Kişisel tasarrufların finansal yatırımlarda değerlendirilmesi sonucunda elde edilen gelirler Gelir Vergisi mevzuatımızda ya "MENKUL SERMAYE İRADI" ya da "DEĞER ARTIŞ KAZANCI" olarak tanımlanmakta ve bu gelir türlerine özgü vergilendirme ilkelerine göre vergilendirilmektedirler. Burada; "tam & dar mükellefiyet ayırımı", "yıllık beyanname verme mecburiyeti", "beyanname verme mecburiyetinin başladığı sınır", "gelirin elde edilme zamanı", "enflasyon indirimi uygulaması", "öngörülen istisnalar" "stopaj uygulaması", "vergi tarifesi" gibi konular belirleyici olmaktadır. Menkul sermaye iradı ve değer artış kazancı mahiyetindeki başlıca gelirler ve onların vergilendirme rejimi aşağıda açıklanmaktadır:
A. Menkul sermaye iradı nedir?
Sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında, nakdi sermaye veya para ile temsil edilebilen değerlerden oluşan sermaye dolayısıyla elde ettiği temettü, faiz, ve benzeri iratlar menkul sermaye iradı olarak tanımlanır (G.V.K. md. 75).
-Menkul Sermaye İradında Gelirin Elde Edilmesi
Menkul sermaye iradında gelirin elde edilmesi "hukuki ve ekonomik tasarrufa" bağlanmıştır. Menkul sermaye iradı açısından elde etmenin tüm unsurlarının tamamlanması için gelir sahibi açısından hukuki ve ekonomik tasarruf imkanının doğmuş olması gerekir. Prensip olarak hukuki tasarruf imkanının doğduğu anda, ekonomik tasarruf imkanının da doğmuş olduğu kabul edilir. Elde etmeye bu açıdan bakıldığında, menkul sermaye iradında hukuki tasarruf imkanının doğmuş olması yeterli sayılır.
Örneğin; vadeli mevduatta vade bitiminde hesaplanan faiz tutarının hesaba geçirilmesi, eurobondlarda kupon vadesinde faiz tahsilatı, temettü gelirinde ilgili şirketin kar dağıtması durumunda gelir elde edilmiş sayılır.
-Menkul Sermaye İratları Üzerinden Kaynakta Kesilen Vergilerin Mahsubu Nedir?
Gelirin tahsili sırasında bazı durumlarda ödemeyi yapanlarca vergi kesintisi yapılır.
Tevkifat suretiyle ödenen bu vergi yıllık beyanname ile bildirilen gelir üzerinden hesaplanan yıllık Gelir Vergisinden mahsup edilir.
Enflasyon indirim oranı uygulanan menkul sermaye iratlarının yıllık beyanname ile beyan edilmesi sırasında, sadece beyannamede gösterilen kısım üzerinden yapılan vergi kesintisi mahsup edilebilir. Başka deyişle kazanç ve iradın indirim oranına isabet eden kısmı mahsup edilemez.
-Menkul Sermaye İratları İle İlgili Bir Kaç Örnek:
Menkul sermaye iradı sayılan başlıca gelirler; mevduat faizi, repo faizi, devlet tahvili-hazine bonosu faizi, hisse senedi kar payı, bono faizleridir.
i. Devlet Tahvili Ve Bono Faizlerinin Vergilendirilmesi Esasları:
Gelir Vergisi Kanunu'na göre her nevi tahvil faizleri, hazine bonosu faizleri ile Toplu Konut İdaresi ve Kamu Ortaklığı İdaresi'nce çıkarılan menkullerden vade bitiminde sağlanan gelirler menkul sermaye iradı sayılmıştır.
1.1.2006 tarihinden sonra ihraç edilmiş Hazine Bonosu, Devlet Tahvili Faiz ile Özel Sektör Tahvillerinden elde edilen gelirler, gelirin elde edildiği sırada %10 oranında vergi kesintisine tabi tutulur, bu gelirlerin yıllık beyanname ile Vergi Dairesi'ne bildirim zorunluluğu yoktur.
