Cindy Sherman'ın "The Women" başlıklı sergisi, 1930'ların imaj odaklı Broadway klasiğine bir gönderme yaparak Hauser & Wirth Menorca'da sanatseverlerle buluşuyor. Sherman'ın son derece performatif ve özenle kurgulanmış eserleri, kadın kimliğinin toplumsal beklentiler ve dış bakışlar arasında nasıl şekillendiğine dair zamansız bir sorgulama sunuyor.

Sergiye adını veren “The Women”, Manhattan sosyetesinin dedikodu, ihanet ve dayanıklılıkla örülü dünyasını konu alan 1936 tarihli bir oyun. Sherman’ın çalışmaları da benzer biçimde, kadınlığın inşasına ve bu inşanın hem eleştirilen hem de kutlanan performatif doğasına odaklanıyor. Hauser & Wirth Menorca’daki sergi, sanatçının 1970’lerden 2010’lara uzanan önemli işlerini bir araya getirerek, günümüzün dijital görüntü ekonomisi bağlamında mirasını yeniden değerlendiriyor.
Sherman, kariyerinin başından bu yana kadınlık rollerini gerek maskeler gerek aynalar aracılığıyla sorguladı; kişisel markalaşma ve kimlik inşası henüz gündelik hayatın bir parçası olmadan önce, bu mekanizmaları deşifre etmişti. Küratör Tanya Barson’un sözleriyle, “Sosyal medya çağının onlarca yıl ilerisindeydi.”

Mahón limanının hemen açığındaki pastoral Illa del Rei adasında konumlanan sergi, Sherman’ın farklı dönemlerinden katmanlı bir seçki sunuyor. Açılış galerisi, haute couture giysiler içinde dijital olarak ada manzaralarına yerleştirilmiş figürlerle ”Ominous Landscapes” serisinin mekana uygun bir ruh hali yarattığı sakin bir alan sunuyor. Buradaki hayaletimsi kadınlar, görüntüyle çevre arasında ve gerçeklikle kurgu arasındaki kopukluğa işaret ediyor.
Sergide ayrıca, gösterişli kıyafetler ve sahneleştirilmiş ortamlarla kadınların statü ve öz-imajını irdeleyen Society Portraits (2008) ve Harper’s Bazaar için ürettiği 2016 tarihli işler de yer alıyor. En güçlü serilerden biri ise, Sherman’ın mizahi ve empatik bir dille 1920’lerin flapper kadınlarına selam gönderdiği Flappers (2016–2018).
Sanatçının kariyerinde bir dönüm noktası olan siyah-beyaz Untitled Film Stills (1977–1980) serisi de seçkide öne çıkıyor. Sherman’ın, ev hanımı, kariyer kadını, yalnız şehir sakini gibi arketipal kadın rolleriyle sahnelediği bu sahneler, izleyicide tanıdık ama aslında hiç var olmamış bir filmin karesi hissi yaratıyor. Barson’un ifadesiyle, “Bunlar gördüğümüzü sandığımız ama var olmayan filmlerden sahneler; Sherman’ın çerçeveleme ve mesafe kurma biçimi onları son derece sinematik kılıyor.”
Sherman’ın sergisi, kadın kimliğinin, toplumsal beklentilerin, imaj ekonomisinin ve bireysel direncin ince bir mizah ve keskin bir gözlemle yorumlandığı katmanlı bir okuma sunuyor.
Görseller:
1. Cindy Sherman, Untitled #369, 1976/2000. Courtesy of Cindy Sherman.
2. Cindy Sherman, Untitled #568, 2016. Courtesy of Cindy Sherman.
3. Kapak: Cindy Sherman, Untitled #550, 2010/2012. Courtesy of Cindy Sherman.