2024 Finansal Ürünler Vergi Rehberi

​Bu broşür, yatırımcılarımıza yatırımları ile ilgili olarak karşılaşacakları vergi uygulamaları ile ilgili ön bir bilgi vermek amacıyla vergi danışmanımız Mehmet Bingöl tarafından hazırlanmıştır.

Genel olarak vergi uygulamaları ile ilgili bilgileri içeren bu broşürün hazırlanması sırasında gereken azami özen gösterilmiş, güncel ve doğru bilgilere yer verilmiş ve son yasal durum dikkate alınmıştır.

Buna rağmen, AKBANK T.A.Ş. broşürdeki bilgilerden ve bu bilgilerin kullanılması ile ortaya çıkacak herhangi bir sorunla ilgili olarak hiçbir hukuksal sorumluluğu kabul etmez. Kişi ve kurumların, kendi durumlarına uygun yasal vergi düzenlemelerini uygulayabilmeleri için vergi konusundaki tüm bilgileri mali müşavir ve/veya yasal mercilerden edinmeleri ve/veya doğrulatmaları tavsiye olunur.”

I. GİRİŞ

Hiç kuşku yok ki kişiler açısından elde edilen gelir veya kazancın net tutarı, başka deyişle vergi sonrası tutarı esastır. Bu sebeple elde edilecek gelirin vergi rejimi, bilinmesi gereken bir konudur.

Dolayısıyla;

  • Elde edilen gelirin vergi kesintisine (stopaj) tabi olup olmadığı,
  • Yıllık Gelir Vergisi beyannamesi verme zorunluluğu,
  • Tam mükellefiyet kavramı ve bu çerçevede beyanı zorunlu gelirlerin kapsamı gibi konular oldukça önem arz eder.

Kişisel tasarrufların yatırımlarda değerlendirilmesi sonucunda elde edilen gelirler vergi mevzuatımızda ya “MENKUL SERMAYE İRADI” ya da “DEĞER ARTIŞ KAZANCI” olarak tanımlanmakta ve bu gelir türlerine özgü vergilendirme ilkelerine göre vergilendirilmektedirler (Aşağıdaki açıklamalarla ilgili daha fazla bilgi için Bknz: www.gib.gov.tr).

Vergilemede; “tam & dar mükellefiyet ayırımı”, “yıllık beyanname verme mecburiyeti”, “beyanname verme mecburiyetinin başladığı sınır”, “gelirin elde edilme zamanı”, “enflasyon indirimi uygulaması”, “vergi istisnaları”, “stopaj uygulaması”, “vergi tarifesi” gibi konular belirleyici olmaktadır. Bunların yanı sıra, diğer ülkelerle yapılan “Çifte Vergilemeyi Önleme Anlaşmaları”nın ilgili maddelerinin de göz önünde bulundurulması gerekir (Çifte Vergilemeyi Önleme Anlaşmaları bulunan ülkeler ve anlaşma metinlerindeki vergi oranları için Bknz: www.gib.gov.tr: Uluslararası Mevzuat).

Bu Vergi Rehberi’nde finansal ürünlerden elde edilen; “faiz, temettü (kâr payı), hisse senedi ve tahvil satış kazancı, kira geliri, gayrimenkul satış kazancı, türev ürün kazançları” gibi gelirlerin vergilemesi hakkında bilgi verilmesi amaçlanmaktadır. Ancak, her olayın kendi detayları ve özelliği içinde ele alınması ve değerlendirilmesi gereği çerçevesinde müşterilerimizin kendi mali danışmanlarından görüş almaları uygun olur.

Gelir türleri ve geliri elde edenler itibarıyla vergi durumu, “tam ve dar mükellef ile gerçek kişi ve tüzel kişi olarak” ekli tablolarda ayrıntılı şekilde verilmektedir.

II. TEMEL VERGİ KAVRAMLARI

1. Vergi Nedir?: Kamu harcamalarının karşılanması amacıyla Devlet’in toplum bireylerinden belirli ölçü ve kıstaslara göre karşılıksız olarak aldığı katkı payıdır. Toplumun Devlet’e yüklediği görevlerin (güvenlik, adalet, eğitim, ulaşım, sağlık vb. gibi) doğurduğu finansman ihtiyacının karşılanmasının en doğal yolu “vergi toplamak”tır.

2. Gelir Vergisi: Gerçek kişilerin gelirleri üzerinden ödenir. Bir yıl boyunca elde edilen gelir, yıllık beyanname ile vergi dairesine beyan edilir ve gelir tutarına göre “artan oranlı” bir tarifeye göre vergi ödenir.

3. Kurumlar Vergisi: Anonim, limited gibi tüzel kişi şirketlerin kazançları üzerinden alınan vergidir. Yasal vergi oranı %25’dir. Bununla beraber sektörler ve faaliyetler itibarıyla farklı oranlar bulunmaktadır. (Örneğin banka, sigorta şirketleri ile diğer finansal kurumlarda %30’dur.)

4. İstisna: Vergi kanunlarının vergiye tabi geliri belirlerken bazı gelir tutarlarının çeşitli sosyal ve iktisadi amaçlarla vergiden hariç tuttukları gelir tutarıdır. Örneğin; Türkiye’deki şirketlerden alınan temettü gelirlerinin yarısı, iktisaptan 5 yıl geçtikten sonra satılan gayrimenkul kazançları Gelir Vergisi’nden istisnadır.

5. Tevkifat (Stopaj): Kaynakta vergi kesilmesi demektir. Bazı gelir unsurlarında gelir elde edildiği sırada ödemeyi yapan kurum, bu ödemeden bir kısmını keserek bu tutarı vergi dairesine, gelir sahibi adına yatırır. Örneğin şu anki mevzuatımıza göre tevkifata tabi birkaç gelir unsuru aşağıdadır:

  • Banka Mevduat faizleri ve repo gelirleri
  • Özel Sektör tahvil faizleri
  • Yatırım fonu gelirleri
  • 01.01.2006 tarihinden sonra ihraç edilen devlet tahvili ve hazine bonoları faiz ve alım-satım gelirleri
  • Türev ürün işlemlerinden elde edilen gelirler
III. TAM & DAR MÜKELLEFİYET AYRIMI

1. Tam mükellefiyet nedir?

Tam mükellef statüsündeki gerçek kişiler Türkiye içinde ve yurt dışında elde ettikleri gelirlerin tamamı üzerinden Türkiye’de vergilendirilirler.

Aşağıda belirtilen kişiler tam mükellef sayılır:

  • Türkiye’de yerleşmiş olanlar
  • Resmi daire ve müesseselere veya merkezi Türkiye’de bulunan teşekkül ve teşebbüslere bağlı olup adı geçen daire, müessese, teşekkül ve teşebbüslerin işleri dolayısıyla yabancı memleketlerde oturan Türk vatandaşları

2. Türkiye’de yerleşmiş olmak nedir?

İkametgâhı Türkiye’de bulunanlar veya bir takvim yılı içinde Türkiye’de devamlı olarak altı aydan fazla oturanlar Türkiye’de yerleşmiş sayılır (Geçici ayrılmalar Türkiye’de oturma süresini kesmez).

Belli ve geçici görev veya iş için Türkiye’ye gelen iş, ilim ve fen adamları, uzmanlar, memurlar, basın veya yayın muhabirleri ve durumları bunlara benzeyen diğer kimselerle tahsil ya da tedavi veya istirahat veya seyahat maksadıyla gelenler; tutukluluk, hükümlülük veya hastalık gibi elde olmayan sebeplerle Türkiye’de alıkonulmuş veya kalmış olanlar bir takvim yılı içinde Türkiye’de altı aydan fazla otursalar dahi Türkiye’de yerleşmiş sayılmazlar. Örneğin; bir kontrat gereği belli bir süre Türkiye’de görev yapmak durumunda kalan profesyonel yöneticiler, spor adamları vb. gibi.

3. Dar mükellefiyet nedir?

Türkiye’de yerleşmiş olmayan gerçek kişiler dar mükellef sayılırlar. Bu kişiler sadece Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirilirler. Ancak bunun için/gerektiğinde dar mükellef olduklarını, yaşamakta oldukları ülkelerin resmi makamlarından getirecekleri “mukimlik belgesi” ile ispat etmek durumundadırlar.

Yurt dışında çalışan Türk vatandaşları da dar mükellef olarak kabul edilmektedir.

Kurumlar açısından ise kanuni ve iş merkezleri Türkiye’de olmayan şirketler “dar mükellef” olarak değerlendirilirler.

IV. YILLIK GELİR VERGİSİ BEYANI VE BEYANNAME VERİLMEYEN HALLER

Türkiye’de yerleşmiş olan gerçek kişilerin bir takvim yılında elde ettikleri muhtelif gelirler prensip olarak yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmek suretiyle vergilendirilir.

Gelir Vergisi beyannamesi ertesi yılın mart ayında ilgili kişinin ikametgâhının bulunduğu Vergi Dairesi’ne verilir. Verginin hesaplanması bu beyannamede gösterilen toplam gelir üzerinden artan oranlı Gelir Vergisi tarifesine göre (%15-%40 arası) yapılır.

Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi üzerinden hesaplanan Gelir Vergisi’nin mart ve temmuz aylarında iki eşit taksit olmak üzere;

  • Birinci taksitin Damga Vergisi ile birlikte 31 Mart tarihine kadar,
  • İkinci taksitin 31 Temmuz tarihine kadar ödenmesi gerekmektedir.

1. Tam mükellefiyette yıllık gelir vergisi beyannamesi uygulaması:

Ticari kazanç, zirai kazanç ve serbest meslek kazancı (avukat, doktor, muhasebeci gibi) elde edenler yıllık gelir vergisi beyannamesi ile vergilendirilirler.

Konut olarak kiraya verilen gayrimenkullerden elde edilen toplam gelirin 33.000 TL’si vergiden istisnadır. (2023 için 21.000 TL).

İstisna tutarına tekabül eden gerçek giderler matrahtan indirilmez. Götürü gider yönteminde ise %15’lik götürü gider tutarı, istisna uygulanmış gelirden itibaren düşülerek matrah bulunur. 33.000 TL’den fazla gelir elde edilmediği sürece vergi beyanı yapılmaz. Kira gelirinin yanında ticari, zirai veya mesleki kazancını beyan etmek zorunda olanlar 33.000 TL’lik istisnadan yararlanamazlar. Ayrıca, 33.000 TL ve üzerinde konut kira geliri elde edenlerden, beyanı gerekip gerekmediğine bakılmaksızın ayrı ayrı veya birlikte elde ettiği ücret, menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratlarının gayri safi tutarları toplamı 2024 yılı için 870.000 TL’yi aşanlar 33.000 TL’lik istisnadan yararlanamazlar (2023 yılı için 550.000 TL).

İş yeri kira geliri 2024 yılı için 230.000 TL’yi aşmadığı takdirde beyana tabi değildir. Beyana tabi diğer gelir unsurları da var ise 230.000 TL’lik sınıra toplam gelir üzerinden bakılır (2023 yılı için 150.000 TL).

Kira beyanında “gerçek gider usulü” bazı durumlarda avantaj yaratabilir. Özellikle kredi ile alınan gayrimenkullerde ödenen faizler, amortisman (yüzde 2) ve kanunda sayılan diğer bazı giderler verilecek beyanda vergi avantajı yaratabilir. Zira “Gelirin toplanmasında gelir kaynaklarının bir kısmından hasıl olan zararlar (80’inci maddede yazılı diğer kazanç ve iratlardan doğanlar hariç) diğer kaynakların kazanç ve iratlarına mahsup edilir. Bu mahsup neticesinde kapatılmayan zarar kısmı, müteakip yılların gelirinden indirilir. Arka arkaya beş yıl içinde mahsup edilmeyen zarar bakiyesi müteakip yıllara naklolunamaz.” (G.V.K. Md 88). Dolayısıyla ödenen kredi faizleri kira gelirinden fazlaysa, bu tutar gider fazlası olarak da kabul edilmekte ve kira gelirinden indirilemeyen bir kısım varsa beyan edilen diğer gelirlerden düşülebilmektedir. Ya da gelecek yıllara devredilebilir.

Gayrimenkul alım-satım kazançları, yıllık gelir vergisi beyanına tabidir. Sağlanan kazançların 2024 yılı için 87.000 TL’si vergiden istisnadır (2023 yılı için 55.000 TL). Eğer satın alma ve satış tarihleri arasında 5 yıl geçmiş ise elde edilen kazanç vergiye tabi olmaz.

Yurt dışında elde edilen gelirler (menkul kıymet satış kazancı, faiz geliri, kâr payı geliri gibi) yıllık gelir vergisi matrahına dahil edilir. (Bu konu VII. Bölüm’de ayrıntılı olarak açıklanmıştır.) Kişinin yıllık gelir toplamı (yıl içinde elde edilen gelirlerin indirim ve istisna tutarları içinde kalan kısımları ile beyanı gerekmeyen ücret gelirleri dışındaki), gelir vergisi tarifesinin 2. diliminde yer alan tutarı 230.000 TL’yi aşmadığı takdirde Türkiye’de vergi tevkifatına tabi tutulmuş olan;

  • Menkul sermaye iratları
  • Gayrimenkul sermaye iratları (iş yeri kira gelirleri) beyan edilmez.

Beyan haddinin (2024 yılı için 230.000 TL) aşılıp aşılmadığının tespitinde; elde edilen “gayrimenkul sermaye iratları”, “değer artış kazançları” (Örn: 5 yılı içindeki gayrimenkul satış kazançları), “menkul sermaye iratları” (Örn: Hazine Bonosu Faizi, temettü geliri) birlikte dikkate alınarak bulunan toplam tutarın esas alınması gerekmektedir.

Yabancı devlet ve yabancı şirketlere ait Eurobond’lardan alınan faizler için 13.000 TL’lik kanuni beyan sınırı vardır. Bu tutarın üstünde bir faiz geliri varsa tamamı beyan edilir, altında ise beyan yapılmaz. (G.V.K. madde: 86/1-d)

2024 yılında ücret geliri elde edenlerin durumu da şöyledir:

  • Tek işverenden elde ettikleri ücret gelirleri toplamının G.V.K. 103’üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı (2024 yılı için 3.000.000 TL) aşması (2023 yılı için 1.900.000 TL),
  • Birden fazla işverenden alınan ücretler toplamının gelir vergisi tarifesinin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı (2024 yılı için 3.000.000 TL) aşmamakla birlikte, birinciden sonraki işverenden alınan ücretler toplamının gelir vergisi tarifesinin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı (2023 yılı için 150.000 TL, 2024 için 230.000 TL) aşması veya birinci işverenden aldıkları ücret gelirleri de dahil olmak üzere ücretleri toplamının gelir vergisi tarifesinin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı (2023 yılı için 1.900.000 TL, 2024 yılı için 3.000.000 TL) aşması,

halinde, söz konusu ücret gelirleri yıllık beyanname ile beyan edilecektir. Bir takvim yılı içinde tek işverenden alınan ve tevkif suretiyle vergilendirilen ücretler, yıllık toplamı 3.000.000 TL’yi aşmadığı takdirde beyanname verilmeyecektir.

Ücret gelirlerinin beyana tabi olma durumu kendi içinde değerlendirilecek olup, diğer gelirlerin bulunması halinde bu gelirler hesaplamaya dahil edilmeyecektir. Başka deyişle; diğer gelirlerin beyan edilip edilmeyeceğinin tespitinde de ücret gelirleri dikkate alınmayacaktır.

Örnek 1:

Tek iş yerinden alınmış ücret : 3.100.000 TL

İş yeri kirası (brüt) : 60.000 TL

Eurobond faizi : 80.000 TL

Ücret geliri 3.000.000 TL’yi geçtiğinden beyana tabidir. Ancak iş yeri kira tutarı ile Eurobond faizinin toplamı yıllık beyan haddi tutarı olan 230.000 TL’yi geçmediğinden bu gelirler beyan edilmez.

Örnek 2:

Tek iş yerinden alınmış ücret : 3.400.000 TL

İş yeri kirası (brüt) : 120.000 TL

Eurobond faizi : 135.000 TL

Ücret geliri 3.000.000 TL’yi geçtiğinden beyana tabidir. İş yeri kira tutarı ile Eurobond faizinin toplamı da yıllık beyan haddi tutarı olan 230.000 TL’yi geçtiğinden her iki gelir unsuru da yıllık beyannamede yer alacaktır.

Yıllık beyannamede hem ücret geliri hem de diğer gelirlerler var ise vergi tarifesi uygulamasında gelirlerin birbirine oranına göre 2 ayrı tarife aynı anda uygulanır. (Gelir Vergisi Sirküleri/75).

Örnek 3:

Tek iş yerinden alınmış ücret : 2.500.000 TL

Konut kirası : 120.000 TL

Eurobond faizi : 140.000 TL

Ücret geliri 3.000.000 TL’yi geçmediği için beyana tabi değildir.

Konut kira tutarı ile Eurobond faizinin toplamı (=260.000 TL) yıllık beyan haddi tutarı olan 230.000 TL’yi geçtiğinden her iki gelir unsuru da yıllık beyannamede yer alacaktır.

Yukarıdaki örnekte; ücret hariç her bir gelir unsuru tek başına 230.000 TL’nin altında kalmakla birlikte, beyan sınırının belirlenmesinde her iki gelir unsuru toplanır. Ücret hariç toplam gelir 230.000 TL’yi aştığından gelirin beyan sınırını aşan kısmı değil, gelirin tamamı beyan edilir.

Türkiye’de çalışan bir kişinin yurt dışında kurulmuş bir şirketten elde ettiği ücret geliri:

Yurt dışında kurulmuş bir şirketin Türkiye’deki iş yerinde veya iştirak ettiği şirkette o şirket adına çalışmakta olan Türkiye’de yerleşik kişinin (Yabancı uyruklu olsa da Türkiye’de bir yıl içinde 6 aydan fazla ikamet ettiği zaman Türkiye’de yerleşik sayılır. Ancak bir kontrat ile geçici ve belirli süreyle gelmiş ise dar mükellef statüsü devam eder.)