Ancak,
-Türkiye Devletince veya Türk özel şirketlerince yurt dışında ihraç edilen bonolardan elde edilen faiz gelirlerinin,3
-Yabancı ülke bonolarından elde edilen faiz gelirlerinin
yıllık beyanname ile Vergi Dairesi'ne bildirim zorunluluğu vardır.
Aşağıda 2019 yılında elde edilen faiz gelirlerine ilişkin açıklama yapılacaktır.
Başlıca prensipler:
Dövize, altına veya başka bir değere endeksli menkul kıymetlerin itfası sırasında oluşan değer artışı irat sayılmaz. Türk Lirası cinsinde ihraç edilen menkul kıymetler için geçerli olan enflasyondan arındırma mekanizması ile vergilendirme reel gelir üzerinden yapılmaktadır.
Öte yandan bu gelirlerin beyanı halinde bu gelirler üzerinden tevkifat yoluyla ödenmiş olan verginin beyan edilen tutara isabet eden kısmı beyanname üzerinde hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilecektir.
Dar mükellefiyete tabi gerçek kişilerce elde edilecek bu neviden gelirler vergi beyanına tabi değildir.
Menkul kıymet gelirleri vadenin sona erdiği yılın gelirleri arasında gösterilir. Örneğin ihracı veya satın alınışı önceki yıllarda olan ancak vadesi 15.03.2019 tarihinde biten Hazine Bonosu faizinin tamamı 2019 takvim yılı geliri kabul edilecektir.
Menkul kıymetlerin itfasında menkul kıymetlerin anapara ödemesi gelir sayılmaz.
iii. Yurt Dışında İhraç Edilen Eurobond Ve Özel Sektör Bono Faizleri:
Türkiye Devleti tarafından ihraç edilen Eurobond faiz gelirleri Gelir Vergisi Kanunu açısından "menkul sermaye iradıdır". Eurobond faiz gelirleri G.V.K. geçici 67. maddedeki stopaj usulü uygulanmadığından (=yani işlemi yapan banka veya aracı kurumca vergi stopajı uygulamasının dışında olduğundan), bu gelirler yıllık esasta gelir vergisi beyanına konu olur. Başka gelirler ( örneğin temettü, kira vb gibi ) nedeniyle beyan yapıldığında da bu beyana eklenirler.
Bu kıymetlerin faiz gelirleri kupon tahsilatlarında ve itfada meydana gelir. Tahsilat sırasındaki tutar TL'ye çevrilir. Örneğin 2019 yılında sadece eurobond faiz geliri elde edilmişse ve bu tutar yıllık gelir vergisi beyan haddi olan 40.000 TL'yi aşıyorsa gelirin tamamı beyan edilir.5
İtfa'daki anapara kur farkı vergiye tabi değildir. (G.V.K. Madde: 75/5)
Ortak hesaplardan elde edilen faiz gelirlerinde her bir kişi için 40.000 TL'nin geçilip geçilmediğine ayrı ayrı bakılır.
Özel sektör tarafından yurt dışında ihraç edilen bonolardan elde edilen faiz gelirleri için de aynı esaslar geçerli bulunmaktadır.
iv. Kar Payı (Temettü) Vergilemesi:
Gelir Vergisi Kanunu'nda aşağıda belirtilen kar payları menkul sermaye iradı olarak sayılmıştır. ( G.V.K. madde 75 )
- Her nevi hisse senetlerinin kar payları (kurucu hisse senetleri ve diğer intifa senetlerine verilen kar payları ve pay sahiplerine hazırlık dönemi için faiz olarak veya başka adlarla yapılan her türlü ödemeler ile Sermaye Piyasası Kanununa göre yatırım fonları katılma belgelerine ödenen kar payları dahil),
- İştirak hisselerinden doğan kazançlar (Limited Şirket ortaklarının, iş ortaklıklarının ortakları ve komanditerlerin kar payları ile kooperatiflerin dağıttıkları kazançlar bu zümreye dahildir.)
- Kurumların idare meclisi başkan ve üyelerine verilen kar payları.
