmanın önüne geçebilmek için çaba sarf etmek kadar ekosistemin yaşadığı dönüşümü belgeleyerek gelecek nesillere aktarabilmek de bir o kadar değerli. İklim değişikliğine dair kanıtları toplamak ve bunun ekosistem üzerindeki etkilerini analiz etmek daha yaşanabilir bir dünya yaratabilmek için daha da önemli hale geliyor.
Solar enerji teknisyenliği
Avrupa’da güneş enerjisine yönelik yatırımlar 2024 yılında güçlü bir artış gösterdi. Avrupa Birliği genelinde kurulu güneş enerjisi kapasitesi 338 GW’a ulaşarak bir önceki yıla göre %24’lük artış kaydetti. 2025’in ilk iki ayında ise güneşten üretilen elektrik %30 artarak 13,7 TWh seviyesine çıktı. Bu hızlı büyüme, yalnızca elektrik üretimini dönüştürmekle kalmıyor; aynı zamanda solar enerji teknisyenliği gibi mesleklerin önemini de artırıyor. Güneş panellerinin kurulumu, bakımı ve verimliliğinin artırılması için teknik uzmanlara olan ihtiyaç hızla artıyor. Dünya Bankası verilerine göre, 2023 itibarıyla 560 milyon kişi off-grid güneş sistemleriyle elektrik erişimi sağladı. Bu sistemlerin 2030 yılına kadar 400 milyon kişiyi daha elektriğe kavuşturması bekleniyor.