  • Elde ettiği gelir Türk Vergi mevzuatı yönünden “ücret” geliri mahiyetindedir. (G.V.K. madde 61)
  • Bu gelir yurt dışındaki şirket merkezinden karşılandığı sürece Türkiye’de gelir vergisi tevkifatına tabi olmaz. (G.V.K madde 94, 95)
  • Tevkifata tabi olmadığı için prensip olarak yıllık gelir vergisi beyanına konu olması gerekecektir. Kişi Türkiye’deki çalışması karşılığında ücret geliri elde etmiş olmakta ve bu sebeple kişinin Türkiye’de ertesi yıl mart ayında yıllık Gelir Vergisi beyanı vererek ücret tarifesine göre vergi vermesi gerekir. (G.V.K. madde 85, 86)
  • Ancak bu konuda bir vergi istisnası vardır. Gelir Vergisi Kanunu’nun 23. maddesinin 14 numaralı bendine göre; “Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan dar mükellefiyete tabi işverenlerin yanında çalışan hizmet erbabına, işverenin Türkiye dışında elde ettiği kazançları üzerinden döviz olarak ödediği ücretler gelir vergisinden müstesna” bulunmaktadır. Görüldüğü üzere, kişinin yurt dışından elde edilen ücret geliri 23. maddedeki bu şartlar çerçevesinde Türkiye’de vergi konusuna girmez. Uygulamanın bir sorun çıkarmaması için, yurt dışından elde edilen gelirlerin ilgili takvim yılının son gününe kadar veya her halükârda müteakip yılın mart ayının sonuna kadar Türkiye’ye döviz olarak transfer edilmesi tavsiye edilir. Tabii ki bu para daha sonra istendiği zaman yurt dışına tekrar transfer edilebilir.
  • Gerek stopaja, gerekse istisna uygulamasına tabi olmayan düşük tutarlı menkul ve gayrimenkul sermaye iratları Gelir Vergisi mevzuatına göre beyan dışı tutulmuştur. Bunlardaki beyan sınırı 2024 yılı için 13.000 TL olup, bu tutardan fazla gelir elde edilmediği sürece beyan söz konusu olmayacaktır. Örneğin yurt dışında elde edilen mevduat faizi, repo faizi, yurt dışı şirket kâr payı bu kapsamdadır (2023 yılı için 8.400 TL).
  • Menkul sermaye iratları ile değer artış kazancı sebebiyle yıllık Gelir Vergisi beyannamesi verildiğinde aşağıdaki giderler vergi matrahından indirilebilir:
  • Depo etme ve sigorta ücretleri gibi menkul kıymetlerin muhafazası için yapılan giderler (Örneğin; saklama ücretleri),
  • Temettü hisseleri ile faizlerin tahsil giderleri, (Şirket toplantılarına bizzat veya bilvekale iştirak gibi sermayenin idaresi için yapılan giderler irattan indirilemez),
  • Menkul kıymetler ve bunların iratları için ödenen her türlü vergi, resim ve harçlar (gelir vergisi irattan indirilemez),
  • Aracı kurum veya banka komisyonları ile işlemlerdeki diğer hizmet bedelleri.

Yıllık beyan ile ilgili genel kural yukarıda sunulan bilgiler kapsamında olmakla beraber, Türkiye’deki para ve sermaye piyasalarından sağlanan aşağıdaki gelirler için G.V.K. geçici 67. madde uyarınca 2025 yılı sonuna kadar YILLIK BEYAN YAPILMAZ.1

Buna göre; aşağıdaki gelirlerin elde edildiği işlem sırasında yürürlükteki orana göre (%10, %0 veya CBK’ca saptanan farklı oranlarda) sadece ilgili banka veya aracı kurum tarafından vergi kesilir ve yatırılır. 1 Türkiye’de gerçekleşen para ve sermaye piyasasındaki gelirlerin stopaj esasındaki vergileme rejimine ilişkin G.V.K. geçici 67. maddenin uygulama süresi 7256 sayılı kanun ile 31.12.2025 tarihine uzatılmıştır.

  • Mevduat faizleri,
  • Özel finans kurumlarından elde edilen kâr payları,
  • Repo kazançları,
  • Hazine bonosu ve devlet tahvil faiz ve alım-satım kazançları,
  • Banka ve diğer özel şirketlerin tahvil ile bono faiz ve alım-satım kazançları,
  • Yatırım fonları katılma belgeleri satış kazançları (Fon’a iade/geri satış),
  • Vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinden elde edilen gelirler,
  • Kaldıraçlı işlem gelirleri (Foreks),
  • BİST’te işlem gören hisse senedi alım-satım kazançları,
  • BİST’te işlem gören varantlar.

Bu kapsamda elde edilen gelirlerin tutarı ne olursa olsun beyanname verilmez ve gelirler nedeniyle beyanname verilmesi halinde de bu gelirler beyannameye dahil edilmez.

2. Dar mükellefiyette yıllık gelir vergisi beyanname durumu

Yurt dışında yerleşmiş olan kişiler dar mükellef statüsündedir.

Dar mükellefiyette vergiye tabi gelir, sadece, tamamı Türkiye’de tevkif suretiyle vergilendirilmiş olan; ücretler, serbest meslek kazançları, menkul sermaye iratları (faiz ve temettü geliri) ve gayrimenkul sermaye iratları (iş yeri kira geliri) ile diğer kazanç ve iratlardan oluşuyorsa yıllık beyanname verilmez.

Dar mükellef gerçek kişilerin yurt dışında elde ettikleri (yurt dışında gerçekleşen) menkul kıymet satış kazançları, temettü veya faiz tahsilatları için Türkiye’de vergileme yapılmaz.

Dar mükellef gerçek kişilerin tevkifat konusu olmayan bazı gelirleri “münferit beyanname” ile geliri sağlayan tarafından beyan edilerek vergilendirilir (Örneğin; alacak faizi, BİST’te işlem görmeyen Türkiye’deki şirketlere ait hisse senedi satış kazancı gibi).

Türkiye’deki gayrimenkulün konut olarak kiraya verilmesi dolayısıyla elde edilen kira gelirleri için yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmek zorundadır. İş yeri kira gelirleri ise kiracılarca vergi tevkifatına tabi olduğundan bunlar için alınan kira tutarı ne olursa olsun yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmez.

1 Türkiye’de gerçekleşen para ve sermaye piyasasındaki gelirlerin stopaj esasındaki vergileme rejimine ilişkin G.V.K. geçici 67. maddenin uygulama süresi 7256 sayılı kanun ile 31.12.2025 tarihine uzatılmıştır.

V. GELİR VERGİSİ KANUNU GEÇİCİ 67. MADDE İLE GETİRİLEN TEVKİFAT REJİMİ

Bir önceki bölümde açıklandığı üzere, Gelir Vergisi rejiminde genel prensip yurt içi ve yurt dışında elde edilen bütün gelirlerin yıllık gelir vergisi beyannamesinde birleştirilerek toplam gelir üzerinden vergi ödenmesidir.

Ancak yurt içi finansal piyasaları teşvik etmek amacıyla bazı gelir unsurları sadece vergi kesintisi (=stopaj) ile vergilendirilerek genel sistemdeki kurallardan ayrıştırılmıştır. Böylece, Türkiye’de gerçekleşen para ve sermaye piyasasındaki gelirlere istisna rejimi tanınmıştır.

Bu uygulama 2006 yılından itibaren başlamış olup önce 2015 yılı sonuna kadar devam etmiş ve yapılan yasal değişikliklerle bu süre 2025 yılına uzatılmıştır.2

Buna göre; işlem sırasında işlemi yapan banka veya aracı kurum tarafından vergi kesilir ve bu kurumlar tarafından yatırılır. Gelir sahipleri ise Vergi İdaresi ile muhatap olmazlar.

Bu uygulama kapsamına;

  • Mevduat faizleri,
  • Repo faizleri,
  • Hazine Bonosu & Devlet Tahvili faiz ve alım-satım kazançları,
  • Hisse senedi alım-satım kazançları (13.11.2008 tarihinden itibaren %0 olarak uygulanmaktadır.),
  • Vadeli işlem ve opsiyon işlemleri (VİOP kontratları dahil),
  • Yatırım fonu gelirleri,
  • Özel sektörce yurt içinde ihraç edilmiş olan tahvil ve finansman bonolarının faiz ve alım-satım kazançları,
  • Kaldıraçlı işlemler (Foreks) ile G.V.K. madde kapsamında olan diğer menkul kıymetler ve sermaye piyasası araçları girmektedir.

Bu enstrümanlardan elde edilen gelirler için işlem sırasında banka ve aracı kurum tarafından tevkifat yapılacak ve üçer aylık dönemler itibarıyla vergi dairesine yatırılacaktır. Prensip olarak, Mevduat ve repo faizi için %15 oranında, hisse senedi alım-satım kazancı %0, diğer işlemlerde ise %10 oranında vergi kesilmesi söz konusudur. (Bu konuda vergi oranları ve uygulamalardaki daha fazla ayrıntı için ekteki Tablolara bakınız.)

Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67. maddesinde yapılan değişikliğe ilişkin olarak 30.09.2010 tarih ve 27715 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2010/926 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 01.10.2010 tarihinden itibaren sermaye piyasası araçlarının vergilendirilmesinde tam ve dar mükellefler gerçek kişi ve kurumlar açısından stopaj oranları tespit edilmiştir.

Buna göre sermaye piyasası araçları getirilerinde;

  • Dar mükellef gerçek kişiler için stopaj oranı %10’dur.
  • Dar mükellef kurumlar için uygulanmakta olan %0 stopaj oranına sınırlama getirilerek, 6009 sayılı kanunda belirtilen nitelikte olmayan kurumların (şirket ve yatırım fonu dışındaki kurumlar) gelirlerinde %10 stopaj söz konusudur.
  • Tam mükellef kurumların gelirlerine uygulanmakta olan %10 stopaj oranı, 6009 sayılı kanunda belirtilen nitelikleri taşıyan kurumlar (şirketler) için %0’a indirilmiştir.
  • Tam mükellef gerçek kişiler için uygulanmakta olan stopaj oranında değişiklik yapılmamıştır.

Stopaj oranlarında yapılan değişiklikler, sermaye piyasası araçlarından elde gelirlerle ilgili olup, mevduat ve repo gelirleri için uygulamada bir değişiklik bulunmamaktadır. Mevduat ve repo faizi için vergi stopajı prensip olarak %15’tir. Açılan hesapların vadelerine göre farklılaştırılan stopaj oranları aşağıda açıklanacaktır. Yurt dışında yerleşik kişiler için ayrıca Türkiye ile bu ülkeler arasında Çifte Vergilemeyi Önleme Anlaşmaları’nın bulunup bulunmadığına ve mevcut ise bu anlaşmada yer “faiz ödemeleri” ile ilgili hükümlere bakmak gerekir (Çifte Vergilemeyi Önleme Anlaşmaları bulunan ülkeler ve anlaşma metinlerindeki vergi oranları için Bknz: www.gib.gov.tr “Uluslararası Mevzuat”).

Stopaja tabi sermaye piyasası araçları gelirleri ve bunlara uygulanacak yeni stopaj oranları ile ilgili açıklamalara aşağıda yer verilmiştir.

1) Stopaja tabi sermaye piyasası araçları gelirleri:

Stopaja tabi finansal ürünler ve mevzuattaki stopaj oranları aşağıdaki gibi olup, Bakanlar Kurulu ve Cumhurbaşkanı Kararları ile değişik halihazırda uygulanan oranlar ekli tablolarda belirtilmiştir.

  • Devlet Tahvili ve Hazine Bonosu faiz gelirleri (%10),
  • Devlet Tahvili ve Hazine Bonosu alım-satım kazançları (%10),
  • Özel sektör tarafından Türkiye’de ihraç edilen tahvil ve bonoların faiz gelirleri (%10),
  • 23.05.2020 tarihinden sonra iktisap edilen özel sektör şirket finansman bonosu (ve vadesi 1 yıldan kısa olan kiralama sertifikaları) faiz gelirleri (%15),
  • Özel sektör tarafından Türkiye’de ihraç edilen tahvil ve bonoların alım-satım kazançları (%10),
  • 23.05.2020 tarihinden sonra iktisap edilen özel sektör şirket finansman bonosu (ve vadesi 1 yıldan kısa olan kiralama sertifikaları) satış kazançları (%15),
  • BİST’te işlem gören hisse senetlerinin satışından elde edilen kazançlar (%0), (1 yıldan fazla süreyle elde tutulanların alım-satım kazançları herhalukarda vergi kapsamı dışındadır.)
  • 1 yıldan fazla süreyle elde tutulanlar hariç olmak üzere, Yatırım Ortaklıkları Hisse Senetleri’nin alım-satım kazançları (%10),
  • Türkiye’deki Yatırım Fonu Katılma Belgelerinin alım-satım kazançları (%10), (Portföyünün en az %51’i BİST’te işlem gören hisse senetlerinden oluşan yatırım fonları katılma belgelerinden 1 yıldan fazla süreyle elde tutulanların alım-satım kazançları stopaja tabi değildir3 ayrıca hisse senedi yoğun fonların katılma belgelerinin satılmasından sağlanan kazançlarda stopaj oranı %0’dır.4)
  • Borsa Yatırım Fonları Katılma Belgelerinin alım-satım kazançları (%10), (Hisse senedi yoğun fonlarda stopaj oranı %0’dır.)
  • 23.12.2020 tarihi ile 30.06.2023 tarihleri arasında iktisap edilmiş TL bazlı yatırım fonlarında (%0),
  • Borsa İstanbul’da işlem gören aracı kuruluş varantlarından sağlanan kazançlar (%0),5 (Dayanak varlığı hisse senedi veya hisse senedi endeksi dışında <Örneğin yurt dışı endeksler, emtialar ve döviz kurları vb gibi> olan varantlarda, %10),
  • VİOP işlemlerinden elde edilen kazançlar (%10), [Vadeli İşlemler Borsası’nda (VİOP) gerçek kişilerce kazanılan gelir için stopaj oranı %10’dur. Ancak Hisse senedi, hisse senedi endekslerine dayalı olarak yapılan VİOP sözleşmeleri ve dayanak varlığı hisse senedi olan aracı kuruluş varantlarından elde edilen kazançlarda vergi oranı %0’dır.]
  • VİOP dışındaki Vadeli İşlem ve Opsiyon Sözleşmelerinden sağlanan kazançlar (%10), (Ancak hisse senedi, hisse senedi endekslerine dayalı olarak yapılan sözleşmeleri ve dayanak varlığı hisse senedi olan aracı kuruluş varantlarından sağlanan kazançlarda vergi oranı %0’dır.)
  • Ödünç Kıymetlerden sağlanan kazançlar (%10),
  • Kaldıraçlı işlemlerden (Foreks) sağlanan kazançlar (%10).

2) Sermaye piyasası gelirlerine ilişkin stopaj oranları:

Yurt dışında yerleşik A.Ş. veya Limited Şirket niteliğindeki dar mükellef kurumların Banka aracılığı ile elde ettiği stopaj konusu gelirlerinden (Örn: Devlet Tahvili ve Hazine Bono faizinden) stopaj yapılmaz. (%0)

Geliri elde edenler itibarıyla;

a) Sermaye Şirketleri: %0

  • Anonim Şirketler: %0
  • Anonim Şirket Benzeri Yabancı Kurumlar: %0
  • Limited Şirketler: %0
  • Limited Şirket Benzeri Yabancı Kurumlar: %0
  • Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit Şirketler: %0
  • Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit Şirket Benzeri Yabancı Kurum: %0
  • SPK Düzenleme ve Denetimine Tabi Yatırım Fonları: %0
  • SPK Düzenleme ve Denetimine Tabi Fonlara Benzer Yabancı Fonlar: %0 (Türkiye’de münhasıran menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası aracı getirileri ile değer artışı kazançları elde etmek ve bunlara bağlı hakları kullanmak amacıyla faaliyette bulunan sınırlı sorumlu ortaklıklar, ülke fonları, kurum ve kuruluş fonları ve yatırım kuruluşları gibi yabancı kurumsal yatırımcıların tümü 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’na göre kurulan yatırım fonları ve yatırım ortaklıklarıyla benzer nitelikteki mükellefler olarak addedilecektir.”)

b) Diğer Yatırım Fonları: %0

c) Diğer Yatırım Ortaklıkları: %0

d) Yukarıda; a, b, c şıklarında sayılanlar dışında kalan kurum ve kuruluşlar: %10

e) Gerçek Kişiler: %10

  • Tam Mükellef Gerçek Kişiler: %10
  • Dar Mükellef Gerçek Kişiler: %10

Ayrıca belirtmek gerekir ki; şahıs firması (bireysel ticari işletme) gelirlerinde de, gelir tutarı üzerinden %10 stopaj vardır. Bu tutar firma muhasebesinde brüt olarak gelir yazılır, kesilen vergi ise ticari işletmenin 3’er aylık geçici gelir vergisinden düşülür.

Bu çerçevede :

  • X Anonim Şirketi’nin Banka aracılığıyla elde ettiği Devlet Tahvili faiz gelirine, anonim şirketlerin sermaye şirketi olması nedeniyle %0 stopaj uygulanacaktır.
  • ABC Kollektif Şirketi’nin Banka aracılığı ile elde ettiği Devlet Tahvili faizinden, kollektif şirketlerin sermaye şirketi olmaması nedeniyle %10 stopaj yapılacaktır.
  • Vakıf, dernek, kooperatif, siyasi partiler ve bunun gibi kurumlar, sermaye şirketi olmadığı için bu kurumların sermaye piyasası araçlarından elde ettiği gelirlere %10 stopaj uygulanacaktır.
  • Yurt dışında yerleşik dar mükellef gerçek kişilerin Banka aracılığı ile elde ettiği stopaj konusu gelirlerinden (Örn: Devlet Tahvili ve Hazine Bono faizinden) %10 vergi kesilecektir.
  • Yurt dışında yerleşik A.Ş. veya Limited Şirket niteliğindeki dar mükellef kurumların Banka aracılığıyla elde ettiği stopaj konusu gelirlerinden (Örn: Devlet Tahvili ve Hazine Bono faizinden) stopaj yapılmayacaktır (%0).

Böylece sermaye piyasası araçları gelirlerinin vergilendirilmesinde tam mükellef gerçek kişiler ile dar mükellef gerçek kişiler arasındaki uygulama farkı söz konusu olmamaktadır.

Türkiye ile diğer ülkeler arasında Çifte Vergiyi Önleme Anlaşmaları’nın etkisi için ilgili anlaşma hükümleri uygulanır. Bu çerçevede uygulanacak vergi oranı için önce ÇVÖA’na bakılır. Bunun için yabancı kişinin “Mukimlik Belgesi” bulunması gerekir. Dar mükellef gerçek kişilerle ilgili açıklamalar ilerleyen bölümlerde ayrıntılı olarak yer almaktadır.

3) Stopaj yapılmayacak gelirler:

Aşağıda belirtilen sermaye piyasası araçlarından elde edilen gelirlere, stopaj oranının %0 olarak belirlenmiş olması veya kanun maddesi kapsamında olmamaları nedeniyle, stopaj uygulanmayacaktır (Bu gelirleri elde edenlerin tam veya dar mükellef kişi veya sermaye şirketi ve gerçek kişi olup olmadıklarına bakılmaksızın):

  • Hazine tarafından yurt dışında ihraç edilen Eurobondların faiz gelirleri ve alım-satım kazançları,
  • Özel sektör şirketleri tarafından yurt dışında ihraç edilen bonoların alımsatım kazançları, (Bu bonoların faizlerinde ise, G.V.K. 94. maddesi uyarınca vadeye göre stopaj uygulanır: vadesi 1 yıla kadar %7, 1-3 yıl arası %5, 3 yıldan uzun olanlarda %0) (Stopaj ihraççı kurum tarafından yapılır ve Vergi Dairesi’ne yatırılır.)
  • Hisse senetleri kâr payları, (Vergi stopajı, kâr dağıtan şirketin kendisi tarafından yapılır.)
  • Tam mükellef kurumlara ait olup, BİST’te işlem gören hisse senetlerinin alımsatım kazançları,
  • Türkiye’de işlem gören hisse senedi yoğun fonların katılma belgelerinden elde edilen kazançlar,
  • Hisse senetlerine ve hisse senedi endekslerine dayalı olarak Türkiye’de yapılan vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinden sağlanan gelirler,
  • İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında işlem gören Aracı Kuruluş Varantlarından sağlanan kazançlar (Dayanak varlığı hisse senedi ve hisse senedi endeksleri olan varantlar),
  • Portföyünün en az %51’i BİST’de işlem gören hisse senetlerinden oluşan yatırım fonları katılma belgelerinden 1 yıldan fazla süreyle elde tutulanları alım-satım kazançları,
  • Bir yıldan fazla süreyle elde tutulan yatırım ortaklığı hisse senedi alım-satım kazançları,
  • Kurumlar vergisi mükelleflerinin kendi aralarında yaptıkları Vadeli işlem ve Opsiyon sözleşmelerinden elde edilen kazançlar,
  • Kurumlar vergisi mükelleflerinin yurt dışındaki banka ve benzeri finans kurumlarıyla yaptıkları Vadeli işlem ve Opsiyon sözleşmelerinden elde edilen kazançlar,
  • Yurt dışında gerçekleşen her türlü menkul kıymet alım-satım kârları, vadeli işlemler ve opsiyon sözleşmeleri, mevduat-repo-bono tahsilatları, hisse senedi kâr payları.