Buna göre örneğin Anonim Şirket hisse sahipliği sebebiyle elde edilen kar payı yıllık beyan esasında Gelir Vergisi'ne tabidir.
526.7.2001-31.12.2005 tarihleri arasında ihraç edilenler eurobondlar için eski yıllarda istisna uygulama imkanı bulunuyordu. Ancak Kanun maddesine göre; bu istisna 31.12.2007 tarihinden itibaren kalkmıştır. 2008 yılından itibaren elde edilen gelirlere herhangi bir istisna uygulanmamaktadır. Böylece elde edilen gelirin tamamı üzerinden vergi ödenecektir. Faiz gelirlerinde ise 2019 yılı yıllık beyan haddi olan 40.000 TL'den daha az gelir elde edilmişse yıllık beyan yapılmaz.
Şirketin genel kurulu kar dağıtımına karar verdikten sonra bu kar kısmını ortaklarına nakden veya hesaben dağıttığı zaman temettü geliri elde edilmiş olur. Kişinin bunu tahsil etmemesi sonucu değiştirmez.
Gelir Vergisi Kanunumuza göre; tam mükellef kurumlardan elde edilen kar paylarının yarısı gelir vergisinden istisna olup "istisna edilen tutar dahil toplam temettü" üzerinden yapılan stopajın tamamı, beyan edilen temettü üzerinden hesaplanan vergiden mahsup edilmektedir. (G.V.K. madde 22/2) Kurumların dönem karlarını veya yedek akçelerini (Kar Yedekleri) sermayelerine eklemeleri halinde gerçek kişi ortaklarca alınan bedelsiz hisse senetleri kar payı(=temettü) geliri sayılmamakta ve vergi beyanına konu olmamaktadır. Yine, sermaye yedekleri ile sermaye artırımında bulunulması durumunda da sermaye yedeklerinin niteliği gereği kar dağıtımı olarak değerlendirme söz konusu olmamaktadır.
Örnek:
Mevzuatımıza göre, tam mükellef kurumlardan elde edilen kar paylarının yarısı gelir vergisinden istisna edilmekte ve istisna edilen tutar dahil toplam temettü üzerinden şirketçe yapılan stopajın tamamı, beyan edilen %50'lik temettü üzerinden mahsup edilmektedir. Buna göre; şirketlerden elde edilen kar paylarının sadece yarısı gelir vergisi beyanına konu olacaktır. Beyan zorunluluğu ise diğer menkul sermaye iratları (Örn. Hazine bonosu faizi) ve diğer gelir unsurları ile toplu olarak yıllık beyan haddinin (2019 yılı için 40.000 TL) aşılması halinde başlamaktadır.
Dolayısıyla brüt 80.000 TL'sından (Net 68.000 TL) daha fazla temettü geliri elde edilmediği sürece yıllık beyan zorunluluğu bulunmamaktadır. (Tabii ki beyan konusu başkaca gelir unsurları 40.000 TL'lik haddin hesabında ayrıca dikkate alınır.)
Örnek:
Net temettü | 1.000.000 TL |
Vergi Stopajı (15% ) | 176.470 TL |
Brüt Temettü | 1.176.470 TL |
% 50 istisna | ( 588.235 ) TL |
Vergiye tabi gelir | 588.235 TL |
Hesaplanan vergi(%15- %35 ) | 194.342 TL
|
Mahsup | ( 176.470 ) TL |
Ödenecek Vergi | 17.872
|
Buna göre, bir Anonim Şirketten 1 milyon TL net kar payı tahsil eden kişi vereceği yıllık Gelir Vergisi beyannamesi ile 17.872 TL Gelir Vergisi ödemiş olacaktır.
v. Altın Mevduatı Gelirleri ile Altın ve Döviz Satış Kazançları :
Altın mevduat hesaplarından vadede elde edilen faiz geliri diğer mevduat hesaplarında olduğu gibi vergi stopajına tabidir ve vadeden bağımsız olarak %15 stopaj uygulanır. Vadesiz hesaplarda bir faiz ödemesi olmadığından herhangi bir vergileme söz konusu olmayacaktır.
