Mark's Club'a girmek, Mayfair'in kalbinde bir İngiliz kır malikânesine adım atmak gibidir. Tarihi özel üye kulübü, iş adamı Richard Caring’in önderliğinde gerçekleştirilen şık bir yenilemenin ardından kapılarını yeniden açtı. Yeni iç mekân, kulübün zamansız cazibesini korurken, Londra’ya kır malikânesi havası katıyor.

1972’de kurulan kulüp, St James’in geleneksel beyefendi kulüplerine alternatif olarak ortaya çıktı ve o zamandan beri sunduğu zengin İngiliz mutfağı ile üyelerin beğenisini topladı.

Girişte zarif bir vestiyer ve ana zemin kattaki oturma odasına yönlendiren bir geçit var. Burada, büyük bir George Stubbs tablosu ve 1900'lerden kalma bir İngiliz füze saati, konukları karşılıyor. Oturma odası ve yemek alanı, üyelerin dinlenebileceği şık bir atmosfer sunuyor. Bar alanında gün boyu taze meyveler ve Fransız pastalarıyla çay, kahve ve meyve suları servis edilirken akşamları klasik bir kokteyl menüsü ve Murano kadehlerinde sunulan Bellini'ler ilgi çekiyor.

Yeni bir uzantıda ise saksı ve sarkan bitkilerle dolu bir sera bulunuyor. Bu alan, iç mekânda klasik bir İngiliz kır bahçesinin huzurunu sağlıyor. Menü, tavuk böreğinden Dover dil balığına ve Loch Duart füme somonuna kadar İngiliz mutfağının klasiklerini sunuyor. Sommelier'ler, geniş şarap listesinden en iyi eşleşmeleri bulmanıza yardımcı oluyor.

Üst kata çıktığınızda, daha az resmi bir atmosfere sahip oturma odası ve büyük bir kokteyl menüsü ile bar alanı sizi bekliyor. İkinci kattaki oyun odasında tavla setleri yer alıyor. Ayrıca, Mark's Club'un puro programı, dünyanın dört bir yanından eski ve koleksiyonluk purolara ev sahipliği yapıyor. Terasta, Exmoor havyarından Petit Fours'a kadar uzanan bir menü ile rahat bir akşam yemeği deneyimi sunuluyor.

Görseller:
1. Courtesy of Mark’s Club, 2024
2. Courtesy of Mark’s Club, 2024
3. Courtesy of Mark’s Club, 2024
4. Courtesy of Mark’s Club, 2024
5. Courtesy of Mark’s Club, 2024
6. Courtesy of Mark’s Club, 2024