4) Mukimlik belgesi bulunan dar mükellef gerçek kişiler ve kurumlarla ilgili stopaj uygulaması:

Dar mükellef gerçek kişilerin Mukimlik Belgeleri, Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmalarında daha düşük bir vergi oranı varsa bu orandan faydalanmak için kullanılır (Örneğin; Almanya’da yerleşik bir kişi Türkiye’de mevduat yaptığında mukimlik belgesi ibraz eder ise elde edeceği faiz geliri üzerinden %15 yerine %10 vergi tevkifatına tabi olur).

Bu çerçevede işlem yapılabilmesi için müşteriden, mukimi olduğu ülkenin yetkili vergi makamından alacağı mukimlik belgesinin aslının alınması gerekmektedir. Mukimlik belgesi yerine başka bir belge (pasaport, ikametgâh senedi vb.) ile işlem yapılmaz. Mukimlik belgesinde kişinin “tüm dünyadaki kazançlarından mukimi olduğu ülkede vergilendirildiğini” belirten bir ibarenin yeralması gerekir. İlaveten mukimlik belgesinin yeminli tercüme bürosu tarafından tercüme edilmiş örneği veya ilgili ülkedeki Türk Konsolosluğu tarafından onaylanmış Türkçe çevirisi esas alınır. Ayrıca müşterinin pasaport fotokopisinin de alınarak şubede muhafazası gerekmektedir.

Mukimlik Belgeleri ibraz edilerek “özel kodlu vergi numarası” alınan dar mükellef gerçek kişilerin sermaye piyasası araçları gelirlerine (örneğin; Devlet Tahvili ve Hazine Bonosu faizi, yatırım fonu geliri) uygulanmakta olan %0 stopaj oranı 01.10.2010 tarihinden itibaren %10’a yükseltilmiştir. Bu anlamda, dar mükellef gerçek kişilerle tam mükellef gerçek kişilerin vergilendirilmesi arasında farklılık kalmamıştır. Dolayısıyla, dar mükellef gerçek kişinin yerleşik olduğu ülke ile Türkiye arasında imzalanmış bulunan Çifte Vergilemeyi Önleme Anlaşmalarında daha düşük bir stopaj oranı öngörülmedikçe (eğer varsa ÇVÖA’sındaki oranlar ve prensipler uygulanır), mukimlik belgesi olsun veya olmasın tüm dar mükellef gerçek kişilerin yukarıdaki sayılan sermaye piyasası araçlarından elde ettikleri gelirlere %10 vergi tevkifatı uygulanır. (Çifte Vergilemeyi Önleme Anlaşmaları bulunan ülkeler ve anlaşma metinlerindeki vergi oranları için Bknz: www.gib.gov.tr “Uluslararası Mevzuat”).

Dar mükellefler kurumlar açısından ise (yukarıda belirtilen şirket ve yatırım fonu niteliğindeki yabancı kurumlar) sadece mevduat ve repo faiz ödemelerinde %15 stopaj uygulaması yapılacak (Stopaj oranının tespitinde Çifte Vergiyi Önleme Anlaşmaları var ise buradaki hükümler dikkate alınır.), diğer ürünlerden elde edilecek gelirlerde ise stopaj oranı %0 olarak uygulanacaktır.

5) Stopaj matrahının tespiti:

Banka ve aracı kurumlarca yapılacak vergi kesintisi, menkul kıymet veya sermaye piyasası araçlarının;

  • Al-sat işleminde alış-satış arasındaki fark,
  • İtfası halinde, alış ve itfa bedeli arasındaki fark,
  • Tahsiline aracılık edilen finansal aracın dönemsel getirileri, üzerinden hesaplanır.

Aynı grupta gerçekleşen işlemlerin kâr ve zararları birbirinden mahsup edilerek net kazanç üzerinden 3’er aylık dönemler itibarıyla vergi ödemesi bankalarca yapılır.

Vergi hesabında mahsuplaşma grupları: (G.V.K. geçici 67. maddeye ilişkin Genel Tebliğler: 257, 282)

I. Sabit Getirili Kıymetler,

II. Değişken Getirili Kıymetler,

III. Diğer menkul kıymetler ve diğer sermaye piyasası araçları (Vadeli işlem ve opsiyonlar ile diğer sermaye piyasası ürünleri),

IV. Yatırım Fonları

Aynı tür menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası aracının değerlendirilmesinde menkul kıymetlerle yapılan vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinde sınıflandırma, işlemle ilişkilendirilen menkul kıymetin dahil olduğu gruba göre yapılır. Menkul kıymete bağlı olmaksızın yapılan işlemler ise III. Grup’taki “diğer menkul kıymetler ve diğer sermaye piyasası araçları” kapsamında değerlendirilir. Ayrıca, hisse senedine veya hisse senedi endekslerine dayalı olarak yapılan vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri ile Borsa İstanbul’da işlem gören hisse senedi ve hisse senedi endekslerine dayalı olarak ihraç edilen aracı kuruluş varantları ile hisse senedi yoğun fonların katılma belgelerinin de hisse senetleri ile aynı sınıfta (Değişken getirili menkul kıymetler sınıfı) değerlendirilmesi gerekir. Öte yandan, hisse senedi ve hisse senedi endeksleri dışında bir dayanak varlığa bağlı varantlar söz konusu gruplandırmada III. sınıf kapsamında değerlendirilir. Son olarak kaldıraçlı işlemlerin de III. Grup kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ifade edebiliriz.

Vergi kesintisi uygulaması sırasında, varsa vergi istisnaları da dikkate alınır. Örneğin; menkul kıymet yatırım ortaklığı hisse senetleri %10 stopaja tabi olup, 1 yıl tutulduktan sonra satılıyorsa vergi kesintisi söz konusu olmaz. Yine bunun gibi portföyünün en az %51’i BİST’te işlem gören hisse senetlerinden oluşan yatırım fonu katılma belgelerinin, 1 yıl tutulduktan sonra elden çıkarılmasından sağlanan gelirler de vergi dışıdır.

Menkul kıymetler başka bir kuruluşa aktarıldığında (virman) alış bedeli ve alış tarihi, aktarma yapılan kuruluşa bildirilecek ve satış halinde bu tutar dikkate alınır. Virman işlemi başka bir kişi adına yapıldığında ise bu işlem satış olarak değerlendirilir.

Menkul kıymetlerin fiziken tesliminde alış bedeli olarak, tevsik edilmek kaydıyla müşterinin beyanı esas alınır ve bu işlem Maliye Bakanlığı’na bildirilir.

6) İhtiyari olarak yıllık beyanname vererek vergi iadesi almak imkanı:

Banka ve aracı kurumlarca işlemler sırasında yapılan vergi kesintileri nihai vergi olup, prensip olarak bu gelirlere ilişkin yıllık veya özel ve münferit beyanda bulunmak söz konusu değildir.

Ancak kazanç ve zararların birbirine mahsup edilip netleştirme yapılamadığı hallerde ihtiyari olarak Gelir Vergisi Beyannamesi verilebilir. Vergi kesintisi sırasında esasen aynı gelir türlerinde kazançlar ve zararlar birbirinden mahsup edilmektedir. İşte bu işlemleri sırasındaki kazanç ve zararlarını çeşitli nedenlerle (Aynı zamanda ayrı kurumlarda işlemler yapmak, ilk dönemlerde zarar son dönemde kazanç olması vb. gibi) mahsup edemeyen kişilerin yılsonunda ihtiyari olarak yıllık beyanname verme ve vergi iadesi alma imkanları vardır.

Böylece, aynı neviden menkul kıymet kâr ve zararların birbirine mahsup edilme prensibi gereğince, yıllık bazda zarar etmiş bir kişinin yıl içindeki bazı kârlı işlemlerinden kesilmiş vergiler kişiye geri iade edilir. Örneğin farklı banka ve aracı kurumlarla çalışan kişiler veya ilk üç aylık dönemde kâr, sonraki dönemlerde zarar eden kişiler yıllık beyanda bulunma ihtiyacı içinde olabileceklerdir. Bu sebeple G.V.K. geçici 67. maddeye göre; menkul kıymet alım-satım kazançları için ihtiyari olarak yıllık beyan imkanı vardır. Konu ile ilgili olarak 263 nolu Gelir Vergisi Kanunu Genel Tebliğinde açıklamalar yapılmıştır. Buna göre örneğin; takvim yılının ilk 9 ayında aynı gruptaki6 aynı neviden işlemlerde kâr varsa, son 3 aylık işlemlerde de zarar varsa, yıllık beyanda bulunarak stopaj iadesi almak mümkün olacaktır. Bu şekilde yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi verilmesi halinde konsolide edilmiş gelir vergisi matrahına %10 oranı uygulanır. Aracı kurum ve bankalardan toplanan bilgiler ışığında hazırlanan Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi ertesi yılın mart ayında kişinin ikametgâhının olduğu Vergi Dairesi’ne verilir. Vergi Dairesi beyannameyi aldıktan sonra inceleyerek kontrol eder ve yıl içinde fazladan ödenmiş vergi kesintisini kişiye iade eder. Bu aşamada, tutara göre Vergi Dairesi’nin teminat mektubu istemesi de söz konusu olabilir, bu durumda teminat mektubu bilahare yapılacak incelemeden sonra iade edilir.

Kâr zarar mahsuplaşması için verilen ihtiyari yıllık gelir vergisi beyanı, 256 nolu genel tebliğine göre, “sadece geçici 67. madde kapsamındaki menkul kıymet alım-satım kazançları için” yapılabilir. Faiz gelirleri ile bu madde kapsamı dışındaki işlemlerden elde edilen kârlar veya uğranılan zararlar bu beyannameye ithal edilemez. Buna göre; yurt dışındaki menkul kıymet alımsatım zararları (Örneğin Brasil bond veya yabancı hisse senedi satış zararı) ve her türlü faiz gelirleri bu ihtiyari beyannameye dahil edilemez ve mahsuplaşma yapılamaz. Başka deyişle yurt dışı zararlar Türkiye’de ödenen stopajın iadesi için kullanılamaz.

7) Mevduat faizleri ile ilgili stopaj uygulaması:

Mevduat faizleri Gelir Vergisi Kanunu’nun “menkul sermaye iratları” ile ilgili maddesi olan 75. maddenin 7. bendinde tanımlanmıştır. Buna göre; tevdiat kabul eden kurumlara (banka, banker gibi müesseseler) yatırılan paralardan elde edilen gelirler mevduat faizidir.

Borsa para piyasasında (Takasbank) değerlendirilen paralara ödenen faizler de “mevduat faizi” sayılır ve mevduat faizine uygulanan esaslar burada da geçerlidir. Bunun gibi VİOP nakit teminatlarına ödenen faizler de mevduat faizi kapsamındadır (G.V.K. Genel Tebliği 257 ve 282).

Yukarıda da belirtildiği üzere “sermaye piyasası aracı geliri” niteliğinde olmamakla beraber mevduat faiz gelirleri geçici 67. madde kapsamında olup, vergi tevkifatı (stopaj) ile vergilendirilmektedir. Yıllık vergi beyanına tabi olmayan bu gelirlerde genel stopaj oranı %15’tir. Bununla birlikte Cumhurbaşkanı Kararları (Eskiden Bakanlar Kurulu kararı) ile hesapların vadelerine göre farklı vergi stopaj oranları tespit edilebilmektedir.

Uzun vadeli TL mevduat hesaplarını özendirmek amacıyla Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile TL mevduat hesaplarına verilecek faizler üzerinden kesilecek gelir vergisi stopaj oranları 30.04.2024 tarihine kadar açılacak ve/veya yenilenecek hesaplara uygulanmak üzere aşağıdaki gibi olacaktır:

TL mevduat hesapları:

Hesabın vadesi
Stopaj oranı​ Stopaj oranı (30/09/2020- 30/04/2024 arası)​
Vadesiz ve ihbarlı hesaplar​%15​%5​
6 aya kadar (6 ay dahil) vadeli hesaplar​​%15%5​
1 yıla kadar (1 yıl dahil) vadeli hesaplar​​%12%3​
1 yıldan uzun vadeli hesaplar​%10​​%0
​Enflasyon oranına tabi 1 yıldan uzun vadeli hesaplar%0​%0​
(*)30/09/2020-30/04/2024 tarihleri arasında açılan hesaplara uygulanır.

Döviz tevdiat hesapları:

Hesabın vadesi​
Stopaj oranı
Vadesiz ve ihbarlı hesaplar​​%25
​6 aya kadar (6 ay dahil) vadeli hesaplar​%25
1 yıla kadar (1 yıl dahil) vadeli hesaplar​​%25
1 yıldan uzun vadeli hesaplar​%25​

Altın mevduat hesaplarından vadede elde edilen faiz geliri diğer mevduat hesaplarında olduğu gibi vergi stopajına tabidir. Bu oran tüm vadeler için %15’tir.

Döviz mevduatı ve bir değere endeksli olanlarda “ana para kur farkları” stopaja tabi değildir.

  • Bankalar arası mevduata, aracı kurumların borsa para piyasasında değerlendirdikleri kendilerine ait paralarına, Sermaye Piyasası Kanunu’na göre kurulan emeklilik yatırım fonları ve borsa yatırım fonu mevduat hesaplarına verilen faizlerden gelir vergisi stopajı yapılmaz.
  • Sermaye Piyasası Kanunu’na göre kurulan menkul kıymetler yatırım fonları (konut finansmanı fonları ve varlık finansmanı fonları dahil) ile menkul kıymetler yatırım ortaklıklarının mevduat hesaplarına verilen faizler için stopaj oranı %0 (sıfır) olarak uygulanır.

8) Repo faizleri ile ilgili stopaj uygulaması:

Ters repo ve repo geliri mevduat faizine benzer karakterde olup “sermaye piyasası aracı geliri” niteliğinde değildir. Bu işlemler sonucunda elde edilen ters repo faiz gelirleri üzerinden %15 vergi tevkifatı yapılır.

Şirketler (AŞ veya LTD) ile şahsi ticari firmalara ödenen repo faizinde de %15 vergi tevkifatı vardır. Bunlar ayrıca bu tutarları brüt olarak ticari muhasebelerinde gelir olarak kaydederler ve bankanın kestiği stopajı da yıllık (üçer aylık geçici) vergilerinden mahsup ederler. Eğer kâr çıkmaz ve yıllık vergi de söz konusu olmaz ise stopaj tutarını Vergi Dairesi’nden iade alırlar.

Yurt dışında yerleşik kişi ve kurumlara uygulanacak vergi oranları için gerek mevduat ve gerekse repo faizi yönünden ayrıca Türkiye ile vergi anlaşması bulunan ülkeler itibarıyla bu anlaşmalardaki vergi oranlarına bakılmalıdır. (Çifte Vergilemeyi Önleme Anlaşmaları bulunan ülkeler ve anlaşma metinlerindeki vergi oranları için Bknz: www.gib.gov.tr “Uluslararası Mevzuat”).

  • Sermaye Piyasası Kanunu’na göre kurulan Emeklilik Yatırım Fonları ve Borsa Yatırım Fonlarının repo kazançlarından gelir vergisi stopajı yapılmaz.
  • Sermaye Piyasası Kanunu’na göre kurulan menkul kıymetler yatırım fonları (konut finansmanı fonları ve varlık finansmanı fonları dahil) ile menkul kıymetler yatırım ortaklıklarının repo gelirleri için stopaj oranı %0 (sıfır) olarak uygulanır.

9) TL yatırım fonları ile ilgili stopaj uygulaması:

23.12.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ve bunu izleyen süre uzatıcı diğer kararlar ile;

Yatırım fonlarındaki (Dövizli yatırım fonları, değişken, karma, dış borçlanma, yabancı menkul kıymetler, Serbest Fonlar ile unvanında “Döviz” ifadesi geçen yatırım fonları hariç) katılma belgelerinin elden çıkarılmasında (Fon’a geri satış) uygulanan %10 vergi stopajı, 23.12.2020 tarihi ile 30.04.2024 tarihleri arasında iktisap etmiş olanlara uygulanmak üzere sıfıra indirilmiştir.

Karara göre; TL borçlanma araçları fonları, tahvil-bono-kira sertifikaları fonları, banka-para piyasası fonları, altın fonları, gayrimenkul yatırım fonları ve benzer nitelikli fonlar bu kapsamdadır (Hisse senedi fonlarında ise stopaj zaten sıfırdır).

Böylece bahse konu tarihler arasında bu fonlara yatırım yapacak kişiler bu katılma belgelerini daha sonra herhangi bir tarihte (Örneğin; 3 ay, 8 ay, 1 yıl, veya daha sonraki bir tarihte) elden çıkardıklarında sağladıkları kazançtan %10 vergi stopajı kesilmeyecektir. Bu açıdan süresiz bir vergi avantajı söz konusu olmaktadır. Dolayısıyla bu tarihler arasındaki TL cinsi bono-tahvil-repo fonlarına yatırım yapılması teşvik edilmektedir.

Örneğin Ak Portföy tecrübesiyle içerikleri ekonomik gelişmelere göre güncellenen ve müşterilerin tek bir tema yerine birçok temaya aynı anda yatırım yapmalarına olanak sağlayan FON SEPETİ FONLARI bu kapsamdadır. Mevduat getirisi üzerinde getiri hedefleyen bu fonlara 30 Nisan 2024 tarihine kadar yatırım yapılmasını durumunda, geri satış tarihi ne olursa olsun herhangi bir vergi ödenmesi söz konusu değildir (30 Nisan 2024 tarihine kadar yapılan alımlarda Stopaj %0)

23 Aralık 2020 tarihinden önce alınmış olan yatırım fonlarının geri satılması durumunda ise %10 stopaj uygulaması devam etmektedir.

Serbest (Döviz) Fonlarında Durum:

Öte yandan serbest (döviz) fonlarındaki fon kazancı üzerinden yapılacak % 15 oranındaki vergi stopajı 2021’den itibaren kaldırılmıştır. 2020 Haziran ayında getirilmiş olan bu stopaj vergisi sadece 03.06.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki dönem için uygulanmış olacaktır. Bilindiği gibi %15’lik bu stopaj uygulaması, satış safhasındaki %10 stopajla birlikte fon yatırımcısının vergi maliyetini bir hayli artırmıştı. Şimdi bu uygulamadan vazgeçilmektedir. Böylece eskiden olduğu gibi katılma belgeleri döviz cinsinden olan bu fonların katılma belgelerinin elden çıkarılmasında sadece %10 vergi stopajı ile devam edilmiş olacaktır.