Altın hesaplarının kapatılması sırasında oluşan değer artışı ya da bankaya satış nedeniyle oluşan gelir Gelir Vergisi Kanunu'nda herhangi bir kanun maddesi olmadığı için vergi kapsamında değildir.
Aynı şekilde döviz cinsi değişimlerinden elde edilen kazançlar da gelir vergisi kapsamında bulunmamaktadır.
Özetleyecek olursak; ticari amaç ve organizasyon olmaksızın, kişisel yatırımcı olarak gerek döviz gerekse altın alış-satışlarından elde edilen gelirler (farklı para birimleri arasında alım/satım işlemleri, arbitraj işlemleri) 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 2. Maddesinde sayılan gelir unsurlarına girmediğinden yıllık esasta gelir vergisine tabi bulunmamaktadır. Bu gelirler Gelir Vergisi Kanunu'nun kapsamında değildir.
Gerçek kişi müşterilerimizin bankamızdaki altın mevduat hesaplarından elde edecekleri gelirleri için de yıllık beyan esasında vergileme zorunluluğu bulunmamaktadır. Aynı şekilde; "altındaki değer artışının" vergiye tabi olduğu konusunda 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nda herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.
vi. BES Bireysel Emeklilik Gelirleri:
Kişilerin tasarruflarını Bireysel Emeklilik Sisteminde (BES) değerlendirmeleri bir başka yatırım alternatifidir. Bu sistemde yatırımcıların defaten veya periyodik ödemeleri suretiyle oluşan birikimler kurulan fonlarda değerlendirilir. Sistemden çıkış zamanında, sigorta ve emeklilik şirketleri tarafından yapılan geri ödemeler menkul sermaye iradı sayılmakta ve bu ödemeler, sadece getiri (irat tutarı) üzerinden stopaj yoluyla vergilendirilmektedir. Bu gelirler için yıllık gelir beyanı yoktur.
Bireysel emeklilik sisteminden çıkıştaki Vergi stopaj oranları şöyledir:
a) On yıldan az süreyle katkı payı ödeyerek ayrılanlar ile bu süre içinde kısmen ödeme alanlara yapılan ödemelerin içerdiği irat tutarı üzerinden % 15,
b) On yıl süreyle katkı payı ödemiş olmakla birlikte emeklilik hakkı kazanmadan ayrılanlar ile bu süre içinde kısmen ödeme alanlara yapılan ödemelerin içerdiği irat tutarı üzerinden %10,
c) Emeklilik hakkı kazananlar ile bu sistemden vefat, maluliyet veya tasfiye gibi zorunlu nedenlerle ayrılanlara yapılan ödemelerin içerdiği irat tutarı üzerinden %5
Öte yandan katılımcılar tarafından bireysel emeklilik hesabına ödenen katkı paylarının %25'ine karşılık gelen tutar kadar ayrıca Devlet Katkısı yapılacaktır.
Devlet katkısı, aşağıda yer verilen şartlarla hak kazanılıncaya kadar katılımcıların tasarrufunda olmayacak; Müsteşarlıkça belirlenen yatırım araçlarında yatırıma yönlendirilecektir.
Katılımcılar;
a) En az 3 yıl sistemde kalmış; ise Devlet katkısı ve getirilerinin %15'ine,
b) En az 6 yıl sistemde kalmış; ise Devlet katkısı ve getirilerinin %35'ine,
c) En az 10 yıl sistemde kalmış; ise Devlet katkısı ve getirilerinin %60'ına,
d) Bireysel emeklilik sisteminden emeklilik hakkı kazanmış ya da bu sistemden vefat veya malûliyet nedeniyle ayrılmış; ise Devlet katkısı ve getirilerinin tamamına,
hak kazanacaklardır. (Devlet katkısının tutarının hesaplanmasına esas katkı payı toplamı brüt asgari ücret tutarını aşamayacaktır.) Sürelerin hesabında emeklilik sözleşmesi esas alınacak olup; emeklilik hakkını kazanabilmek için en az 10 yıl sistemde bulunmak kaydıyla 56 yaşını doldurmuş olmak gerekmektedir.
Görüldüğü üzere belli bir süre beklenmesi halinde BES sisteminde vergi avantajı söz konusu olmaktadır
B. Değer Artış Kazancı Nedir?
Gelir Vergisi Kanununa göre bazı mal ve hakların elden çıkarılmasından doğan kazançlar "değer artış kazancı"dır. Gelir Vergisi Kanunu'nun 80 ve izleyen maddeleri bu konudaki esasları belirlemiştir.
Buna göre; gayrimenkullerin, hisse senetlerinin, Devlet Tahvili ve Hazine Bonolarının, EuroBondların alış-satışından sağlanan kazançlar prensip olarak bu kapsamdadır. Bu mal ve hakların alış satışından elde edilen gelirler yıllık esasta Gelir Vergisi beyannamesi ile vergilendirilir.
i. Gayrimenkullerin Alım Satımından Sağlanan Kazançların Vergilendirilmesi
Gayrimenkullerin (arsa, arazi, bina, ayni haklar) alım satımından sağlanan kazançlar değer artış kazancı olarak yıllık beyan esasında Gelir Vergisine tabidir.
Ancak, alındıktan itibaren 5 yıl geçtikten sonra satılan gayrimenkullerin satış kazancı vergiye tabi değildir. (1.1.2007 tarihinden önce iktisap edilmiş olan gayrimenkullerde ise bu süre 4 yıl olarak uygulanır.)
Kazancın hesabında elde edilen reel kazanca ulaşmak için öncelikle "TEFE(=ÜFE) endekslemesi" yapılır. Bu endekslemede, gayrimenkulun alındığı ay dâhil, satıldığı ay hariç olmak üzere aylık ÜFE oranında maliyet artırılır. Ancak bu imkândan yararlanabilmek için alış tarihi ile satış tarihi arasındaki ÜFE artış oranının %10'dan fazla olması gerekir.
Vergilemede bazı istisnalar da öngörülmüştür. 5 yıl içinde alınıp satılan gayrimenkulden sağlanan kazançların 2019 yılı için 14.800 TL'sı vergiden istisna bulunmaktadır.
iii. Eurobond Alım-Satım Kazançları:
Eurobond alım-satım kazançları için G.V.K. geçici 67. madde uygulanmaz. Bu durumda alış-satış kazancı, yıllık Gelir Vergisi beyanına konu olur. Bu kıymetlerin satış kazancı şu şekilde hesaplanır: Alış maliyeti ve satış bedeli TL ye çevrilir, alış ve satış tarihleri arasında ÜFE'ye (ÜFE artış oranının alış ve satış tarihleri arasındaki sürede %10 ve üzeri olması halinde) göre endeksleme yapılır ve varsa istisnalar uygulanır, kalan tutar üzerinden de yıllık gelir vergisi beyanı ile gelir vergisi tarifesine göre vergi ödenir. Endekslemede menkul kıymetin alındığı ay dâhil, satıldığı ay hariç tutulur.
Aynı yıl içinde yurt dışı menkul kıymet veya eurobond satış zararı da var ise zarar tutarları ile kazanç tutarları birbirine mahsup edilir ve net kar üzerinden vergi ödenir.
1.1.2006 tarihinden sonra ihraç edilenler için herhangi bir istisna uygulaması yoktur. Elde edilen kazanç tutarı ne kadar olursa olsun yıllık gelir vergisi beyannamesi verme zorunluluğu vardır.
01.01.2006 (26.07.2001-31.12.2005 arasında ihraç edilenler) tarihinden önce ihraç edilenler için ise, 33.000 TL vergi istisnası hakkı vardır. Kazanç bu tutarı aşar ise yıllık gelir vergisi beyannamesi verme zorunluluğu vardır.
iv. Hisse Senedi Satış Kazançlarının Vergilendirilmesi Esasları:
01.01.2006'dan sonra iktisap edilmiş hisse senetlerinde Borsa İstanbul'da (BİST) işlem görenler bir yıl içinde elden çıkarılmaları halinde G.V.K. madde geçici 67'ye göre 10% stopaja tabidir, ancak Kararname ile vergi stopajı %0 olarak belirlenmiştir. Başka deyişle; BİST'te işlem gören hisse senedi alım satım kazançlarında; kazanç tutarı ne olursa olsun, vergi ödenmesi söz konusu değildir.