10) TL cinsi banka bonoları ile ilgili stopaj uygulaması:

23.12.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ve süre uzatan diğer kararlar ile; Bankalarca ihraç edilmiş olan tahvil ve bonolar ile fon kullanıcısının bankalar olduğu varlık kiralama şirketlerince ihraç edilen kira sertifikalarından, 23.12.2020 tarihi ile 30.04.2024 tarihleri arasında iktisap edilmiş olanlardaki stopaj oranları vadeli mevduat faizlerindeki uygulamaya paralel olarak aşağıdaki gibi olacaktır:

Faiz gelirleri

i. Vadesi 6 aya kadar olanlarda : %5

ii. Vadesi 1 yıla kadar olanlarda : %3

iii. Vadesi 1 yıldan uzun olanlarda : %0

Satış kazançları için:

iv. 6 aya kadar elde tutulanlarda : %5

v. 1 yıla kadar elde tutulanlarda : %3

vi. yıldan uzun süreyle elde tutulanlarda : %0

11) Foreks (FX) ve kıymetli madenlerde kaldıraçlı işlemler:

7256 s. Kanun’la G.V.K. geçici 67. maddesine kaldıraçlı işlemler eklenmiştir.7 Buna göre 2021 yılının başından itibaren aracı kurum müşterilerinin foreks kazançları stopaj esasında vergilendirilecektir.

Yapılan son yasal düzenleme olumlu olmuştur. Zira özellikle gerçek kişiler yönünden foreks piyasasında elde edilen gelirlerin nasıl vergilendirileceği konusunda oldukça tereddütler söz konusuydu. Gerçekten de Gelir Vergisi Kanunu’nun hükümleri yorumlandığında, bu piyasadan elde edilen gelirlerin belirli şartları taşıması durumunda zaman zaman “ticari kazanç” veya “arızı ticari kazanç” ve hatta “değer artış” kazancı olarak vergilendirilebileceği sonuçları çıkmaktaydı.

Son yasal düzenlemeyle; “döviz, kıymetli madenler ve Sermaye Piyasası Kurulunca belirlenen diğer varlıklar üzerine yapılan kaldıraçlı işlemlere ilişkin sözleşmeler” ile “gerçek kişi” müşterilerin elde ettiği gelirlerden kesinti suretiyle vergileme yapılacaktır. Stopaj oranı %10 olacaktır. Yapılacak kesinti uygulaması 2021 yılından itibaren başlamış ve Geçici 67’ye tabi diğer işlemlerdeki gibi 3’er aylık beyanname ile Aracı Kurumlar tarafından vergi dairesine yatırılmaktadır.

FX işlemin mantığının ülkelerin para birimlerinin değişim oranından faydalanılarak esasen bir anlamda döviz ticareti yapmak olduğu söylenebilir. Sadece işlemler fiziki teslimatla yapılmamakta, yatırılan teminatlar ile işlemler sonucu oluşan kâr/zarar transferi yapılmaktadır.

Kaldıraçlı işlemlerde uygulamaya ilişkin hususlar aşağıdaki gibidir:

  • Vergi matrahı (Müşteri kazancı) hesaplanırken işlemlerden elde edilen kâr/ zarar tutarlarının işlem bazında tespit edilmesi gerekir.
  • Açık pozisyon kâr zararları (kapanmamış) matrah hesabına dahil edilmemeli, sadece kapanmış işlemler esas alınmalıdır.
  • Nihai vergilendirme 3’er aylık vergi beyan periyotlarında yapılmış olacaktır.
  • G.V.K.’nin geçici 67. maddesine ilişkin Genel Tebliğe göre; kâr zararın hesabında prensip olarak FİFO yönteminin kullanılması gerekir.
  • Swap işlemi sonucunun da matrah hesabına dahil edileceği tabiidir. Zira swap kaldıraçlı işlemin bir parçası mahiyetindedir.
  • Aracı kurumlarca alınan komisyonların müşteri kazanç tutarından düşülmesi gerekir.
  • Aynı tür menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası aracının değerlendirilmesinde menkul kıymetlerle yapılan vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinde sınıflandırma, işlemle ilişkilendirilen menkul kıymetin dahil olduğu gruba göre yapılır. Menkul kıymete bağlı olmaksızın yapılan işlemler ise III. Gruptaki “diğer menkul kıymetler ve diğer sermaye piyasası araçları” kapsamında değerlendirilir. Buna göre kaldıraçlı işlemlerin esasen III. Grup’taki “diğer menkul kıymetler ve diğer sermaye piyasası araçları” kapsamında değerlendirilmesi gerekir.

Kurumlar yönünden bu işlemlerden sağlanan gelirler, “ticari kazanç” olarak kurumlar vergisi matrahına dahil olup beyanname ile vergilendirilir. Kurumların FX kazançlarında stopaj yapılmamaktadır.

12) Geçici 67. madde uygulamasına tabi olmayan gelirler;

Yukarıda anlatılan bu uygulama kapsamına dahil olmayan gelirler ise şunlardır:

  • Türkiye Cumhuriyeti tarafından yurt dışında ihraç edilen Eurobond’lar,
  • Tam mükellef şirketlerce yurt dışında ihraç edilen bonolar,
  • Yurt dışında elde edilen mevduat ve repo faizleri,
  • Türkiye’de alınıp satılan yurt dışı yatırım fonları katılma belgesi gelirleri,
  • Yabancı devlet ve yabancı firma menkul kıymetlerinin faiz ve alış-satış gelirleri,
  • 1.1.2006 tarihinden önce ihraç edilmiş hazine bonosu & devlet tahvili faiz ve alım-satım kazançları,
  • 1.1.2006 tarihinden önce satın alınmış olan hisse senedi alım-satım kazançları
  • Hisse senedi temettü gelirleri,
  • BİST’te işlem görmeyen hisse senetleri (Örneğin; aile şirketi hisseleri) satış kazancı.

Kapsam dışında olan bu gelirler için Gelir Vergisi Kanunumuzdaki genel esaslar çerçevesinde yıllık gelir vergisi beyanı yapılır.

2 Maddenin uygulanma süresi 17 Kasım 2020 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan 7256 Sayılı Kanun ile yeniden uzatılmıştır.
3 Yatırım fonu katılma belgelerinin elden çıkarılmasından elde edilen gelirlerin tevkifat kapsamı dışında tutulabilmesi için, satışı yapılan yatırım fonu katılma belgesinin satış tarihi ile alım tarihi arasında geçen 1 yıllık sürede, söz konusu fon katılma belgesinin fon iç tüzüğüne göre sürekli olarak portföyünün en az %51'inin İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında işlem gören hisse senetlerinden oluşması gerekmektedir (G.V.K. Geçici md. 67, 30/09/2006 tarihli 258 SERİ NO'LU GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ).
4 SPK mevzuatına göre; Fon portföy değerinin en az %80’i devamlı olarak “menkul kıymet yatırım ortaklıkları” payları hariç olmak üzere BİAŞ’ta işlem gören ihraççı paylarından oluşan ve bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin (2)numaralı alt bendinde belirtilen şemsiye fona bağlı olarak ihraç edilen fonlar "Hisse Senedi Yoğun Fon" olarak kabul edilir.
5 G.V.K. Geçici 67. Maddeye ilişkin 22/7/2006 TARİHLİ VE 2006/10731 SAYILI KARARNAME :
MADDE 1 – 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun geçici 67'nci maddesinde yer alan bazı kazanç ve iratlardan yapılacak tevkifat oranları aşağıdaki şekilde tespit edilmiştir. a) 1) (1), (2) ve (3) numaralı fıkralarda yer alan oran; paylara[1] ve pay endekslerine dayalı olarak yapılan vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri[2], Borsa İstanbul’da işlem gören aracı kuruluş varantları[3] dahil olmak üzere paylar (menkul kıymetler yatırım ortaklıkları hisse senetleri hariç) ve hisse senedi yoğun fonların katılma belgelerinden elde edilen kazançlar[4] ile Hazine ve Maliye Bakanlığınca ihraç edilen altına dayalı devlet iç borçlanma senetleri ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında kanun uyarınca kurulan varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç edilen altına dayalı kira sertifikalarından elde edilen kazançlar[5] için %0, 6362 sayılı Kanuna göre Sermaye Piyasası Kurulunca onaylanmış finansman bonolarından ve varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç edilen bir yıldan kısa vadeli kira sertifikalarından sağlanan gelirler ile bunların elden çıkarılmasından doğan kazançlardan %15,[6]”
6 İhtiyari Gelir Vergisi beyanı için net kazanç hesabında mahsuplaşma grupları: (282 Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği)
I. Sabit Getirili Kıymetler,
II. Değişken Getirili Kıymetler,
III. Diğer Menkul kıymetler ve Diğer Sermaye Piyasası Araçları
IV. Yatırım Fonları katılma belgeleri ve yatırım ortaklıkları hisse senetleri
7 7256 sayılı Kanun 17 Kasım 2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.
VI. FİNANSAL YATIRIMLARIN VERGİLENDİRİLMESİNDE GENEL ESASLAR

1. Gelir vergisi

Gerçek kişiler gelirleri üzerinden gelir vergisi öderler. Bir yıl boyunca elde edilen gelir, yıllık beyanname ile vergi dairesine beyan edilir ve gelir tutarına göre “artan oranlı” bir tarifeye göre vergi ödenir. Gelir vergisi uygulamasında aşağıdaki prensipler önemlidir:

1.1. Gelirin şahsi olması

Gelir vergisi konusuna girecek gelirin önemli özelliklerinden birisi gelirin gerçek kişilere ait olması ve gerçek kişilere izafe edilebilmesidir. Buna “gelirin şahsiliği” denilmektedir. Örneğin; ortak mevduat veya yatırım hesaplarında her birey hisseleri oranında ayrı ayrı vergi mükellefidir. Hatta küçük çocuklar dahi şahsi olarak vergi mükellefi sayılırlar.

1.2. Gelirin yıllık olması

Vergilemede gerçek kişiye ait gelirin bir yıllık tutarının dikkate alınması gerekir.

1.3. Gelirin gerçek ve safi (net) olması

Gelir vergisine tabi tutulacak gelirin gerçek ve safi olması gerekir. Gerçek gelirden kasıt ise, vergilemenin bazı karinelere istinaden yapılması değil, gelirin gerçekleşmesi esas alınarak yapılmasıdır. Vergileme, gerçekleşen gelirin de safi (net) tutarı üzerinden yapılır. Bunun anlamı ise, gelirin elde edilmesi ve kaynağının devam ettirilebilmesi için yapılan giderlerin düşülmesinden sonra kalan tutarın esas alınarak vergileme yapılmasıdır. Örneğin; temettü hisseleri ile bono faizlerinin tahsil giderleri, aracı kurum ve bankalara ödenen komisyonlar, menkul kıymetlerin saklama ücretleri gibi giderler elde edilen gelirden düşülerek net gelir bulunur.

1.4. Gelirin elde edilmiş olması

Vergi alacağı vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu ve hukuki durumun tekemmülü ile doğar. Gelir vergisi açısından ise vergiyi doğuran olay gelirin elde edilmiş olmasıdır. Elde etme ise, geliri oluşturan kazanç ve iratlara hukuken ve iktisaden tasarruf edebilme imkanını ifade eder.

1.5. Gelirin Türü

Kişisel tasarrufların finansal yatırımlarda değerlendirilmesi sonucunda elde edilen gelirler gelir vergisi mevzuatımızda ya “MENKUL SERMAYE İRADI” ya da “DEĞER ARTIŞ KAZANCI” olarak tanımlanmakta ve bu gelir türlerine özgü vergilendirme ilkelerine göre vergilendirilmektedirler.

Burada; “tam ve dar mükellefiyet ayırımı”, “yıllık beyanname verme mecburiyeti”, “beyanname verme mecburiyetinin başladığı sınır”, “gelirin elde edilme zamanı”, “enflasyon indirimi uygulaması”, “öngörülen istisnalar” “stopaj uygulaması”, “vergi tarifesi” gibi konular belirleyici olmaktadır.

Menkul sermaye iradı ve değer artış kazancı mahiyetindeki başlıca gelirler ve onların vergilendirme rejimi aşağıda açıklanmaktadır:

A. Menkul sermaye iradı nedir?

Sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında, nakdi sermaye veya para ile temsil edilebilen değerlerden oluşan sermaye dolayısıyla elde ettiği temettü, faiz, ve benzeri iratlar menkul sermaye iradı olarak tanımlanır (G.V.K. md. 75).

- Menkul sermaye iradında gelirin elde edilmesi

Menkul sermaye iradında gelirin elde edilmesi “hukuki ve ekonomik tasarrufa” bağlanmıştır. Menkul sermaye iradı açısından elde etmenin tüm unsurlarının tamamlanması için gelir sahibi açısından hukuki ve ekonomik tasarruf imkanının doğmuş olması gerekir. Prensip olarak hukuki tasarruf imkanının doğduğu anda, ekonomik tasarruf imkanının da doğmuş olduğu kabul edilir. Elde etmeye bu açıdan bakıldığında, menkul sermaye iradında hukuki tasarruf imkanının doğmuş olması yeterli sayılır.

Örneğin; vadeli mevduatta vade bitiminde hesaplanan faiz tutarının hesaba geçirilmesi, Eurobond’larda kupon vadesinde faiz tahsilatı, temettü gelirinde ilgili şirketin kâr dağıtması durumunda gelir elde edilmiş sayılır.

- Menkul sermaye iratları üzerinden kaynakta kesilen vergilerin mahsubu nedir?

Gelirin tahsili sırasında bazı durumlarda ödemeyi yapanlarca vergi kesintisi yapılır.

Tevkifat suretiyle ödenen bu vergi, yıllık beyanname ile bildirilen gelir üzerinden hesaplanan yıllık gelir vergisinden mahsup edilir.

Enflasyon indirim oranı uygulanan menkul sermaye iratlarının yıllık beyanname ile beyan edilmesi sırasında, sadece beyannamede gösterilen kısım üzerinden yapılan vergi kesintisi mahsup edilebilir. Başka deyişle kazanç ve iradın indirim oranına isabet eden kısmı mahsup edilemez.

- Menkul sermaye iratları ile ilgili birkaç örnek:

Menkul sermaye iradı sayılan başlıca gelirler; mevduat faizi, repo faizi, devlet tahvili-hazine bonosu faizi, hisse senedi kâr payı, bono faizleridir.

i. Devlet tahvili ve bono faizlerinin vergilendirilmesi esasları:

Gelir Vergisi Kanunu’na göre her nevi tahvil faizleri, hazine bonosu faizleri ile Toplu Konut İdaresi ve Kamu Ortaklığı İdaresince çıkarılan menkullerden vade bitiminde sağlanan gelirler menkul sermaye iradı sayılmıştır.

1.1.2006 tarihinden sonra ihraç edilmiş Hazine Bonosu, Devlet Tahvili faiz ile Özel Sektör Tahvillerinden elde edilen gelirler, gelirin elde edildiği sırada %10 oranında vergi kesintisine tabi tutulur, bu gelirlerin yıllık beyanname ile Vergi Dairesi’ne bildirim zorunluluğu yoktur.

Ancak,

  • 1.1.2006 tarihinden önce ihraç edilmiş Hazine Bonosu ve Devlet Tahvilleri ile Özel Sektör Tahvillerinden elde edilen Faiz gelirlerinin,8
  • Türkiye Devletince veya Türk özel şirketlerince yurt dışında ihraç edilen bonolardan elde edilen faiz gelirlerinin,
  • Yabancı ülke bonolarından elde edilen faiz gelirlerinin yıllık beyanname ile Vergi Dairesi’ne bildirim zorunluluğu vardır.

Aşağıda 2024 yılında elde edilen faiz gelirlerine ilişkin açıklama yapılacaktır.

Başlıca prensipler:

Dövize, altına veya başka bir değere endeksli menkul kıymetlerin itfası sırasında oluşan değer artışı irat sayılmaz. Türk Lirası cinsinde ihraç edilen menkul kıymetler için geçerli olan enflasyondan arındırma mekanizması ile vergilendirme reel gelir üzerinden yapılmaktadır.

Öte yandan bu gelirlerin beyanı halinde bu gelirler üzerinden tevkifat yoluyla ödenmiş olan verginin beyan edilen tutara isabet eden kısmı beyanname üzerinde hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilecektir.

Dar mükellefiyete tabi gerçek kişilerce elde edilecek bu neviden gelirler vergi beyanına tabi değildir.

Menkul kıymet gelirleri vadenin sona erdiği yılın gelirleri arasında gösterilir. Örneğin; ihracı veya satın alınışı önceki yıllarda olan ancak vadesi 15.03.2024 tarihinde biten Hazine Bonosu faizinin tamamı 2024 takvim yılı geliri kabul edilecektir.

Menkul kıymetlerin itfasında menkul kıymetlerin anapara ödemesi gelir sayılmaz.

01.01.2006 öncesi İhraçlı Hazine Bonosu/Devlet Tahvil Faizi:

Mevzuatımıza göre, yıllık beyana tabi bono faizleri için (2006 öncesi ihraçlı kağıtlardan elde edilen faiz geliri), elde edilen reel kazanca ulaşmak için öncelikle “enflasyon indirimi” yapılır9. Arta kalan tutar 230.000 TL’lik yıllık beyan haddini aşıyorsa bu kalan tutarın tamamı yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilir (Bakınız tablolar).

Devlet Tahvili ve Hazine Bonolarının gelirleri için bir “vergi istisnası” bulunmamaktadır

Örnek 4: 01.01.2006 öncesi Hazine Bonosu

Hazine Bonosu Faizi 1.000.000

Enf. İndirim Oranı %58 580.000

Reel Kazanç 420.000

Matrah 420.000

Yukarıdaki 420.000 TL’lik gelir yıllık beyan haddi olan 230.000 TL’den fazla olduğu için bu tutarın tamamı gelir olarak beyan edilir ve üzerinden tarifeye göre gelir vergisi ödenir.

Yıllık beyan haddinin aşılıp aşılmadığının tespitinde; beyana tabi tüm gelir unsurlarının toplamı dikkate alınır: Yıllık beyan haddinin aşılıp aşılmadığının tespitinde; beyana tabi diğer gelir unsurlarının toplamı dikkate alınır. Başka deyişle kira gelirleri, beyana tabi diğer menkul sermaye iratları, değer artış kazançları toplu olarak değerlendirilir.

Örnek 5: Enflasyon “İndirim Oranı” uygulamasından sonra kalan 2006 öncesi ihraçlı hazine bonosu faizi 150.000 TL olmasına rağmen, kişinin ayrıca 130.000 TL’lik iş yeri kira geliri varsa bu iki gelirin toplamı, yıllık beyan haddi tutarını (230.000 TL) geçtiği için gelirlerin tamamı (280.000 TL= 130.000+150.000) beyan konusu olacaktır.

ii. Yurt Dışında İhraç Edilen Eurobond ve Özel Sektör Bono Faizleri:

Türkiye Devleti tarafından veya Türkiye’deki şirketlerce ihraç edilen Eurobond faiz gelirleri Gelir Vergisi Kanunu açısından “menkul sermaye iradıdır”.