BİST'te işlem gören Menkul Kıymet Yatırım Ortaklığı hisse senetlerinden elde edilen alım-sat kazançları ise %10 vergi kesintisine tabidir. Ancak 1 yıldan fazla süreyle elde tutulan Menkul Kıymet Yatırım Ortaklığı hisse senetleri ise stopaja tabi değildir.
Değer artış kazancı olarak değerlendirilen bu kazançlarda vergi stopajı, 2020 yılına kadar nihai vergidir, ayrıca yıllık beyan söz konusu değildir. BİST'te işlem görmeyen hisse senetlerin de ise durum şudur: Alındıktan itibaren 2 yıl içinde elden çıkarılması halinde gerçek kişilerce elde edilen kazançlar "Değer Artış Kazancı" olarak yıllık gelir vergisi beyanına tabidir. İki yıl geçtikten sonra yapılan satışlardan elde edilen kazançlar ise istisna kapsamında olup herhangi bir vergiye tabi değildir.
Eğer hisse senetleri veraset veya ivazsız intikal (hibe, bağış) yoluyla elde edilmişler ise hisse senetlerinin satışında kazanılan gelirler vergiye her halukarda tabi değildir.
v. Foreks (FX) Ve Kıymetli Madenlerde Kaldıraçlı İşlemler:
Banka ve aracı kurumların müşterilerine sağladıkları kazançlar üzerinden vergi stopajı yapmak yükümlülükleri, Gelir Vergisi Kanunu 94 ve geçici 67, Kurumlar Vergisi Kanunu 15 ve 30.ncu maddelerine istinaden doğmaktadır. FX işlemlerinin tanımı ve teknik yapısı, söz konusu maddelerde tanımı yapılan işlemlere uymamaktadır. Bu nedenle, FX işlemleri bu maddelerde tanımı yapılmış olan işlemlerin kapsamına girmediğinden bu kazançlar için vergi stopajı söz konusu değildir.
Kurumlar yönünden bu işlemlerden sağlanan gelirler, "ticari kazanç" olarak kurumlar vergisi matrahına dâhil olup beyanname ile vergilendirilir. Ticari kazanç sayılıp sayılmaması birçok faktöre bağlıdır. Bir işlemden elde edilen kazancın "ticari kazanç" olarak nitelenebilmesi için; G.V.K. ve T.T.K.'da yapılan tanım gereği; "ticari kazanç elde etme iradesi", "bu amaçla yapılacak organizasyon" ve aynı kapsamdaki "işlemlerde devamlılık" unsurlarının tamamını bünyesinde barındırması gerekir.
Gerçek kişiler açısından, elde edilen gelirin "stopaj kapsamına girmemesi nedeniyle" prensip olarak beyan suretiyle vergilendirilmesi gerekmektedir. Ancak bu noktada gelirin Gelir Vergisi Kanunu'na göre ne tür bir gelir olduğunu belirlemek ihtiyacı doğmaktadır. Eğer ticari bir organizasyon içerisinde FX işlemlerinin devamlı olarak yapılması halinde faaliyet yürüten bir gerçek kişinin FX gelir ve giderleri ticari kazanç olarak yıllık beyannameye konu olacaktır.
Konuya yabancı ülkelerde yerleşik kişi ve kurumlar (dar mükellefler) açısından bakıldığında, yukarıda belirtildiği gibi faaliyet bir organizasyon içinde devamlı surette yapıldığında "ticari kazanç" sayıldığından ve bu işlemden elde edilecek kazanç Çifte Vergilemeyi Önleme Anlaşmaları'ndaki genel yaklaşım gereği diğer Devlette vergilendirilir. Bunun için yabancı müşterinin TR'de daimi temsilcisi veya iş yeri olmamalıdır. Konu, Türkiye'de özel ve münferit beyana tabi değildir.