Eurobond faiz gelirleri için G.V.K. geçici 67. maddedeki stopaj usulü uygulanmadığından (=yani işlemi yapan banka veya aracı kurumca vergi stopajı uygulamasının dışında olduğundan), bu gelirler yıllık esasta gelir vergisi beyanına konu olur. Başka gelirler (örneğin temettü, kira vb gibi) nedeniyle beyan yapıldığında da bu beyana eklenirler.

Yurt dışına ihraç edilen Eurobondlar (gerek Hazine, gerekse Türk özel sektör şirketleri) G.V.K.’nin Geç 67. Maddesi kapsamında stopaja tabi olmadıkları için bu kıymetlerden elde edilen gelirler yıllık gelir vergisi beyanına tabidir. Söz konusu bonoların faiz ödemelerinde vadelere göre K.V.K. (md. 30) ve G.V.K.(md.94) gereği yapılan vergi kesintilerinin (1 yıla kadar %7, 3 yıla kadar %3 ve 3 yıldan uzun %0) bu açıdan önemi yoktur. Bu kıymetlerin faiz gelirleri kupon tahsilatlarında ve itfada meydana gelir. İtfadaki faiz geliri bono iskontolu alınmış ise (nominal bedelin altında) söz konusu olur. Tahsilat sırasındaki tutar TL’ye çevrilir. Örneğin; 2024 yılında sadece Eurobond faiz geliri elde edilmişse ve bu tutar yıllık gelir vergisi beyan haddi olan 230.000 TL’yı aşıyorsa gelirin tamamı beyan edilir. Ancak beyana tabi diğer gelir unsurları da var ise 230.000 TL’lik sınıra toplam gelir üzerinden bakılır (kira, temettü gibi).

Örnek 6: Eurobond kupon faizi 100.000 TL olmakla beraber ayrıca 166.000 TL iş yeri kirası da var ise ve toplamda beyan sınırı geçildiğinden toplam 266.000 TL için yıllık beyanname ile gelir vergisi ödenir.10

Eurobond faiz gelirlerinde, iktisaptan sonraki ilk kupon faizi tahsilatına ait gelirin hesabında, alış sırasında ödenen “temiz fiyat-kirli fiyat farkı”, işlemiş faiz olarak düşülür ve kalan tutar faiz geliri olarak dikkate alınır. Diğer müteakip kupon tahsilatları yine faiz geliri olarak hesaba katılır ve bir takvim yılı içinde alınan faizlerin TL karşılığının yıllık haddi geçip geçmediğine bakılır.

İlk alışta ödenmiş olan prim tutarı ise müteakip kupon tahsilatlarındaki faiz gelirlerinden indirilir. Başka deyişle ödenen prim tutarı gelecekteki kupon faizlerine paylaştırılır.

Beyanname uygulamasında alışta ödenmiş olan bu işlemiş faiz, gib.gov.tr hazır beyan sisteminden beyanname doldurulurken gayri safi irattan indirilir. Zira bunlar 78. maddedeki giderler kapsamında değildir.

İtfa’daki anapara kur farkı vergiye tabi değildir. (G.V.K. Madde: 75/5)

Ortak hesaplardan elde edilen faiz gelirlerinde her bir kişi için 230.000 TL’nın geçilip geçilmediğine ayrı ayrı bakılır.

Eurobondların vadeden önce başka vadeli bir bono veya tahviller ile değiştirilmesi veya ihraççı tarafından vadeden önce geri çağrılması menkul kıymetlerin itfası hükmündedir. Dolayısıyla bu işlemdeki gelir faiz geliri mahiyetinde olup, alım-satım kazancı değildir.11

Özel sektör tarafından yurt dışında ihraç edilen bonolardan elde edilen faiz gelirleri için de yukarıda belirtilen esaslar geçerli bulunmaktadır.

Eurobond Faiz Ödemelerinde Vergi Kesintisi (Stopaj):

T.C. Hazinesi tarafından ihraç edilen Eurobondlar G.V.K.’nin 94. Maddesine göre vergi kesintine tabi olup, stopaj oranı öteden beri 0’dır. Türk özel sektör şirketlerince yurt dışında ihraç edilen Eurobond/bono faiz gelirleri için vadelere göre vergi kesintisi vardır. Vadesi;

  • 1 yıla kadar %7,
  • 1-3 yıl arası %3,
  • 3 yıldan fazla olanlarda:%’dır.

Tam mükellef gerçek kişilerce elde edilen faiz gelirlerinin 230.000 TL’yi aşması halinde yıllık gelir vergisi beyanı söz konusudur. Elde edilen gelir stopaj oranına göre brütleştirilir, bankaca yapılan stopaj tutarı yıllık esasta hesaplanan vergiden mahsup edilir. Buradaki stopaj mahsubu sebebiyle vergi ödemesinde avantaj oluşabilmektedir. Zira yurt dışı ihraçlı bu bonoların stopajı ihraççı kurumca üstlenilmektedir.

Öte yandan belirtmek gerekir ki; Hazine tarafından ihraç edilen Eurobond’ların faizi teorik olarak stopaja tabi olduğundan (stopaj oranı %0’dır) 13.000 TL’lık yurt dışı faiz/repo beyan haddinin Eurobond gelirleri ile ilgisi yoktur, bu tutar; yurt dışında ihraç edilmiş menkul kıymetler ile oradaki bankalardan elde edilen faiz gelirleri içindir (G.V.K. madde 86/1-c, 86/1-d).

Başka bir deyişle, yabancı devlet ve yabancı şirketlere ait Eurobond’lardan alınan faizler için de 13.000 TL’lık kanuni beyan sınırı vardır. Bu tutarın üstünde bir faiz geliri varsa tamamı beyan edilir, altında ise beyan yapılmaz. (G.V.K. madde: 86/1-d)

iii. Kâr Payı (Temettü) Vergilemesi:

Gelir Vergisi Kanunu’nda aşağıda belirtilen kâr payları menkul sermaye iradı olarak sayılmıştır. (G.V.K. madde 75)

  • Her nevi hisse senetlerinin kâr payları (kurucu hisse senetleri ve diğer intifa senetlerine verilen kâr payları ve pay sahiplerine hazırlık dönemi için faiz olarak veya başka adlarla yapılan her türlü ödemeler ile Sermaye Piyasası Kanunu’na göre yatırım fonları katılma belgelerine ödenen kâr payları dahil),
  • İştirak hisselerinden doğan kazançlar (Limited Şirket ortaklarının, iş ortaklıklarının ortakları ve komanditerlerin kâr payları ile kooperatiflerin dağıttıkları kazançlar bu zümreye dahildir).
  • Kurumların idare meclisi başkan ve üyelerine verilen kâr payları.

Buna göre örneğin Anonim Şirket hisse sahipliği sebebiyle elde edilen kâr payı yıllık beyan esasında Gelir Vergisi’ne tabidir.

Şirketin genel kurulu kâr dağıtımına karar verdikten sonra bu kâr kısmını ortaklarına nakden veya hesaben dağıttığı zaman temettü geliri elde edilmiş olur. Kişinin bunu tahsil etmemesi sonucu değiştirmez.

Gelir Vergisi Kanunumuza göre; tam mükellef kurumlardan elde edilen kâr paylarının yarısı gelir vergisinden istisna olup “istisna edilen tutar dahil toplam temettü” üzerinden yapılan stopajın tamamı, beyan edilen temettü üzerinden hesaplanan vergiden mahsup edilmektedir. (G.V.K. madde 22/2)

Kurumların dönem karlarını veya yedek akçelerini (Kâr Yedekleri) sermayelerine eklemeleri halinde gerçek kişi ortaklarca alınan bedelsiz hisse senetleri kâr payı (=temettü) geliri sayılmamakta ve vergi beyanına konu olmamaktadır. Yine sermaye yedekleri ile sermaye artırımında bulunulması durumunda da sermaye yedeklerinin niteliği gereği kâr dağıtımı olarak değerlendirme söz konusu olmamaktadır (G.V.K., Madde: 75/6-b-ii).

Mevzuatımıza göre, tam mükellef kurumlardan elde edilen kâr paylarının yarısı gelir vergisinden istisna edilmekte ve istisna edilen tutar dahil toplam temettü üzerinden şirketçe yapılan stopajın tamamı, beyan edilen %50’lik temettü üzerinden mahsup edilmektedir.

Buna göre; şirketlerden elde edilen kâr paylarının sadece yarısı gelir vergisi beyanına konu olur. Beyan zorunluluğu ise diğer menkul sermaye iratları (Örn. Hazine bonosu faizi) ve diğer gelir unsurları ile toplu olarak yıllık beyan haddinin (2024 yılı için 230.000 TL) aşılması halinde başlamaktadır.

Dolayısıyla kâr payının yarısı vergiye tabi olmadığı için; (230.000 * 2 =) brüt 460.000 TL’sinden (Net kâr payı: %10 stopaja göre 414.000 TL) daha fazla temettü geliri elde edilmediği sürece yıllık beyan zorunluluğu bulunmamaktadır (Tabii ki beyan konusu başkaca gelir unsurları 230.000 TL’lik haddin hesabında ayrıca dikkate alınır).

Örnek 7: Net temettü 1.000.000
Brüt temettü 1.111.111
Şirketçe yapılan vergi kesintisi 111.111
Yıllık kâr payı GV beyanı 555.555
Hesaplanan gelir vergisi 128.400
Stopaj mahsubu 111.111
Ödenecek gelir vergisi 17.289

Buna göre, 2024 yılında bir Anonim Şirket’ten 1 milyon TL net kâr payı tahsil eden kişi, vereceği yıllık gelir vergisi beyannamesi ile 17.289 TL gelir vergisi ödemiş olacaktır.

Görüldüğü üzere yıllık beyanda matrah olarak brüt temettü tutarının %50’si beyana konu olmakta ve bu tutar üzerinden hesaplanan vergiden de şirketçe yapılan stopaj tutarı mahsup edilmektedir.

Altın mevduatı gelirleri ile altın ve döviz satış kazançları:

Altın mevduat hesaplarından vadede elde edilen faiz geliri diğer mevduat hesaplarında olduğu gibi vergi stopajına tabidir. Bu oran tüm vadeler için %15’tir.

Vadesiz hesaplarda bir faiz ödemesi olmadığından herhangi bir vergileme söz konusu olmayacaktır.

Altın hesaplarının kapatılması sırasında oluşan değer artışı ya da bankaya satış nedeniyle oluşan gelir Gelir Vergisi Kanunu’nda herhangi bir kanun maddesi olmadığı için vergi kapsamında değildir.

Aynı şekilde döviz cinsi değişimlerinden elde edilen kazançlar da gelir vergisi kapsamında bulunmamaktadır.

Özetleyecek olursak; ticari amaç ve organizasyon olmaksızın, kişisel yatırımcı olarak gerek döviz, gerekse altın alış-satışlarından elde edilen gelirler (farklı para birimleri arasında alım/satım işlemleri, arbitraj işlemleri) 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 2. maddesinde sayılan gelir unsurlarına girmediğinden yıllık esasta gelir vergisine tabi bulunmamaktadır. Bu gelirler Gelir Vergisi Kanunu’nun kapsamında değildir.

Buna göre; gerçek kişi müşterilerimizin bankamızdaki altın mevduat hesaplarından elde edecekleri gelirleri için de yıllık beyan esasında vergileme zorunluluğu bulunmamaktadır. Aynı şekilde; “altındaki değer artışının” vergiye tabi olduğu konusunda 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nda herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.

v. BES bireysel emeklilik gelirleri:

Kişilerin tasarruflarını Bireysel Emeklilik Sisteminde (BES) değerlendirmeleri bir başka yatırım alternatifidir. Bu sistemde yatırımcıların defaten veya periyodik ödemeleri suretiyle oluşan birikimler kurulan fonlarda değerlendirilir. Sistemden çıkış zamanında, sigorta ve emeklilik şirketleri tarafından yapılan geri ödemeler menkul sermaye iradı sayılmakta ve bu ödemeler, sadece getiri (irat tutarı) üzerinden stopaj yoluyla vergilendirilmektedir. Bu gelirler için yıllık gelir beyanı yoktur.

Bireysel emeklilik sisteminden çıkıştaki Vergi stopaj oranları şöyledir:

a) On yıldan az süreyle katkı payı ödeyerek ayrılanlar ile bu süre içinde kısmen ödeme alanlara yapılan ödemelerin içerdiği irat tutarı üzerinden %15

b) On yıl süreyle katkı payı ödemiş olmakla birlikte emeklilik hakkı kazanmadan ayrılanlar ile bu süre içinde kısmen ödeme alanlara yapılan ödemelerin içerdiği irat tutarı üzerinden %10

c) Emeklilik hakkı kazananlar ile bu sistemden vefat, maluliyet veya tasfiye gibi zorunlu nedenlerle ayrılanlara yapılan ödemelerin içerdiği irat tutarı üzerinden %5

Öte yandan katılımcılar tarafından bireysel emeklilik hesabına ödenen katkı paylarının %25’ine karşılık gelen tutar kadar ayrıca Devlet Katkısı yapılacaktır.

Devlet katkısı, aşağıda yer verilen şartlarla hak kazanılıncaya kadar katılımcıların tasarrufunda olmayacak; Müsteşarlıkça belirlenen yatırım araçlarında yatırıma yönlendirilecektir.

Katılımcılar;

a) En az 3 yıl sistemde kalmış ise; Devlet katkısı ve getirilerinin %15’ine,

b) En az 6 yıl sistemde kalmış ise; Devlet katkısı ve getirilerinin %35’ine,

c) En az 10 yıl sistemde kalmış ise; Devlet katkısı ve getirilerinin %60’ına,

d) Bireysel emeklilik sisteminden emeklilik hakkı kazanmış ya da bu sistemden vefat veya malûliyet nedeniyle ayrılmış ise; Devlet katkısı ve getirilerinin tamamına, hak kazanacaklardır. (Devlet katkısının tutarının hesaplanmasına esas katkı payı toplamı brüt asgari ücret tutarını aşamayacaktır.)

Sürelerin hesabında emeklilik sözleşmesi esas alınacak olup; emeklilik hakkını kazanabilmek için en az 10 yıl sistemde bulunmak kaydıyla 56 yaşını doldurmuş olmak gerekmektedir.

Görüldüğü üzere belli bir süre beklenmesi halinde BES sisteminde vergi avantajı söz konusu olmaktadır.

B. Değer Artış Kazancı Nedir?

Gelir Vergisi Kanunu’na göre bazı mal ve hakların elden çıkarılmasından doğan kazançlar “değer artış kazancı” dır. Gelir Vergisi Kanunu’nun 80 ve izleyen maddeleri bu konudaki esasları belirlemiştir.

Buna göre; gayrimenkullerin, hisse senetlerinin, devlet tahvili ve hazine bonolarının, Eurobond’ların alış-satışından sağlanan kazançlar prensip olarak bu kapsamdadır. Bu mal ve hakların alış satışından elde edilen gelirler yıllık esasta Gelir Vergisi beyannamesi ile vergilendirilir.

i. Gayrimenkullerin Alım-Satımından Sağlanan Kazançların Vergilendirilmesi

Gayrimenkullerin (arsa, arazi, bina, ayni haklar) alım-satımından sağlanan kazançlar değer artış kazancı olarak yıllık beyan esasında Gelir Vergisine tabidir.

Ancak, alındıktan itibaren 5 yıl geçtikten sonra satılan gayrimenkullerin satış kazancı vergiye tabi değildir. Kazancın hesabında elde edilen reel kazanca ulaşmak için öncelikle “TEFE (Yİ=ÜFE)12 endekslemesi” yapılır. Bu endekslemede, gayrimenkulun alındığı ay dahil, satıldığı ay hariç olmak üzere aylık Yİ-ÜFE oranında maliyet artırılır. Ancak bu imkandan yararlanabilmek için alış tarihi ile satış tarihi arasındaki Yİ-ÜFE artış oranının %10’dan fazla olması gerekir. Vergilemede bazı istisnalar da öngörülmüştür. 5 yıl içinde alınıp satılan gayrimenkulden sağlanan kazançların 2024 yılı için 87.000 TL’si vergiden istisna bulunmaktadır (2023yılı için 55.000 TL).

ii. 01.01.2006 Öncesi İhraçlı Devlet Tahvili Ve Hazine Bonosu İle Benzeri Menkul Kıymetlerin (Eurobondlar Dahil) Elden Çıkarılmasından Sağlanan Kazançların Vergilendirilmesi Esasları

01.01.2006 Öncesi ihraçlı menkul kıymetlerin satın alındıktan sonra vadesini beklemeden elden çıkarılması halinde, elde edilen gelir “Değer Artış Kazancı” olarak vergilendirilmektedir.

Bu kazançlar belli şartlar dahilinde yıllık esasta vergiye tabidirler.

Mevzuata göre öncelikle elde edilen reel kazanca ulaşmak için “TEFE (Yİ=ÜFE) endekslemesi” yapılır. Bu endekslemede, menkul kıymetin alındığı ay dahil satıldığı ay hariç olmak üzere aylık Yİ-ÜFE oranında maliyeti artırılır (=Satışın yapıldığı aydan bir önceki ayın endeksi/alındığı ay endeksi). Endeksleme işleminden sonra arta kalan bir tutar kaldıysa bu tutar yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilir. (Bakınız tablolar!)

Örnek 8: Alış bedeli (Haziran 2023) : 660.651 TL
Satış bedeli (Şubat 2024) : 772.483 TL
Kazanç : 111.832 TL
Yİ-ÜFE endekslemesi : (-)42.851 TL
Kalan (Vergi Matrahı) : 68.981 TL

Bu durumda 68.981 TL üzerinden 2024 yılı gelir vergisi tarifesine göre vergi ödenir. Beyanname 2025 Mart ayında verilir.

1.1.2006’dan önce satın alınmış olan menkul kıymetlerin alış-satış kazancının hesabında gerek hazine bonosu gerekse, hisse satış zararları elde edilen kazançtan mahsup edilir. Başka bir deyişle, değer artış kazancı olarak gelir vergisi kapsamına giren tüm menkul kıymet alış satış kâr ve zararları birbirine mahsup edilir ve net değer artış kazancı gelir vergisi matrahı olarak beyan edilir. Yurt dışında ortaya çıkan menkul kıymet al-sat zararları varsa bu tutarlar da bu kapsamda mahsuba konu olur.

Tam mükelleflerdeki “enflasyon arındırılmasına” paralel olarak dar mükelleflerin Türkiye’de elde etmiş oldukları menkul kıymet alış satış kazançlarında ise “kur farkları” alış-satış kazancına dahil edilmez.

iii. Eurobond Alım-Satım Kazançları:

Eurobond alım-satım kazançları için G.V.K. geçici 67. madde uygulanmaz. Bu durumda alış-satış kazancı, yıllık Gelir Vergisi beyanına konu olur. Zira Eurobond satış kazançları Gelir Vergisi Kanunu açısından “değer artış kazancı” gelirleri kapsamımdadır.

Bu kıymetlerin satış kazancı şu şekilde hesaplanır:

- Alış bedeli ve satış bedeli; alım ve satım tarihlerindeki kurlardan TL’ye çevrilir. (TCMB döviz alış kuru)

- Alım ve satım tarihleri arasındaki dönemde Yİ-ÜFE artış oranı %10 ve üzerinde ise, alış maliyeti Yİ-ÜFE ile arttırılır. (Alış tarihi ve satış tarihi arasındaki sürede Yİ-ÜFE artış oranı %10’un altında ise; alış maliyeti revize edilmez. İktisap bedeli neyse onunla satış bedeli arasındaki fark beyanda esas alınır.)

- Endekslemede menkul kıymetin alındığı ay dahil, satıldığı ay hariç tutulur.

- Satış tarihi olarak satışın gerçekleştiği tarih olan “takas tarihi” esas alınır.

- Alış bedeline uygulanacak oranın tespiti şöyle yapılır: Satıştan bir önceki ayın endeksi alışın yapıldığı ayın bir önceki ay endeksine bölünür. Örneğin; Eylül/2021 de alınmış Eurobond Mart/2024’te satılmışsa Şubat/2024 endeks değeri Ağustos/2021 endeks değerine bölünür ve çıkan oran ile alış bedeli arttırılır.

- Endeksleme oranına göre alış maliyeti artırılan tutar ile satış tutarı arasındaki gelirin tutarı ne olursa olsun, beyan edilir.

- Bu hesaplamalara göre, TL bazında kazanç var ise, döviz bazında “zarar” çıksa dahi vergileme yapılır. Buna karşılık zaman zaman kur hareketlerinin durumuna göre YP cinsinden satış kârı çıkmasına rağmen TL bazlı hesaplamada kazanç çıkmayabilmektedir. Tabii bu durumda gelir vergisine tabi bir gelir söz konusu olmamaktadır. Tam tersine hesaplanan zarar tutarı varsa diğer YP menkul kıymet satış kazançlarına mahsup edilebilir.

Alış satış kazancı hesabında, prensip olarak satış bedeli ile ilk iktisaptaki temiz fiyat arasındaki fark esas alınır. Başka bir anlatımla, kuponlu bir tahvilin satın alınmasında, işlemiş faizin bulunması halinde; işlemiş faiz tutarı kupon alış bedeli olarak, temiz işlem fiyatı (Temiz Fiyat=Sözleşme fiyatı-İşlemiş faiz) ise tahvilin alış bedeli olarak kabul edilir. Tabii ilk kupon tahsilatından önce satış yapılır ise alış maliyeti “kirli fiyat” olur. Başka deyişle alıştan itibaren hiç faiz kupon tahsilatı yapılmamışsa; kazanç tutarı “satış bedeli ile kirli alış fiyatı” arasındaki fark olur.

Örnek9:

Temiz fiyatı 1.000, birikmiş kupon faizi 90, 1.090 USD’ye alınan Eurobond’un 1 ay sonra faiz kuponu tahsil edildiğini (%10 ile) ve kupon ödemesi sonrasında menkul kıymetin değeri olarak kirli fiyatının 1.010 olduğunu varsayalım. Daha sonra da 1.010 fiyatla satış yapılsın. (105 temiz, 5-işlemiş kupon faizi).

i. 100 USD kupon tahsilatından 90 USD birikmiş kupon faizini düşüldüğünde (100-90=) 10 USD’lık tutar, elde edilen “faiz geliri” olarak (kupon tahsil tarihinde geçerli TCMB alış kurundan TL’ye çevrilerek) faiz olarak (M.S.İ) beyan edilmesi gereken gelir olmaktadır. (2024 yılı için 230.000 TL yıllık beyan haddinin aşılmış olması kaydıyla.)

ii. Satış kârı da 1.010-1000=10 USD olmaktadır. Burada kirli fiyatlı satış bedelinden temiz alış fiyatlı tutar olan 1.000 USD’nin düşülmesi gerekir. Zira kupon faizi tahsil edilmiş olduğu için satılan kıymetin maliyeti artık; “kirli alış fiyatı-alıştaki işlemiş kupon faiz tutarı” başka deyişle alıştaki temiz fiyattır. Dolayısıyla beyana tabi satış kazancı; (1.010*29,5=29.795)- (1.000*22,8=22.800) = 6.995 TL olmaktadır.

iii. Sonuçta; 1.090 USD ödeyerek alınan Eurobond’tan 10 USD “faiz geliri”, 10 USD de “satış kârı” ile toplam 20 USD gelir elde edilmiş olmaktadır. (Toplamda; 100 faiz+1.010=1.110 USD Tahsilat-Alış bedeli 1.090= 20 USD gelir).

Primli veya iskontolu alışlarda durum:

Primli veya iskontolu alışlardaki prim veya iskonto tutarları, bononun bu tarihten sonraki kupon tahsilatlarına paylaştırılarak gelirden düşülür veya gelire eklenir. Vergi mevzuatındaki dönemsellik ilkesinin gereği budur.

Buna göre iskonto tutarı, tahsil edilen kupon tutarlarına eklenerek o döneme ilişkin faiz geliri hesaplanır. Tabii prim tutarlarında da tam tersi işlem yapılır.

Öte yandan bazı iskontolu alış uygulamalarında iskonto tutarının “vadede elde edilen faiz geliri” olduğu eklinde değerlendirmeler de söz konusudur. Burada gelirin elde edilmesindeki “tahsilat ilkesi” öne çıkmakta ve vade sonunda vergileme görüşü hâkim olmaktadır. Bu durumda örneğin; nominal tutarı 1.000.000 USD olan bono 982.000 USD alış maliyeti ile iktisap edilmişse vadede 18.000 USD gelir söz konusu olacaktır. İtfa tarihindeki TCMB döviz alış kurunu 30,00 TL olarak varsayarsak 540.000 TL faiz geliri elde edilmiş olmaktadır.

Ödenen primlerin ise her hâlükârda takip eden kupon tahsilatlarına paylaştırılarak kupon faiz gelirinden düşülmesi mevzuata uygundur.

Eurobondların Virmanı:

Eurobondların aile üyelerine, ortak hesaba veya 3. vişilere virman talimatı verilmesi halinde bu işlemin hukuki olarak ve ne amaçla yapıldığı önem kazanır. Zira virman prensip olarak satış hükmündedir. Satış kazancı da yıllık beyan esasında vergiye tabidir.

Öte yandan virman bedelsiz yapılır ise bu bağış/hibe kapsamında Veraset ve İntikal vergisine tabidir. Yeni alıcı prensip olarak beyan yapmak ve intikal vergisi ödemek zorundadır.

Eurobondlarda Vergi İstisnası:

Eurobond satış kazançlarının vergilendirilmesinde herhangi bir istisna uygulaması yoktur. Elde edilen kazanç tutarı ne kadar olursa olsun yıllık gelir vergisi beyannamesi verme zorunluluğu vardır.

Bununla beraber 01.01.2006 (26.07.2001-31.12.2005 arasında ihraç edilenler) tarihinden önce ihraç edilenler için ise, 2024 yılı gelirleri için 200.000 TL vergi istisnası hakkı vardır. Vergi istisnası hakkının dayanağı, G.V.K. 5281 sayılı Kanun’la değişmeden önceki Mükerrer 80/üç maddesidir. Kazanç bu tutarı aşar ise yıllık gelir vergisi beyannamesi verme zorunluluğu vardır. (2023 yılı için 129.000 TL)

Aynı yıl içinde yurt dışı menkul kıymet veya Eurobond satış zararı da var ise zarar tutarları ile kazanç tutarları birbirine mahsup edilir ve net kâr üzerinden vergi ödenir.

Yurt dışı menkul kıymet zararlarının mahsubu:

G.V.K. açısından faiz geliri menkul sermaye iradıdır. Satış kazancı ise değer artış kazancıdır. Bu sebeple gelir grupları bazında yurt dışı hisse satış zararı Eurobond satış kazancından düşülebilir. Ama yurt dışı menkul kıymet (hisse senedi, bono vb. gibi) satış zararları Eurobond faiz gelirinden düşülemez. Satış kâr ve zararları kendi içinde düşülerek netleştirilir. Yıllık beyannemede beyana tabi gelirler toplanmak zorunda olsa dahi yurt dışı hisse satış zararı diğer gelirlerden (Örn: Eurobond faizi) G.V.K. 88. maddesindeki sınırlama nedeniyle düşülemez. Beyan olunan satış zararı müteakip yıllardaki (en fazla 5 yıl) ayni mahiyetteki satış kârlarından indirilebilir. İtfada oluşan gelir “faiz” geliri (MSİ) olduğu için bundan satış zararının mahsubu mümkün değildir.

iv. Hisse senedi satış kazançlarının vergilendirilmesi esasları:

01.01.2006’dan sonra iktisap edilmiş hisse senetlerinde Borsa İstanbul’da (BİST) işlem görenler bir yıl içinde elden çıkarılmaları halinde G.V.K. madde geçici 67’ye göre %10 stopaja tabidir, ancak Kararname ile vergi stopajı %0 olarak belirlenmiştir. Başka deyişle; BİST’te işlem gören hisse senedi alımsatım kazançlarında; kazanç tutarı ne olursa olsun, vergi ödenmesi söz konusu değildir (1 yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetleri ise her hal ve takdirde vergi stopajı kapsamı dışındadır). BİST’te işlem gören Menkul Kıymet Yatırım Ortaklığı hisse senetlerinden elde edilen alım-satım kazançları ise %10 vergi kesintisine tabidir. Ancak 1 yıldan fazla süreyle elde tutulan Menkul Kıymet Yatırım Ortaklığı hisse senetleri ise stopaja tabi değildir.

Değer artış kazancı olarak değerlendirilen bu kazançlarda vergi stopajı, 2025 yılı sonuna kadar nihai vergidir, ayrıca yıllık beyan söz konusu değildir.

BİST’te işlem görmeyen hisse senetlerin de ise durum şudur: Alındıktan itibaren 2 yıl içinde elden çıkarılması halinde gerçek kişilerce elde edilen kazançlar “Değer Artış Kazancı” olarak yıllık gelir vergisi beyanına tabidir. İki yıl geçtikten sonra yapılan satışlardan elde edilen kazançlar ise istisna kapsamında olup herhangi bir vergiye tabi değildir.

Eğer hisse senetleri veraset veya ivazsız intikal (hibe, bağış) yoluyla elde edilmişler ise hisse senetlerinin satışında kazanılan gelirler her hal ve takdirde Gelir Vergisine tabi değildir.

Öte yandan yurt dışı hisse senetlerinden elde edilen kazançlar ise yıllık beyan esasında gelir vergisine tabidir. Söz konusu yurt dışı menkul kıymetlerin satış kazancı hesaplamasında; alış maliyeti ve satış bedeli o tarihler itibarıyla TL’ye çevrilir, alış ve satış tarihleri arasında Yİ-ÜFE’ye göre endeksleme yapılır ve kalan tutar üzerinden de yıllık gelir vergisi beyanı ile gelir vergisi tarifesine göre vergi ödenir. Endekslemede menkul kıymetin alındığı ay dahil, satıldığı ay hariç tutulur. Endeksleme yapılabilmesi için Yİ-ÜFE artış oranının %10’dan fazla olması gerekir yurt dışı menkul kıymet kâr ve zararları birbirinden mahsup edilebiir. Örneğin yurt dışı hisse satış zararı yurt dışı Eurobond satış kazancından düşülebilir. Satış kâr ve zararları kendi içinde düşülerek netleştirilir. Bu konuda kitabın yurt dışında kazanılan gelirler kısmında daha detaylı açıklamalar yapılmıştır.

8 Elde edilen reel kazanca ulaşmak için öncelikle “enflasyon indirimi” yapılır. Enflasyon indirimi Maliye Bakanlığı’nca açıklanan nispetin uygulanması ile hesaplanır. Döviz cinsinden gelirlere uygulanmaz. Bu oran, yeniden değerleme oranının hazine bonoları bileşik faizi yıllık ortalamasına bölünmesi suretiyle bulunmakta ve Maliye Bakanlığı’nca genellikle yılsonlarında açıklanmaktadır. 2023 yılı gelirlerine uygulanacak indirim oranı birden büyük çıkmış olup, bu kapsamdaki gelirler için beyan zorunluluğu bulunmamaktadır. (324 Seri nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği)
9 Enflasyon indirimi imkanı veren madde 1.1.2006 tarihi itibarıyla yürürlükten kaldırılmıştır. Hâlâ itfa olmamış 2006 öncesi kağıtların faiz gelirleri için bu uygulama devam etmektedir. Maliye Bakanlığı’nca yayımlanacak Genel Tebliğ takip edilmelidir. 2023 yılı gelirlerine uygulanacak indirim oranı birden büyük çıkmış olup, bu kapsamdaki gelirler için beyan zorunluluğu bulunmamaktadır. (324 Seri nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği)
10 26.7.2001-31.12.2005 tarihleri arasında ihraç edilenler Eurobondlar için eski yıllarda istisna uygulama imkanı bulunuyordu. Ancak Kanun maddesine göre; bu istisna 31.12.2007 tarihinden itibaren kalkmıştır. 2008 yılından itibaren elde edilen gelirlere herhangi bir istisna uygulanmamaktadır. Böylece elde edilen gelirin tamamı üzerinden vergi ödenecektir. Faiz gelirlerinde ise 2024 yılı yıllık beyan haddi olan 230.000 TL’dan daha az gelir elde edilmişse yıllık beyan yapılmaz.
11 Maliye Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 30/07/2006 tarih ve B.07.1.GİB.0.01.56-5601-690 sayılı yazısı
12 Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE), 2005 yılından itibaren “toptan eşya fiya endeksi” yerine Yİ-ÜFE’yi kullanmaktadır.
VII. TAM MÜKELLEF GERÇEK KİŞİLERCE YURT DIŞINDA ELDE EDİLEN GELİRLERİN VERGİ DURUMU

Türk Gelir Vergisi Mevzuatında vergi mükellefleri:

Gelir Vergisi mevzuatımıza göre; Türkiye’de yaşayan kişiler tam mükellef statüsündedir. Buna göre prensip olarak gerek Türkiye’de elde edilen gelirler, gerekse yurt dışında elde edilen gelirler prensip olarak yıllık gelir vergisi beyanına tabidir. Yurt içi-yurt dışı gelir toplamı yıllık beyanname ile gelecek yılın Mart ayında Türkiye’de kişinin ikametgâhının bulunduğu Vergi Dairesine beyan edilir ve vergi tarifesine göre %15’ten başlanarak %40 oranına kadar vergi ödenir.

Görüldüğü üzere yurt dışında elde edilen bu gelirlerin Türkiye’de “yıllık beyan” esasında beyan edilmesi ve ilgili yıllardaki tarife üzerinden vergisinin ödenmesi gerekmektedir.

Zaman zaman yurt dışı Maliye/Vergi otoriteleri Türk vatandaşlarının ve şirketlerinin yurt dışındaki gelirleriyle ilgili olarak T.C. Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’na bilgi vermekte ve bu da cezalı vergi ödeme riski yaratmaktadır. Bu konuda örneğin Amerikan Vergi İdaresi IRS, periyodik olarak T.C. Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi’ne Türk vatandaşlarının Amerika’da elde ettikleri gelirlere ilişkin detaylı rapor vermektedir. Son yıllarda ülkeler arasındaki Çifte Vergilemeyi Önleme Anlaşmalarına göre karşılıklı iş birliği ve bilgi paylaşımı da yapılmaya başlamıştır.

Bu çerçevede ülkeler, vergi kayıplarını önlemek amacıyla uluslararası bir iş birliğine imza atmışlardır. Uluslararası anlaşmalar aşağıda belirtilmektedir.

- Yabancı Hesaplar Vergi Uyum Yasası (Foreign Accounts Tax Compliance Act (FATCA) 18 Mart 2010 tarihinde ABD (Amerika Birleşik Devletleri) Hazine Bakanlığı ve ABD Milli Gelirler Dairesi [Internal Revenue Service (IRS)] tarafından yayımlanmıştır.

- “Common Reporting Standard” (CRS): Ülkeler vergi kayıplarını önlemek amacıyla uluslararası bir iş birliğine imza atmışlardır. Bu anlaşma, OECD tarafından 13 Şubat 2014’te “Common Reporting Standard” (CRS ) adı altında kamuoyu ile paylaşılmıştır. Mevcut dönemde CRS’i uygulamayı taahhüt eden 100’ü aşkın sayıda ülke bulunmakta olup, Türkiye de bu ülkelerden biridir.

Buna göre; banka ve finansal kuruluşların müşteri hesaplarına ait gelir ve hesap durumları ile vergi mukimliklerine ilişkin belirli bilgileri toplama ve ilgili ülkenin Vergi Otoritesine (Ülkemizde de Gelir İdaresi Başkanlığı’na=GİB) raporlama sorumlulukları bulunmaktadır.

CRS uygulmasına dair Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın paylaştığı doküman GİB’in internet sitesinde de yer almaktadır. Söz konusu rehberde, yurt dışı mukimi olan veya ilişkisi bulunan müşterilerin finansal bilgilerinin 2019 yılı itibarıyla yurt dışı ülkeler ile paylaşılmaya başlandığı açıklanmaktadır. Bununla beraber, hükümet iradelerine göre paylaşım yapılan ülkeler listesinde güncellemeler olabileceği unutulmamalı ve gelişmeler takip edilmelidir.

CRS raporlamasının ABD mevzuatınca karşılığı olan ve sadece ABD ile ilgili bilgi paylaşımını düzenleyen FATCA raporlamasında, 2014 yılında yapılan karşılıklı mutabakata çerçevesinde bilgi paylaşımının yapılmasını sağlayacak bürokratik süreçler tamamlanmış ve raporlama süreci başlamıştır. Söz konusu FATCA raporlaması ile CRS’de olduğu gibi olan gerçek ve tüzel kişilerin yılsonu hesap bakiyeleri ile beraber raporlama dönemi içerisinde elde ettikleri faiz, temettü, itfa ve diğer benzeri gelirlerin GİB aracılığıyla ABD makamlarına bildirilmesi söz konusudur.

Yurt dışında elde edilen hangi gelirler için Türkiye’de gelir vergisi ödenmesi gerekir:

Yurt dışında elde edilen gelirler Türkiye’de yıllık esasta gelir vergisine tabidir (Yabancı banka yabancı bono faiz gelirlerinde 2024 yılı için 13.000 TL’yı aşmak şartıyla.) (2023 yılı için 8.400 TL)

Türkiye’de vergilendirme sırasında yurt dışında ödenen vergiler var ise bu tutarlar hesaplanan vergiden mahsup edilir. Türkiye de mahsup yapılırken kişinin toplam ödeyecegi vergiden değil, Türkiye’de beyan edilen yurt dışı gelirin hesaplanan vergisinden (ödenecek menkul sermaye iradi kisminın vergisinden) mahsup edilir. Ülkeler arası vergi oranı farklılığından kaynaklanan yurt dışında ödenmiş fazla kısım var ise iade yapılmaz.

Yurt dışında elde edilen gelirler Türkiye’ye getirilsin veya getirilmesin, eğer yurt dışı kazanç kişinin o ülkedeki banka hesabına geçmişse Türkiye’de yıllık gelir vergisi beyanına tabi olacaktır. Örneğin, ABD Hazine Bonosu faizi kupon tahsilatı kişinin yabancı ülkedeki banka hesabına geçmiş ise bu para TR’ye transfer edilmese dahi gelir vergisine konu olacaktır. Ancak, kişinin iradesi dışındaki sebeplerden Türkiye’deki hesaplara intikal yapılamıyor ise gelirin elde edilmesi kişinin bunlara tasarruf edebildiği yıl itibarıyla gerçekleşir.

Hangi yurt dışı gelirler Türkiye’de yıllık beyan kapsamındadır?

  • Yabancı bankalardaki mevduat faizi,
  • Yabancı bankalardaki repo faizi,
  • Yabancı ülkelerin çıkardığı bonoların faizi, satış kazançları,
  • Yabancı ülke şirketlerinin çıkardığı bonoların faizi, satış kazançları,
  • Yabancı ülkelerdeki şirketlerin hisse senetlerinden elde edilen temettü gelirleri,
  • Türkiye Hazinesi’nin çıkardığı Eurobond faiz gelirleri, satış kazançları,
  • Türk özel sektör şirketlerin yurt dışında ihraç ettiği tahvillerin faiz gelirleri, satış kazançları,
  • Vergi cenneti olan ülkelerde kurulu şirket, trust veya fonlardan temettü dağıtılmamış olsa dahi sağlanan kazançlar (Kontrol edilen yabancı kurum=CFC uygulaması),
  • Yabancı ülke yatırım fonları/yatırım ortaklıkları gelirleri,
  • Yabancı ülkelerdeki vadeli işlemler ile türev ürünlerden elde edilen gelirler (Yurt dışındaki finansal kuruluşlarda yapılan Vadeli İşlem Sözleşmeleri, Yurt Dışı Fark Kontratları ve benzeri diğer vadeli işlem/türev ürün kazançları),
  • Yabancı ülkelerdeki yapılandırılmış ürünlerden elde edilen gelirler,
  • Yabancı ülkelerdeki bonoların alım-satım kazançları,
  • Yabancı ülkelerdeki şirketlerin hisse senetlerinin alım-satım kazançları,
  • Yabancı ülkelerdeki gayrimenkullerden elde edilen kira gelirleri,

Yurt Dışı Menkul Kıymet Alım-Satım Kazançlarının Hesaplanması:

Yurt dışında alınıp satılan menkul kıymetlerin (yurt dışı şirketlere ait bonolar, hisse senetleri, yabancı devletlerin çıkardığı bonolar gibi menkul kıymetler ile Türk özel sektör firmalarınca yurt dışında ihraç edilen bonolar) satış kazancı şu şekilde hesaplanır:

Alış maliyeti ve satış bedeli o tarihler itibarıyla TL ye çevrilir, alış ve satış tarihleri arasında Yİ-ÜFE’ye göre endeksleme yapılır ve kalan tutar üzerinden de yıllık gelir vergisi beyanı ile gelir vergisi tarifesine göre vergi ödenir. Endekslemede menkul kıymetin alındığı ay dahil, satıldığı ay hariç tutulur. Endeksleme yapılabilmesi için Yİ-ÜFE artış oranının %10’dan fazla olması gerekir.

Mevzuatımıza göre “aynı yıl içinde birden fazla menkul kıymet alınıp satılması halinde, bunların kazancı birlikte” hesaplanır. Alım-satımın birinden doğan zarar, diğerinin kârına mahsup edilir. Gelir Vergisi Kanunu geçici 56. madde ve eski 82. maddede yer alan bu prensip 21.01.2003 tarihli Maliye Bakanlığı açıklaması çerçevesinde uygulanmaya devam etmektedir.

Yurt Dışı Menkul Kıymet Zararlarının Mahsubu:

G.V.K. açısından faiz geliri menkul sermaye iradıdır. Satış kazancı ise değer artış kazancıdır. Bu sebeple gelir grupları bazında yurt dışı hisse satış zararı Eurobond satış kazancından düşülebilir. Ama yurt dışı menkul kıymet (hisse senedi, bono vb. gibi) satış zararları Eurobond faiz gelirinden düşülemez. Satış kâr ve zararları kendi içinde düşülerek netleştirilir. Yıllık beyannemede beyana tabi gelirler toplanmak zorunda olsa dahi yurt dışı hisse satış zararı diğer gelirlerden (Örn: Eurobond faizi) G.V.K. md. 88’deki sınırlama nedeniyle düşülemez. Beyan olunan satış zararı müteakip yıllardaki (en fazla 5 yıl) ayni mahiyetteki satış kârlarından indirilebilir. İtfada oluşan gelir “faiz” geliri (MSİ) olduğundan bundan satış zararının mahsubu mümkün değildir.

Dolayısıyla, yurt dışındaki menkul kıymet alım-satım kazancı ve zararlarının birbirinden mahsubu başka deyişle netleştirme mümkündür. Bu durumda gelir vergisi beyannamesinde elde edilen kazancın net tutarı beyan edilir. Ancak yurt dışı menkul kıymet satış zararının yurt dışı faiz geliri veya kâr payı gelirinden mahsubu mümkün değildir (iki farklı gelir türü söz konusu olduğundan).

Eurobond Faizleri ve Eurobond Alım-Satım Kazançları:

Yurt dışında elde edilen Eurobond faizleri ve alım-satım kazançları G.V.K.’nin Geç 67 maddesi kapsamında olmadığı için yıllık esasta gelir vergisine tabidir.

Gerek faiz gelirlerinde gerekse satış kazançlarının vergilendirilmesindeki usul ve esaslar yukarıda ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Kişilerin yurt dışındaki bankalardaki hesaplarından alınan Eurobond’larda da aynı esaslar geçerlidir.

Türkiye’de Kurulmuş Ancak Yurt Dışı Enstrümanlara (Türk Eurobondları Dahil) Yatırım Yapan Yatırım Fonlarında Vergi Avantajı:

Yukarıda belirtildiği üzere; bireysel yatırımcıların yurt dışı piyasalarındaki ürünlere doğrudan kendileri yatırım yapmaları halinde elde edilecek gelirler (YP bono, YP hisse senedi, yurt dışı ihraçlı Türkiye Hazinesi ve Türk şirketlerinin Eurobondları, yurt dışı yatırım fonu geliri, bono faiz geliri, menkul kıymet satış kazancı, mevduat faizi ve yukarıda sayılan diğer gelirler) üzerinden ertesi yıl yapılacak yıllık gelir vergisi beyannamesi ile %40’a kadar gelir vergisi ödemek durumu söz konusudur.

Eğer bu yatırımcılar aynı ürünlere yatırım yapan Türkiye’de kurulmuş olan yatırım fonlarına yatırım yaparlar ise bu durumda; vergi yükü %10 oranında kalmaktadır. Görüldüğü üzere yatırım fonunda %40-%10=%30 vergi avantajı vardır. (Örneğin; Portföyünde T.C. Eurobond’ları ile Türk Şirketlerinin yurt dışında ihraç ettikleri bonolar bulunan yatırım fonları ile yabancı Devler/Şirket bonoları-hisse senetleri bulunan Yatırım Fonları).

Eski Yıllar İtibariyle Vergi Tarhiyat Riskleri:

Mevzuatımızdaki 5 yıllık zaman aşımı kuralına göre 2018-2021 yılları için vergi beyan yükümlülüğü vardır. 2017 ile daha önceki yıllar için zamam aşımı dolduğundan herhangi bir vergi salınamaz, ceza uygulanamaz. 2018-2021 yılları gelir vergisi oranları gelirin tutarına göre %15-%40 arasındadır.

Örnek10:

2019 yılında yurt dışında 2.600.000 TL tutarında bir gelir elde edilmiş ve beyanname verilmemişse vergi ve ceza riski söz konusudur. Bu bilgi Türk uluslararası bilgi değişimi kapsamında Vergi İdaresi’nin bilgisi dahiline girdiğinde kişi hakkında;
Gelir Vergisi : 898.460 TL
Vergi Ziyaı Cezası : 898.460 TL
(Eğer tekerrür varsa ceza 1,5 kat olarak uygulanır.)
Toplam : 1.796.920 TL

Vergi ve ceza uygulanması söz konusu olabilecektir. Ayrıca bu tutara ilaveten normal vade tarihinden itibaren vergi aslı üzerinden her ay için Maliye Bakanlığı’nca belirlenen “gecikme faizi” ödenir. (Vergi Dairesince yapılacak tarhiyat işleminde; ödenmesi gereken verginin aslı, 1 kat vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi talep edilir.)

Yapılan bu idari işleme karşı mükellefin uzlaşma veya cezada indirim talep hakkı vardır. Uzlaşma hakkında gerek vergi aslında ve gerekse ceza tutarlarında indirim talep etme hakkı vardır. Her halükârda Vergi Usul Kanunu’nun 376. Maddesine göre de vergi ziyaı cezasında %50 oranında indirim yapılması söz konusudur.

Eğer eski yıllarda bu şekilde beyan dışı kalmış gelir unsuru var ise Vergi Usul Kanunu’nun 371. Maddesi kapsamında Vergi Dairesine kendiliğinden başvuru yapmak suretiyle vergi tarhiyatı ve cezadan kurtulmak mümkündür. Bu durumda beyan olunan vergi aslı ile gecikme zammı ödenir, ceza söz konusu olmaz.

VIII. VERASET VE İNTİKAL VERGİSİ UYGULAMASI

Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’na göre, Türkiye Cumhuriyeti tabiiyetinde bulunan şahıslara ait mallar ile Türkiye'de bulunan malların veraset suretiyle veya ivazsız bir tarzda hibe ve bağış yoluyla başka şahıslara transferi “veraset ve intikal vergisine” tabidir. T.C. tabiiyetindeki şahısların yurt dışındaki malları da vergi konusuna girmektedir. Öte yandan, Türk tabiiyetinde bulunan şahısların ecnebi memleketlerde aynı yollardan iktisap edecekleri mallar da vergi kapsamındadır. Ama Türkiye Cumhuriyeti tabiiyetindeki bir şahsın Türkiye hudutları dışında bulunan malını veraset tarikiyle veya sair suretle ivazsız bir tarzda iktisap eden ve Türkiye'de ikametgâhı olmayan ecnebi şahıs bu vergi ile mükellef tutulmaz.

Verginin mükellefi, veraset suretiyle veya hibe ve bağış yoluyla ivazsız olarak mal iktisap eden şahıslardır.

Ecnebi şahıslara ait olsalar da Türkiye'de bulunan malların (mülkiyete konu olabilen menkul ve gayrimenkul şeylerle mameleke girebilen sair bütün haklar ve alacaklar) veraset suretiyle intikalinde veraset ve intikal vergisi vardır. Dolayısıyla Türkiye'de saklanan menkul kıymetler, mevduat hesapları gibi servet unsurları yabancı kişiye ait bile olsa o kişinin vefatı halinde mirasçılar veraset ve intikal vergisi ödemek durumundadır.

Veraset yoluyla veya ivazsız surette meydana gelen intikallerde 2024 yılı için geçerli vergi oranları aşağıdaki gibidir:

​Matrah
Veraset Yoluyla İntikallerde (%) ​İvazsız İntikallerde (%)
İlk​1.700.000,- TL için​​1
​10
​Sonra gelen
4.000.000,- TL için​​3
15​
​Sonra gelen
​ 8.700.000,- TL için5​20​
Sonra gelen​
17.000.000,- TL için​​7
25​
​Matrahın31.400.000,- TL’yı aşan bölümü için​​10
30​

01.01.2024 tarihinden itibaren uygulanacak olan yeni Veraset ve İntikal Vergisi istisna tutarları aşağıdaki gibidir.

  • Evlatlıklar dâhil, füruğ ve eşten her birine isabet eden miras hisselerinde 1.609.552,- TL
  • Füruğ bulunmaması halinde eşe isabet eden miras hissesinde 3.221.082,- TL
  • İvazsız suretli meydana gelen intikallerde 37.059,- TL
  • Para ve mal üzerine düzenlenen yarışma ve çekilişlerde kazanılan ikramiyelerde 37.059,- TL.

Bir şahsa ana, baba, eş ve çocuklarından hibe/bağış suretiyle ivazsız mal intikali halinde vergi oranı %50 olarak (yarısı) olarak hesaplanır. Verginin mükellefi, bağış yapan değil bağışlanan kişidir. (2024 yılı için vergi hesabında matrahtan 37.059,- TL istisna indirimi vardır).

Örneğin bir kişinin diğer bir kişiye, baba veya annenin küçük çocuğuna hibe yoluyla veya herhangi bir tarzda karşılıksız olarak belli bir tutarda para transfer etmesi halinde vergi doğar. Burada otomatik bir vergi tarhiyati veya vergi ödemesi söz konusu değildir. Bunun için 1 ay içinde (veraseten intikalde 4 ay) vergi beyannamesi verilir. Eğer vergi beyanı yapılmaz ise Veraset Ve Intikal Vergisi doğması için Maliye Bakanlığı tarafından yapılmıs bir vergi incelemesi, tutanak alınması soru/cevap ve benzeri şekilde araştırma yapılmasi gerekir. Bu surecin sonunda da vergi inceleme raporu duzenlenerek kişi 15 gün içinde vergi beyanına davet edilir. Yapılan tebligata itiraz hakkı vardır.

Veraset ve İntikal Vergisi Kanunun’da; örf ve âdete göre verilmesi mutad olan hediye, çeyiz, drahoma ve benzeri konular için istisna öngörüldüğünden bu çerçevede yapılan transfer ve ödemelerde vergi doğmamaktadır. Bu çerçevede eşler veya anne-baba ve çocuklar arasındaki normal geçim ve alışveriş giderleri, tahsil giderleri ve benzeri harcamalar bu verginin konusuna girmez. Çünkü bu harcamalar karşılıksız nitelikteki olmayıp Türk adet ve geleneklerine göre aile ortamında mutad olarak yapılması gereken normal harcamalardır.

Veraset ve intikal vergisi, 4 ay içinde (bağışta 1 ay) yapılan beyan üzerine tahakkuk eder ve 3 yılda 6 eşit taksitte ödenir.

Bu vergide zamanaşımı kuralı uygulanmaz. 5 yıl veya daha fazla bir süre geçtikten sonra da Maliye Bakanlığı’nca bir tespit yapıldığında vergi tahakkuk ettirilir. Ancak vergi, intikalin yapıldığı tarih itibariyle ve o tarihteki tutar üzerinden hesaplanır. Ayrıca ceza ve gecikme faizi söz konusu olmaz. Bunun gibi mirasçılarca da unutulmuş ve başka bir sebeple beyan edilmemiş sonradan ortaya çıkan bir varlık için ek vergi beyannamesi verilebilir ve yine ceza/faiz ödemeksizin vergi ödemesi yapılabilir.


IX. YURT DIŞINDA YERLEŞİK OLANLARDA VERGİLEME ESASLARI

Türkiye'de yerleşmiş olmayan gerçek kişiler dar mükellef sayılırlar. Bu kişiler sadece Türkiye'de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden esasen vergi stopajı yoluyla vergilendirilirler.

Türkiye’de çalışan yabancı kişiler de (expat’lar) kitabımızn III. Bölüm’ünde belirtilen “dar mükellef” statüsünün şartlarını taşıdıkları sürece bu bölüm kapsamındaki açıklamalara tabidirler.

Dar mükellef kişiler vergi avantajlarından yararlanmak istediklerinde; dar mükellef olduklarını, yaşamakta oldukları ülkelerin resmi makamlarından getirecekleri “mukimlik belgesi” ile ispat etmek durumundadırlar. Yurt dışında çalışan Türk vatandaşları da “dar mükellef” olarak kabul edilmektedir (Örneğin; Almanya veya Hollanda’da yaşayan Türk Vatandaşları bu kapsamdadır.).

Yurt dışında yerleşik gerçek kişi ve kurumların hisse senedi, hisse senetlerine dayalı vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinden, hisse senedi yoğun fonların katılma belgelerinden, BİST’de işlem gören varantların alış-satışından elde ettikleri gelirler için stopaj oranı da “Sıfır” olarak belirlenmiştir. Dolayısıyla dar mükellef gerçek kişi ve kurumların elde ettikleri bu gelirler için gelir vergisi hesaplanması söz konusu olmayacaktır.

Ancak yukarıda sayılanlar dışındaki gelirler açısından dar mükellefin gerçek kişi veya kurumsal yatırımcı olmasına göre farklı vergi rejimi uygulanacaktır. (örneğin hazine bonosu al-sat kazancı). Dar mükellef gerçek kişilerin elde ettikleri “sermaye piyasası aracı gelirleri” için %10 vergi stopajı yapılacaktır. Mevduat ve repo gelirlerinde ise prensip olarak %15 vergi kesintisi vardır.

Yabancılar açısından Türkiye piyasalarında işlem görmeyen Eurobond veya Türk özel sektörünce yurt dışında ihraç edilmiş bonoların (Örn: Akbank Bonosu, T.C. Hazine Bonosu) alış-satış kazançları için “münferit veya özel beyanname” ile Türkiye’de herhangi bir vergileme yapılması söz konusu değildir. (5527 s. Kanun ve 258 nolu genel tebliğ).

Öte yandan, dar mükellef kişi veya kurumlar, BİST’de işlem görmeyen Türkiye’deki bir şirkete ait hisse senetlerinin 2 yıl içindeki alım-satış kazançları için “münferit beyanname” ile vergilendirilirler. Burada kazancı sağlayan veya satışı gerçekleştiren kurumların sorumluluğu vardır.

Dar Mükellef Gerçek Kişilerdeki Stopaja Tabi Sermaye Piyasası Araçları Gelirleri aşağıdaki gibidir:

  • Devlet Tahvili ve Hazine Bonosu faiz gelirleri: %10
  • Devlet Tahvili ve Hazine Bonosu alım-satım kazançları: %10
  • Özel sektör tarafından ihraç edilen tahvil ve bonoların faiz gelirleri: %10
  • Özel sektör tarafından ihraç edilen tahvil ve bonoların alım-satım kazançları: %10
  • Yatırım Fonu Katılma Belgelerinin alım-satım kazançları (Portföyünün en az %51'i BİST'de işlem gören hisse senetlerinden oluşan yatırım fonları katılma belgelerinden 1 yıldan fazla süreyle elde tutulanların alım-satım kazançları hariç): %10
  • Borsa Yatırım Fonları Katılma Belgelerinin alım-satım kazançları: %10
  • VİOP işlemlerinden elde edilen kazançlar (Hisse senedi ve hisse senedi endekslerine dayalı olarak yapılan VİOB sözleşmeleri hariç) : %10
  • VİOP dışındaki Vadeli İşlem ve Opsiyon Sözleşmelerinden sağlanan kazançlar: %10,
  • 1 yıldan fazla elde tutulanlar hariç olmak üzere Yatırım Ortaklıkları Hisse Senetlerinin alım-satım kazançları: %10
  • Ödünç Kıymetlerden sağlanan kazançlar: %10.
  • Mevduat ve Repo faizi: %15. (Mevduatın vadesine göre farklı stopaj oranları için kitapçığın V-7 bölümüne veya ekli tablolara bakınız.)

Vergi Stopajına Tabi Olmayacak Dar Mükellef (Yabancı) Kurumsal Yatırımcılar ise aşağıdaki gibidir:

  • Anonim Şirket Benzeri Yabancı Kurumlar: %0
  • Limited Şirket Benzeri Yabancı Kurumlar: %0
  • Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit Şirket Benzeri Yabancı Kurum :%0
  • SPK Düzenleme ve Denetimine Tabi Fonlara Benzer Yabancı Fonlar :%0
  • Ülke Fonları: %0
  • Sermaye Piyasası araçlarına yatırım yapan fonlar, yatırım kuruluşları vs: %0

Mukimlik Belgesi Bulunan Dar Mükellef Gerçek Kişilerin Sermaye Piyasası Aracı Gelirleri İlgili Stopaj Uygulaması:

Mukimlik Belgeleri ibraz edilerek "özel kodlu vergi numarası" alınan dar mükellef gerçek kişilerin sermaye piyasası araçları gelirlerine (örneğin; Devlet Tahvili ve Hazine Bonosu faizi, yatırım fonu geliri) uygulanmakta olan %0 stopaj oranı 01.10.2010 tarihinden itibaren %10'a yükseltilmiştir. Bu anlamda, dar mükellef gerçek kişilerle tam mükellef gerçek kişilerin vergilendirilmesi arasında farklılık giderilmiştir. Dolayısıyla, dar mükellef gerçek kişinin yerleşik olduğu ülke ile Türkiye arasında imzalanmış bulunan Çifte Vergilemeyi Önleme Anlaşmalarında (ÇVÖA) daha düşük bir stopaj oranı öngörülmedikçe, mukimlik belgesi olsun veya olmasın tüm dar mükellef gerçek kişilerin yukarıda belirtilen sermaye piyasası araçlarından elde ettikleri gelirlere %10 stopaj uygulanacaktır.

Bu durumda; dar mükellef gerçek kişilerin Mukimlik Belgeleri, sadece Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmalarında daha düşük bir vergi oranı varsa bu orandan faydalanmak için kullanılmaya devam edilecektir.

Mevduat ve Repo Faiz Ödemelerinde %15 Stopaj veya Mukimlik Belgesi ile Çifte Vergilemeyi Önleme Anlaşması (ÇVÖA) Uygulaması:

Dar mükellef kişi, tüzel kişi de olsa gerçek kişi de olsa mevduat ve repo faizi ödemelerindeki stopaj 15%’tir.

Ancak vergi anlaşmalarına (ÇVÖA) göre düşük oran uygulaması mümkündür. Örneğin; Almanya ve Kıbrıs ile Türkiye arasında imzalanan ÇVÖA’sında faiz ödemelerindeki vergi kesintisi maximum %10 olarak belirlenmiştir, böylece bu ülkelerde yaşayanların Türkiye’de elde ettikleri faiz gelirleri için 15% oranı 10%'a inmektedir (Çifte Vergilemeyi Önleme Anlaşmaları bulunan ülkeler ve anlaşma metinlerindeki vergi oranları için Bknz: www.gib.gov.tr “Uluslararası Mevzuat”).

Dolayısıyla eğer Çifte Vergilemeyi Önleme Anlaşması’ndaki orandan faydalanmak isteniliyor ise müşterinin Bankamıza mukimlik belgesi ibraz etmesi gerekmektedir.

X. BEYANNAME VERME VE ÖDEME ZAMANLARI

Menkul sermaye iradı ve diğer kazanç irat (değer artış kazancı) açısından Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi izleyen yılın mart ayının sonuna kadar verilir. Tahakkuk eden vergi Mart ve Temmuz aylarında iki eşit taksitte ödenir.

XI. 2023-2024 YILI VERGİ ORANLARI

1. Beyanname Verme Ve Ödeme Zamanları

Menkul sermaye iradı ve diğer kazanç irat (değer artış kazancı) açısından Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi izleyen yılın Mart ayının sonuna kadar verilir. Tahakkuk eden vergi Mart ve Temmuz aylarında iki eşit taksitte ödenir.

2. Gelir Vergisi Oranları (2023 - 2024)

2.1. 2023 takvim yılı (G.V.K. madde:103) Gelir Vergisi Tarifesi

​70.000 TL'ye kadar
​15%
​150.000 TL'nin 70.000 TL'si için 10.500 TL, fazlası​20%
370.000 TL'nin 150.000 TL'si için 26.500 TL (ücret gelirlerinde 550.000 TL'nin 150.000 TL'si için 26.500 TL), fazlası ​
27%​
1.900.000 TL'nin 370.000 TL'si için 85.900 TL, (ücret gelirlerinde 1.900.000 TL'nin 550.000 TL'si için 134.500 TL), fazlası ​
35%​
​1.900.000 TL'den fazlasının 1.900.000 TL'si için 621.400 TL, (ücret gelirlerinde 1.900.000 TL'den fazlasının 1.900.000 TL'si için 607.000 TL), fazlası
40%​

2.2. 2024 takvim yılı (G.V.K. madde:103) Gelir Vergisi Tarifesi

110.000 TL'ye kadar
​15%
​230.000 TL'nin 110.000 TL'si için 16.500 TL, fazlası​20%
580.000 TL'nin 230.000 TL'si için 40.500 TL (ücret gelirlerinde 870.000 TL'nin 230.000 TL'si için 40.500 TL), fazlası ​
27%​
3.000.000 TL'nin 580.000 TL'si için 135.000 TL, (ücret gelirlerinde 3.000.000 TL'nin 870.000 TL'si için 213.000 TL), fazlası ​
35%​
3.000.000 TL'den fazlasının 3.000.000 TL'si için 982.000 TL, (ücret gelirlerinde 3.000.000 TL'den fazlasının 3.000.000 TL'si için 958.800 TL), fazlası
40%​

3. Kurumlar Vergisi Oranı

Kanundaki Kurumlar Vergisi oranı %25’dir. (Bankalar ve finans sektörü şirketlerinde oran %30 olarak uygulanır.)

Kar Dağıtım Stopajı: Anonim ve limited şirketlerce kar dağıtılması halinde; gerçek kişiler ve dar mükelleflere dağıtılan kar paylarından: %10

Kurumlar Vergisi mükellefi şirketlere dağıtılan kar payları (iştirak kazançları) stopaja tabi değildir.


Menkul Kıymet Kazançlarının Vergilendirilmesi

Tam mükellef gerçek kişilerde menkul kıymet kazançlarının vergilendirme rehberi için tıklayınız.

Dar mükellef gerçek kişilerde menkul kıymet kazançlarının vergilendirme rehberi için tıklayınız.

Tam mükellef kurumlarda menkul kıymet kazançlarının vergilendirme rehberi için tıklayınız.

Dar mükellef kurumlarda menkul kıymet kazançlarının vergilendirme rehberi için tıklayınız.


Vergi Kesintisi (Stopaj) Uygulamasında Özel Hükümler:

Yukarıdaki tablolardaki yatırım fonlarından; aşağıdaki özellik ve kriterlere uygun fonlarda vergi kesintisi (stopaj) yükü her halükarda bulunmamaktadır.

i. Kurumlar Vergisi Mükelleflerinin (Anonim, eshamlı komandit, limited şirketler ile yatırım fonlarının) her nevi yatırım fonlarından elde edeceği gelirlerde vergi stopaj oranı %0’dır. (Gelir Vergisi Kanunu, Madde:67/5)

ii. Hisse senedi yoğun fonların katılma paylarından elde edilen kazançlar için stopaj oranı %0’dır. (Gelir Vergisi Kanunu, Madde: 67, 2006/10731 Sayılı Kararname, Madde: 1-a) SPK mevzuatına göre; Fon portföy değerinin en az %80’i devamlı olarak menkul kıymet yatırım ortaklıkları payları hariç olmak üzere BİAŞ’ta işlem gören ihraççı paylarından oluşan ve SPK Yatırım Fonları Tebliğinde belirtilen şemsiye fonlara bağlı olarak ihraç edilen fonlar “Hisse Senedi Yoğun Fon” olarak kabul edilir.

iii. İki yıldan fazla süreyle elde tutulan “Girişim Sermayesi Yatırım Fonu” ve “Gayrimenkul Yatırım Fonu” katılma paylarından elde edilen kazançlar için stopaj oranı % 0’dır. (Gelir Vergisi Kanunu, Madde: 67, 2006/10731 Sayılı Kararname, Madde: 1-a)

iv. 23/12/2020 ile 30/04/2024 tarihi (bu tarih dahil) arasında iktisap edilen, (Değişken, Karma, Eurobond, Dış Borçlanma, Yabancı, Serbest Fonlar ile unvanında “Döviz” ifadesi geçen yatırım fonları hariç) yatırım fonlarından elde edilen gelir ve kazançlar için stopaj oranı %0 olarak uygulanır. (Gelir Vergisi Kanunu, Madde: 67, 2006/10731 Sayılı Kararname, Geçici Madde: 3/2)

İktisap tarihlerine göre tespit edilmiş olan %0 oranı, SPK mevzuatı açısından yukarıda parantez içinde belirtilen yatırım fonlarından sayılmadığı sürece; herhangi bir süre sınırlaması olmaksızın GSYF ve GYF katılma paylarından, Borsa Yatırım Fonları ile genel olarak yatırım fonlarından elde edilen gelir ve kazançlara uygulanır.

Bu tarihler arasında alınan; para piyasası fonları yanı sıra, borçlanma araçları fonları (Eurobond, yabancı menkul kıymetler hariç), katılım fonları (döviz hariç), kıymetli madenler fonları, fon sepeti fonları (Unvanında yabancı para geçenler hariç) dahil ve satış tarihi ne olursa olsun elde edilecek gelirlerde stopaj %0 olarak uygulanır.

Uygulamada yatırım fonunun nev’inin belirlenmesinde fon kurucu ve yöneticisi Portföy Yönetim Şirketi’nden yazılı bilgi alınması tavsiye olunur. Örneğin unvanlarında döviz ifadesi geçmeyen, TL olarak işlem gören portföyleri altın, gümüş ve bu ürün endekslerinden oluşan Borsa Yatırım Fonları ve bunun gibi özellikli diğer fonlar için konunun netleştirilmesi uygun olur.

v. Sürekli olarak portföyünün en az %51’i BİST’te işlem gören hisse senetlerinden oluşan yatırım fonları katılma belgelerinin 1 yıldan fazla süreyle elde tutulması şartıyla bu fon paylarından elde edilen gelir ve kazançlarda vergi kesintisi yoktur. Başka deyişle bu gelirler stopaj kapsamına girmemektedir. (Gelir Vergisi Kanunu, Madde: 67/1-8. Paragraf, 30/09/2006 tarihli 258 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği)

Girişim Sermayesi Yatırım Fonu Yatırımcıları İçin Vergi Durumu (Ocak 2024) (Gelir Vergisi Kanunu Geçici Madde 67)



Katılma Payı Satış veya Fona İade Kazancı
​Kâr Payı Geliri
​Vergi Teşviki






Gerçek Kişiler
​Tam Mükellef
​-%10 stopaj.
-İktisaptan itibaren 2 yıl elde tutulanlar için vergi stopajı %0’dır.
-Stopaj nihaidir, GV beyannamesi verilmez.
-%10 stopaj.
-İktisaptan itibaren 2 yıl elde tutulanlar için vergi stopajı %0’dır.
-Stopaj nihaidir, GV beyannamesi verilmez.

​GSYF yatırım tutarı, vergi matrahının %10’unu aşmayacak şekilde matrahtan indirilebilir.

​Dar Mükellef
​-%10 stopaj.​
-İktisaptan itibaren 2 yıl elde tutulanlar için vergi stopajı %0’dır.​
-Stopaj nihaidir, GV beyannamesi (yıllık ve münferit beyan) yoktur.
​-%10 stopaj.​
-İktisaptan itibaren 2 yıl elde tutulanlar için vergi stopajı %0’dır.​
-Stopaj nihaidir, GV beyannamesi (yıllık ve münferit beyan) yoktur.











Tüzel Kişiler
​Tam Mükellef
​-%0 stopaj.
-Kurumlar Vergisi matrahına dahil değildir. (İştirak kazançları istisnası uygulanır.)
-Katılma belgeleri değer artışları kurumlar vergisine tabi değildir. (Alış Bedeli ile değerlenir.)

Katılma belgelerinin III. Kişilere satışı halinde 2 yıldan beri bilançoda olması şartıyla satış kazancının %75’i KV’den istisnadır. Bu tutarın 5 yıl boyunca dağıtılmaması ve özel fonda tutulması şartı vardır.
​-%0 stopaj
-Kurumlar Vergisi matrahına dahil değildir. (İştirak kazançları istisnası uygulanır.)
​GSYF yatırım tutarı, vergi matrahının %10’unu ve özsermayesinin %20’sini aşmayacak şekilde vergi matrahından indirilebilir.
İndirilen miktar fona katılım bittiğinde geri matraha eklenir. Vergi erteleme söz konusudur.
​Dar Mükellef
​-%0 stopaj.
-KV beyannamesi verilmez. (Özel beyan yoktur.)
​-%0 stopaj.
-KV beyannamesi verilmez. (Özel beyan yoktur.)
​Yoktur.
BES Şirketleri ve Emeklilik Yatırım Fonları
​-%0 stopaj.
-KV yoktur.
​-%0 stopaj.
-KV yoktur.

​Vakıf, Sandık, Dernek, Sendika, Üniversite vb.

​-%10 stopaj.
-İktisaptan itibaren 2 yıl elde tutulanlar için vergi stopajı %0’dır.
-KV’ye tabi değildir, beyanname yoktur.
​-%10 stopaj.
-İktisaptan itibaren 2 yıl elde tutulanlar için vergi stopajı %0’dır.
-KV’ye tabi değildir, beyanname verilmez.

Yabancı Banka-Finans Kuruluşları
​-%0 stopaj
-KV beyannamesi verilmez. (Özel beyan yoktur.)
​-%0 stopaj
-KV beyannamesi verilmez. (Özel beyan yoktur.)


(*) 23/12/2020 ile 30/04/2024 tarihi (bu tarih dahil) arasında iktisap edilen, (Değişken, Karma, Eurobond, Dış Borçlanma, Yabancı, Serbest Fonlar ile unvanında “Döviz” ifadesi geçen yatırım fonları hariç) yatırım fonlarından elde edilen gelir ve kazançlar için stopaj oranı %0 olarak uygulanır. (Gelir Vergisi Kanunu, Madde: 67, 2006/10731 Sayılı Kararname, Geçici Madde:3/2)

Bu kurala göre; %0 oranı, SPK mevzuatı açısından yukarıda parantez içinde belirtilen yatırım fonlarından sayılmadığı sürece; 23/12/2020 ile 30/04/2024 tarihi (bu tarih dahil) arasında iktisap edilen GSYF katılma paylarından elde edilen gelir ve kazançlara da herhangi bir süre sınırlaması olmaksızın uygulanır.


Gayrimenkul Yatırım Fonu (GYF) Yatırımcıları İçin Vergi Tablosu (Ocak 2024) (Gelir Vergisi Kanunu Geçici Madde 67)


Katılma Payı Satış veya Fona İade Kazancı
Kâr Payı Geliri​







Gerçek Kişiler

Tam Mükellef​
-%10 stopaj.
-İktisaptan itibaren 2 yıl elde tutulanlar için vergi stopajı %0’dır.
-Stopaj nihaidir, GV beyannamesi verilmez.

-%10 stopaj.
-İktisaptan itibaren 2 yıl elde tutulanlar için vergi stopajı %0’dır.
-Stopaj nihaidir, GV beyannamesi verilmez.13

Dar Mükellef​
-%10 stopaj.
-İktisaptan itibaren 2 yıl elde tutulanlar için vergi stopajı %0’dır.
-Stopaj nihaidir, GV beyannamesi verilmez. (Münferit beyan
yoktur.)

-%10 stopaj.
-İktisaptan itibaren 2 yıl elde tutulanlar için vergi stopajı %0’dır.
-GV beyannamesi verilmez. (Münferit beyan yoktur.)





Tüzel Kişiler (Anonim Şirket, Limited Şirketler, Yatırım Fonları vb. gibi)
​Tam Mükellef
-%0 stopaj.
-Şirket kazancına dahil edilir. Yıllık Kurumlar Vergisi’ne tabidir.

-%0 stopaj.
-Şirket kazancına dahil edilir. Yıllık Kurumlar Vergisi’ne tabidir.

Dar Mükellef​
-%0 stopaj.
-TR’de yıllık kurumlar vergisi beyannamesi verilmez.
(Özel beyan yoktur.)

-%0 stopaj.
-TR’de KV beyannamesi verilmez. (Özel beyan yoktur.)



Emeklilik Yatırım Fonları (BES)
-Herhangi bir vergiye tabi değildir:
-%0 stopaj.
-Kurumlar vergisi yoktur.

-Herhangi bir vergiye tabi değildir:
-%0 stopaj.
-Kurumlar vergisi yoktur



Vakıf, Sandık, Dernek, Sendika, Üniversite v.b. Kurumlar Vergisi Mükellefi olmayan kurumlar
-%10 stopaj.
-İktisaptan itibaren 2 yıl elde tutulanlar için vergi stopajı %0’dır.
-Kurumlar vergisine tabi değildir, K.V. beyannamesi verilmez.

-%10 stopaj.
-İktisaptan itibaren 2 yıl elde tutulanlar için vergi stopajı %0’dır.
-Kurumlar vergisine tabi değildir, beyanname yoktur.



Yabancı Banka-Finans Kuruluşları
-%0 stopaj.
-KV beyannamesi verilmez. (Özel beyan yoktur.)

-%0 stopaj.
-KV beyannamesi verilmez. (Özel beyan yoktur.)


13 Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi, GYF’lerle ilgili olarak 15.12.2020 tarihinde verdiği muktezada; kâr payı ödemesi şeklinde Fon katılımcılarına aktarılan gelirlerin GVK Geç 67. Madde kapsamında stopaja tabi olduğunu belirtti. Başka deyişle, GYF katılımcılarına “kâr payı” adıyla yapılacak ödemeler “sermaye piyasası aracının dönemsel getirisi” olarak değerlendirildi. (GİB İst. Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 15.12.2020 tarih ve 62030549-120 (Geç.67-2028/394)-E.934609 sayılı Muktezası)

Buna göre “kâr payı ödemesi” şeklindeki gelir, Fon’a satış geliri gibi sadece stopaja tabi olacak. Gelir sahibi gerçek kişiler için yıllık gelir vergisi beyannamesi söz konusu olmayacaktır. Aynı anlayışın GSYF ve diğer fonlar ile benzer sermaye piyasası ürünleri için de geçerli olması gerekir.

(*) 23/12/2020 ile 30/04/2024 tarihi (bu tarih dahil) arasında iktisap edilen, (Değişken, Karma, Eurobond, Dış Borçlanma, Yabancı, Serbest Fonlar ile unvanında “Döviz” ifadesi geçen yatırım fonları hariç) yatırım fonlarından elde edilen gelir ve kazançlar için stopaj oranı %0 olarak uygulanır. (Gelir Vergisi Kanunu, Madde: 67, 2006/10731 Sayılı Kararname, Geçici Madde:3/2)

Bu kurala göre; %0 oranı, SPK mevzuatı açısından yukarıda parantez içinde belirtilen yatırım fonlarından sayılmadığı sürece; 23/12/2020 ile 30/14/2024 tarihi (bu tarih dahil) arasında iktisap edilen GYF katılma paylarından elde edilen gelir ve kazançlara da herhangi bir süre sınırlaması olmaksızın uygulanır.

1e1 Bankacılık Hakkında

Wings Black Ayrıcalıklarını Keşfet